Akif BEKİ
Öyle ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Simit Sarayı konusunda Ziraat Bankası'na gösterilen tepkilere hak verdi.
Cenevre'de, eleştirilere ne dediği sorulduğunda, açık konuştu.
Simit Sarayı'nın yarıdan fazlasını satın almak için Rekabet Kurumu'na başvurduklarını duyduğu anda, bankanın genel müdürünü aradığını ve ne söylediğini açıkladı.
“Bir ara gündeme geldi ama böyle bir şeyi şu anda düşünmüyoruz” demiş muhatabı.
Orada da kalmadı, takiben kendisinin bunu tasvip etmesinin mümkün olmadığını ekledi. Ve geçmişte kamu bankalarının görev zararı sebebiyle nasıl battıklarını da hatırlattı...
Demek ki kalkışılan işin, kamunun sırtından özel bir şirketi zararına kurtarma planı olduğuna da katılıyor Cumhurbaşkanı.
Zararı vatandaşa yazılacak, verilecek açık sizin benim paramızla kapatılacaktı.
Geriye kalan tek soruyu kimse sormadığı içinse Cumhurbaşkanı'nın o hususta nasıl aydınlatıldığını öğrenemedik.
Malum, Ziraat Bankası, Simit Sarayı'nın çoğunluk hisselerini satın almayı bir ara düşünmedi sadece. Bunun için Rekabet Kurumu'na başvuruda da bulundu. O başvuru, kurumun sitesinde duruyordu. Ancak Erdoğan'ın açıklamasından sonra kaldırıldı.
Şurası da malum, Rekabet Kurumu'na başvuru, alan ve satanlar anlaştıktan sonra yapılıyor. Düşünme aşamasında danışmak için değil. Demek ki anlaşma tamamlanmıştı, el sıkışmışlardı.
E, kamu bankalarını geçmişte zarara sokan kıyakların, banka yönetimlerine siyasetçiler tarafından çektirildiği de sır olmadığına göre...
Soru şu: Ziraat Bankası'nı bu işe kim zorladı? Yanıltıldıysa kim yanılttı? Dayatıldıysa kim dayattı?
Zararın neresinden dönülse kar. Vazgeçilmesini takdirle karşılıyor ama merak da ediyorum. Tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla bir şirketi kurtarmaya nasıl ve neden yeltenildiği hususunda bilgilendirilmek istemeyelim mi?
Beni benden alan Davutoğlu sorusu
Ziraat’i, Erdoğan’ın da onaylamadığı bu işe kimin soktuğunu sormayı unuttu meslektaşlarımız. Ama Gelecek Partisi’nin amblemini çürütmeyi Cumhurbaşkanı’na bırakmayıp soru kılığında icabına bakmayı akleden çıktı.
Punduna getirmeye bile gerek duymadan, cevabını da kendi yetiştiren şu sorunun muazzamlığına gelin..
Güya gazeteci: “Bakıldığında AK Parti çınarından kopan bir yaprak söz konusu. Ömrü ne olur? Kurulmakta olan diğer siyasi parti bağlamında ise tabanı bölmek büyük bir vebal değil mi sizce?”
Başka söz söylemeye fırsat bırakmadığı halde, Cumhurbaskanı nezaket göstermiş. ‘Sen siyasetçi değilsin, siyaseti bana bırak, kendi adına konuş’ demeden yanıtlamış yine de.
Başka ne diyebilirdi ki, cevabı şöyle: “Çınardan kopan bir yaprak dediniz. AK Parti bir çınardır. Biliyorsunuz, yapraklar hazan mevsiminde dökülür. Bizim hazan mevsimimiz yok. Biz yolumuza devam ediyoruz. Şimdi onların durumu o. Külliye’ye geldiğiniz zaman çınarlarımızın yapraklarını döktüğünü ama 4-5 ay sonra yine yeşillendiğini göreceksiniz. Düşen yaprak bir daha eski yerine dönmüyor. Biz bunu trenden inenler olarak anlatmıştık...”
AK Parti ile Gelecek Partisi arasında ilk polemik de çıktı böylece; çınar polemiği...
Soru sormayı ağız tamburası çalmak zanneden arkadaş, bakarsınız Davutoğlu’na da cevap hakkı tanır.
‘Siz daldan düşen kuru yaprağı mı amblem seçtiniz, yine yeşillenecek çınar dalları AK Parti’de mi kaldı’ diye sormak gelir mi gelir aklına, gelemez mi!
Bir gizli fetva makamı mı var?
Oturarak namaz kılanlara ayrılan tabure ve sandalyeleri kaldırmıştı Diyanet.
Caiz olmadığı için değil. Cami adap ve dokusuna uymadığı, kimileri rahatsız olduğu için.
