Akif BEKİ
2002 sonlarıydı, AK Parti iktidara gelmiş ama Genel Başkan Erdoğan hala siyasi yasaklıyken Radikal gazetesinde bir dizi yazmıştım. Hani bilahare kitaplaşan şu meşhur "Erdoğan'ın Harfleri" adlı dizi...

En çok da "Kıyamet saati değil seçim vakti" başlıklı bölümü sevilmiş, eski antidemokratik düzen bekçilerinden büyük ilgi ve alaka görmüştü(!)
AK Parti ve Erdoğan'ın, muhafazakar dünya görüşünü gerçekçiliğe, demokratikleşmeye ve dünyalılaşmaya nasıl evirebileceğine, buna öncülük etme potansiyellerine dair bölümdü.
Hiç okumadan, tezvirat kampanyalarının etkisiyle başka bir şey söylediğimi zannenler için sayfalarını iliştiriyorum buraya. Sandıkları gibi miymiş, bu vesileyle bir göz atsın onlar da.
"Göklerden beklenen kurtarıcı insanların arasında zuhur etti. Sandıktan çıktı. Göksel değil dünyevi bir kurtarıcı, bir siyasi lider olarak...Seçilmiş biri ama seçmenleri tarafından" diyordum.
Erdoğan ve partisinin, özellikle 'kurtarıcı' beklentisinde keskin bir kırılma ve değişimi hem temsil hem de vaat ettikleri iddiasındaydım.
'Kurtarıcı'yı, kulların iradesini yansıtan sandığın üstünde değil içinde arayan bir mantalite dönüşümüne liderlik edeceklerdi...
Dindar kitleleri, Cumhuriyetin modernleşme projesiyle barıştıracaklardı. Gerçekler evrenine, sebepler alemine ve yeryüzü demokrasisine entegre bir siyaset güdeceklerdi. Bunlardan kopuk bir siyaset değil...
Ayakları yere değdirmeye başlamışlardı, başaracaklardı bana göre.
Açıkça ifadeye döktüyüm öngörüm de arzum da bu yöndeydi.
Feleğin işvesi midir, kaderin cilvesi mi bilemem ama pek ironiktir ki...
Önce askeri vesayetçiler çarpıttı, Erdoğan'a 'Mehdi' dediğim kara propagandasını çıkardılar o bölümden.
Sonra FETÖ'cüler, Ergenekon davaları sürecinde dümen sularına girmiyorum diye, bu kara propagandayı kopyalayarak aleyhimde sürdürdü.
En son da güya 'reisçilik' satan hayasız akıncılar devraldı aynı yalanı. Hesapta, 'ama dün Mehdi diyordun, böyle konuşmuyordun' fasaryalarıyla beni karalayarak güncel eleştirilerimi çürütecekler, onun için yayıyorlar.
Oysa yazdıklarım yerli yerinde duruyor ve bugün de arkasındayım.
Yerinde durmayanın kim olduğu, kimlerin birbirinin yerini aldığı, kimlerin karşıtına benzediği ve kınadığı şeye dönüştüğü ise ortada.
AK Parti'nin liderlik rolü hakkında yanıldım, yarıda bıraktı. Kendisi hakkında yanılttı, fakat başlarda kitlesine yaşattığı ve artık gerisinde kaldığı dönüşüm hakkında değil. Habercisi olduğu, tetiklediği ve önünü açtığı zihniyet dönüşümüyle ilgili yanılmadım.
O yazı dizisinin üstünden 18 yıl geçti. Ve bakın AK Parti nerede!
2019'un son günlerini, üzerinde 'Cumhurbaşkanlığı askeri başdanışmanı' sıfatı olan birinin 'Mehdi gelecek' sözlerini tartışarak geçirdik.
AK Parti'nin kitlesi ve inançları nezdinde sandığa soktuğu 'kurtarıcı', 18 yıl aradan sonra tekrar sandıktan milli iradenin üstüne çıkarılıyor.
Bir siyasi proje olarak 'kurtarıcı' zar zor yere, insanların arasına indirilmişti. Şimdi ise seçim tarihi yerine kıyamet saatinde zuhur edecek bir 'ahir zaman kurtarıcısı' olarak yerden yine göğe yükseltiliyor.
Her iki modelde de 'seçilmiş' bir kurtarıcı var. Fakat seçmenleri tarafından seçilene 'Mehdi' demiyoruz.
Ancak; seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın başdanışmanı Adnan Tanrıverdi, hangisine karşı sorumlu olduğunu karıştırıyor olmalı.
Aksi halde, kamuoyunu hazırlama görevini şöyle tarif eder miydi:
"İslam Birliği olacak mı, olacak. Nasıl olacak; Mehdi Hazretleri geldiği zaman. Peki Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki bizim bir işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekmez mi?..."
Tanrıverdi, 'Mehdi'nin gelişine sadece toplumu değil ortamı, yani şartları hazırlamaktan söz ediyor. Hangi şartlar bunlar?
Diyanet'ten, beliren alametlere kıyasla 2020'de 'Mehdi'nin gelip gelmeyeceğini müjdelemesini elbette beklemiyorum, bu boyunu aşar. Ama hazırlanması gereken ortam ve şartlarla ilgili de mi bize bir tebliğ yapamaz?
2020'de, sigara gibi 'kesin haram'lar ve camilerdeki tabure gibi tehlikeli görüntülerle mücadeleden fırsat bulup artık 'Mehdi' konusunda da bizi aydınlatmaya vaaz ve hutbe ayıracaklarını umuyorum. Bilhassa ön hazırlıkların başlamış olması, beni ciddi umutlandırıyor.
Dün dünde kaldı, hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacak, elveda 2019!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
27.12.2025
25.12.2025
24.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
4.12.2025