Akif BEKİ
Refakatçi gazeteciler, Afrika seyahatinden dönerken uçakta yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'la bir soru-cevap imkanı yakalamış ve bu fırsatı en mükemmel şekilde değerlendirmenin gayreti içine girmişler.
Mübalağasız söylüyorum, dün çıkan söyleşide okuduklarım yeni bir zirveye işaret ediyor. Gazetecilik mesleğinde büyük bir sıçrama bu, hımbıl adımlarla kaydedilmiş ufaktan bir ilerleme gibi küçümseyemezsiniz.
En üste yazarım, şuna bittim mesela, böylesi daha sorulmadı:
"Soru: CHP şu anda ana muhalefet gibi görünüyor ama ana muhalefetten ziyade analara muhalefet eden bir tarzı var. Diyarbakır’da HDP İl Binası’nın önünde çalınmış evlatlarını bekleyen anneler var. Onlar ana gündemden düşmek istemiyorlar ve sizlere teşekkür ediyorlar. Onlara bir mesajınız var mı?"
Cevaba ihtiyaç bırakmayan zor soru da nasıl sorulurmuş görsün alem!
Nezaket icabı aldığı karşılığı aktarmama bilmem gerek kaldı mı? Hangi cevap bu seçkin sorunun kendisini aşabilir, bu zorluğun altından kalkabilir ki?
Cumhurbaşkanı 'sen sorunu sor, benim yerime siyaset yapma, muhalefetle polemiğe girmeyi de bana bırak' demeden cevap verdiyse kibarlığındandır.
İlahi arkadaş çok mu düşündün, nereden gelir aklına böyle çetin sualler, göğsümüzü kabarttın, mesleğinin gururusun, zeka kuvvetinle hay bin yaşa e mi!
Hakkını yemeyelim, bakın şu da hiç fena değil:
"Soru: Ülkemizde yaşanan son yıllardaki depremlerden sonra iki tavır ortaya çıkıyor. Devletin tavrı, muhalefetin tavrı… Devletin tavrı son 17 yılda birçok depremde milletle dayanışma içinde. Muhalefet ise deprem üzerinden siyaset yapıyor. Millet ittifakının bileşenleri de medyasıyla STK’larıyla başka bir algı oluşturuyor. Son olarak Kemal Kılıçdaroğlu “Deprem vergileri nereye harcandı?” dedi. Bu tavrı sormak isterim. İkinci olarak devletin 1999 öncesi tavrıyla bugünkü tavrını değerlendirebilir misiniz?"
Yine cevaba iş bırakmayan bir soru. Yine bir iktidarı yormadan, onun nam ve hesabına yumruğu sallayıp muhalefeti tek vuruşta gıyaben nakavt başarısı...
Neyse ki Cumhurbaşkanı, AK Parti teşkilatları siyaset karıştırmadan yardıma koşarken CHP yardımı nasıl siyasete alet ediyor, kıyamayıp lütfen detaylandırıyor da...Gazeteciyi kendi kendine konuşmaktan, ringde tek başına danstan kurtarıyor.
Cumhurbaşkanı'nın soruya katkısı şöyle:
"Bu adamın doğru söylediği bir şey yok. Ben şu anda Sivrice depremine CHP’li belediye ne kadar yardım yapmış bunun üzerinde duracak değilim. Ben sadece şunu söyleyeyim. Allah’a hamdolsun, bir tarafta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere, bütün bakan arkadaşlarım ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak Fuat Bey, öbür tarafta (AK Parti) Genel Başkan Vekili olarak Numan Bey, tüm vekiller, kadın kollarımız bölgede seferber oldu, çalıştılar ve aç açık bırakmamak için ne gerekiyorsa yaptılar. Acaba kendisi oraya gitti mi? Gitmedi. Şimdi bundan sonra herhalde gider..."
Bu kabir sorgusu gibi ifritten suallerin kahraman sahiplerinin kimliği ne yazık ki soru-cevapta belirtilmiyor. Haksızlık değil mi?
Muhakkak emekleri zayi olmuyordur. Marifet iltifata tabii; kıymetleri bilinmese, ödüllendirilmeseler bu performans yarışını sürdüremezlerdi.
Kim olduklarını bilenler ya da bizzat kendileri isimlerini bahşetseler de, biz de ateş parçalarını açıktan kutlayabilsek.
‘Ya Şam ya Türkiye’ aşamasına gelmişiz
Ankara, uzun süre ABD’yi, ‘NATO müttefiki’ Türkiye ile ‘terör örgütünün Suriye kolu’ YPG arasında bir seçime zorladı. ‘Ya biz ya YPG, seçimini yap’ dedi.
Ama ABD, bu ikisi arasında bir seçim yapmayı reddetti. Ne NATO müttefikini gözden çıkardı, ne de IŞİD’le savaşta piyade kuvveti olarak yararlandığı YPG’den vazgeçti.
O siyasetin sonucu malum, Ankara’yı Rusya’yla yakınlaşmaya itti.
Cumhurbaşkanı’nın Afrika dönüşü söylediklerinden öğreniyoruz ki Ankara, şimdi Rusya’yla da benzer bir yol ayrımına gelmiş görünüyor.
Şam rejimi, uyarılara rağmen gerilimi azaltma mutabakatını takmayıp İdlib’e saldırılarını arttırdı. Bir gazeteci de bunun arkasında, Rusya ile CHP’nin iç siyasetimizi dizayna dönük bir ortak komplosu ve Ankara’ya bir mülteci şantajı olup olmadığını soruyor.
Cumhurbaşkanı, CHP ile Rusya’nın kafa kafaya verip AK Parti’yi nasıl alt ederiz, mültecileri üstüne salarak nasıl köşeye sıkıştırırız diye bir komplo kurduğu, bir şantaj planladığı şeklindeki dahiyane kısma pek yüz vermiyor. Ama o kapıyı kapatmıyor da. Şimdilik “Bunu şantaj olarak nitelemeyelim. Aylar geçtikçe göreceğiz” diyor.
Yalnız, Ruslara karşı tepkisini şöyle sertleştiriyor: “Şu an itibarıyla maalesef Rusya Astana’ya da Soçi’ye de sadık değil. Bunlara biz bir yere kadar sabrederiz, sabrettik ama ondan sonra da biz göbeğimizi keseriz. Bu konuda Rusya da eğer biz birbirimize sadık ortaklar isek, tavrını belli edecek. Ya Suriye ile olan süreci farklı yürütecek ya da Türkiye ile olan süreci farklı yürütecek, bunun başka yolu yok.”
İlk kez Rusya’ya; “Ya Esad’a söylenmesi gerekeni siz söylersiniz, ya biz gereğini yaparız” resti çekiyor Cumhurbaşkanı.
“Şu anda Astana süreci diye bir şey kalmadı”ğını da ilan ediyor.
Rusya’nın önünde iki seçenek var: Ya dostu Esad ya Astana ortağı Türkiye! Birinden biri!
Peki ya ABD gibi Rusya da, Ankara’nın tüm bastırmalarına rağmen bir seçim yapmaya direnir, ikisinden de vazgeçmezse?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025
3.04.2025
28.03.2025