‘Kilise paranoyası’na bağlamıştım...
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, dün genelgesindeki üstü kapalı gerekçeye açıklık getirdi. Evet ‘kiliseye benzememe paranoyası’ndanmış, beni doğruladı.
Diyanet ‘caiz değil’ demiyordu zaten. Onca yıl caizdi, Kabe’de bile binlerce tabure dağıtılıyor, şimdi bizim camilerde mi caiz değil diye sormazlar mıydı?
Erbaş Hoca, bu tür yanlış anlaşılmaların önünü bizzat kesti. Dinin, zaruret halinde yatarak göz işaretiyle bile namaz kılmaya izin verdiğini süzme cahillere de bildirdi.
Cep ilmihallerinde dahi yazar. Bilmek için, din alimi olmaya gerek yok. Diyanet reisi de şüpheye yer bırakmayacak şekilde teyit ediyor.
Madem Diyanet’e göre de caizdi, din izin veriyordu, yaşlı ve fiziki engeli olanlara tanınan bu kolaylık neden yasaklandı?
Tartışılması gereken bu. Diyanet’in üstünde bir gizli fetva makamı mı var? Diyanet’i rahat bırakmayan, ensesinde boza pişiren cübbeli ve ihlaslı vesayet odakları mı var?
Çünkü Erbaş Hoca da tabure yasağından pek hoşnut görünmüyor.
“İslam dini kolaylık dinidir. Ama bunu saflardan ayrı bir yerde, sabitlenmiş sandalyeler, tabureler üzerinde yaptığınız zaman camiye uymayan, başka bir takım dinlerin ibadet alanlarını hatırlatan, ona benzeyen görüntüler ortaya çıkıyor. Bunlara engel olmamız gerekiyor. Genelge ile engel olduğumuzu düşünüyorum” diyor.
Yaşlı ve engelli cemaati camiden soğutmamak için, yasağı anlatma gereği duyuyor.
“Bundan sonra ayakta ya da yerde oturup kılamıyorsa katlanabilir taburesini alacak vatandaşımız, herhangi bir safın arasına girerek namazını kılmış olacak” ifadesi de onun.
Demek istiyor ki gelmeyi bırakmayın, camileri boşaltmayın, yasakladığımız şey tabure ya da oturarak kılmak değil. Buna yer ayrılmayacak, tabureler hazır tutulmayacak, o kadar...
Doktordan rapor getirmeyene tabure verilmeyecek mi? Bu zorlaştırma, kimi memnun etmek için peki?
Üç beş tabure dizilirse caminin kiliseye benzeyeceğini zanneden, bunun yaygarasını koparan, cübbeli ve ihlaslı geçinen dar kafalı sivri allameleri tabii ki...
Bir tarikat veya cemaat, Diyanet’e diş geçirip kendi marjinal yorumlarını dayatabilir mi?
Devlete nüfuz eden bir grubun din anlayışı, dini hayat üzerinde tekel kurmaya başlarsa bunun nerede duracağını kim kestirebilir?
Ya sıra, Ortodoks mimarisinden esinlenen cami kubbelerine de el atmaya gelirse?
Kiliseden dönüştürülen camiler ne olacak, Ayasofya açılmaya kalmadan onlar da mı ibadete kapatılacak?
Namazı kabul makamı kendileriymiş gibi Müslümanların sicil amirliğine, ibadet müfettişliğine soyunanlar, cami avlusunda abdest denetlemeye, gözlerinin önünde abdest tazelemeyeni camiye sokmamaya da kalkmaz mı yarın? Ağız ve dolgu kontolüne kadar gitmez mi iş?
Gizli bir fetva makamı, ‘kutlu doğum haram’ dedi, kaldırıldı. ‘Tabure caiz değil’ dedi, o da kalktı. Taktıkları arasında, hoparlörle ezan ve diş dolgusu kaldı. Sıra onlarda mı?
O cübbeli ve ihlaslı geçinen çığırtkanların kim olduğunu anladınız siz. Sesleri çok çıkıyor diye, Diyanet teslim mi olacak bu hurafeci ve menkıbeci safsatacılara?
Laiklik en çok da, bir dini grubun Diyanet’i ve devleti alet ederek diğerlerine tahakküm edememesi, terör estirerek baskı altına alamaması için lazımdı.
Diyanet, din adına ahkam kesen, kendinde neye inanıp nasıl ibadet etmeniz gerektiğini buyurma hakkı gören bu gibi softaların devlet eliyle dini hayata müdahalelerine açtığı kapıyı, geç olmadan kapatmalı. Camileri, bu bağnazlara tanzim ettirmek büyük hata.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025