Akif BEKİ
Kudüs Mitingi denince akla, 6 Eylül 1980'de Konya'da düzenlenen olaylı Kudüs'ü Kurtarma Mitingi gelir. Bir hafta sonraki 12 Eylül askeri darbesinin gerekçelerinden biri, 'irticayı hortlatarak' bardağı taşıran son damla diye gösterilmişti.
O mitingi yine Milli Görüş partisi MSP düzenlemişti. Araya provokatörler karışmış, savcılık partiler yasasını ihlalden MSP'ye soruşturma açmış, rahmetli Erbakan da mitingi partisinin değil bir tertip komitesinin topladığını ve bütün partilerle liderlerin çağrıldığını söylemişti.
Tertip komitesinin başı gibi görünen MSP Konya Belediye Başkanı Mehmet Keçeciler ise 'yapmayalım' dediğini, partisini vazgeçiremeyince de mitinge istemeden katıldığını anlatmıştı.
İlginç olan şu...
Demirel hükümeti, İsrail'in Kudüs'ü ebedi başkent ilan etmesine tepkisiz kalmamıştı. Protesto olarak Kudüs başkonsolosluğunu kapatıp ilişkileri maslahatgüzar seviyesine indirmişlerdi. Yine de MSP'yi kesmemiş, dışişleri bakanı gensoruyla düşürülmüş, Demirel Kudüs'e ihanet etmek ve siyonist işbirlikçisi olmakla suçlanmıştı.
Daha ilginci; 'Ya Kudüs'ü kurtaracağız ya kan kusturacağız' sloganıyla yüzbinlik bir kalabalığın Konya'da yürütülmesi, askerin Demirel'i devirirken kullandığı bahanelerden biri olmuştu.
Ama en ilginci bu değil. En ilginci; askeri yönetimin bile Demirel'in kapattığı Kudüs başkonsolosluğunu açmaması, açılmasının 1992'de tekrar Demirel'in başbakanlığına nasip olmasıydı.
Pazar günü Yenikapı'daki Büyük Kudüs Mitingi'ne gelince...
Tertipleyen, yine bir Milli Görüş partisi. Fakat bu kez, davet edilen diğer partiler icabet etti. İktidar bloku hariç, hepsi ordaydı. Kudüs'e sahip çıkmak için birlik ve beraberlik fotoğrafı verdiler.
Ciddi bir lider katılımı oldu. Saadet lideri Karamollaoğlu'yla yan yana CHP lideri Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, İBB Başkanı İmamoğlu, Hüdapar lideri Sağlam, DP lideri Uysal ve İYİ Parti lideri Akşener'i temsilen yardımcısı Sukas...
Bu seferkinin başka farkları da var. Taşkınlık, aşırılık ve provokasyona geçit verilmedi. Mitingin sabote edilmesine fırsat tanınmadı.
Amaç; slogan atmak ve iktidarı Filistin davasına ihanetle, siyonist uşaklığıyla vesair karalamak değildi. İç siyasete ve partizanlığa filan alet etmek de değildi. Kudüs'ün sloganlarla kurtarılamayacağını bütün hatipler dile getirdi. İktidar, lafla yetinmeyip icraata geçmeye davet edildi. Fakat bu da sloganla bırakılmadı, neler yapılabileceğine dair somut öneriler sunuldu.
Ayrıca, belediye seçimlerinde İstanbul'u CHP alırsa Kudüs'ün düşeceği şeklindeki popülist hezeyanlara, okkalı bir cevap verilmiş oldu. O ucuz istismar propagandası, bir kez daha çürüğe çıkarıldı.
Ezberleri bozdu...
CHP, Hamas'la aynı platformda dayanışma sergiledi. Trump'ın, dünya barışını tehdit eden Haçlı saldırısı görünümlü şarlatanlıklarına karşı durma ve Kudüs'ü yalnız bırakmayıp birlikte savunma haykırışları, Kılıçdaroğlu'ndan duyuldu.
Bu vesileyle, siyasi kutuplaşma ve önyargılara karşı toplumum özlediği bir güç birliği tablosunun pekala mümkün olduğu da görüldü.
İşte böyle Kudüs mitingine can feda, birçok açıdan verimliydi.
İçeride kavga ve düşmanlığı körüklemek bir mecburiyet değilmiş, kaçınılabilirmiş. Kudüs'e de bir şey kazandırmaz, bilakis kaybettirirmiş...
Türkiye'yi, Kudüs'ü ve barışı seven; insanlık trajedileri yaşanmasın, savaşların acı, yıkım, sefalet ve perişanlıkları bitsin isteyen herkes ayrıştırıcı değil kucaklayıcı olmalıymış...
Bizlere bunu yeniden hatırlattıkları için, başta Saadet olmak üzere katılan tüm parti ve siyasilere bin teşekkür.
Miting için 'katılmak caiz değil' fetvası veren Hoca lakaplı Cübbeli Ahmet de bir teşekkürü hak ediyor. İşkembeden salladı ama mitingin başarısına epey hizmeti geçti. Gölgeleyecek sabotaj ve provokasyonlardan o kalabalığın korunmasındaki emeği inkar edilemez. Varsa sözüyle amel edenler, onları uzak tuttu, sağ olsun.
İktidarsa katılmamakla, temsilci göndermemekle, yine ayrı durmayı tercih etmekle bu fırsata yazık etti. Bariz hata!
‘Kuran kurslarına şeytan giremez’ öyle mi Hocam!
Diyanet reisi Ali Erbaş Hoca, yatılı bir Kuran kursu açılışında şöyle buyurdu:
“Biz, Kuran kurslarımızın bulunduğu yerlere, şeytandan korunmuş bölgeler diyoruz. Bir yerde Allah zikredilirse oraya şeytan giremez...”
Nedense aynı konuşmada gecen “Kuran kursunda tuğlası olanın cennette evi hazır” sözü kadar dikkat ve tepki çekmedi. Tarışılmadı bile.
Yoksa doğru olabilir mi söylediği?
Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi, pek öyle demiyor halbuki.
‘Nefis’ maddesinde şunları okuyunca kafam karıştı:
“Nefsin tabiatında yırtıcılık/vahşilik, hayvanlık, şeytanlık ve tanrılık vardır. Nefisteki düşmanlığın, saldırganlığın kaynağı yırtıcılık, oburluğun ve hırsın kaynağı hayvanlık, hilekârlığın ve kurnazlığın kaynağı şeytanlık, büyüklenme ve her şeye tek başına hükmetme arzusunun kaynağı tanrılıktır. Bu dört nitelik sırasıyla köpeğe, domuza, şeytana ve bilge kişiye tekabül eder. Nefis, içinde bunların tamamını barındırır...”
Üstelik, kaynakları arasında büyük din alimi Gazzâlî’yi de anıyor ansiklopedi.
Hangisine inanalım?
Şeytanı evvela aynada arayacaksa insan, iblisin meskeni insan nefsiyse, ruhumuzun karanlıklarında bir yere saklanmışsa onu dışarıda bırakarak Kuran kursu kapısından içeri nasıl adım atmayı başaracak insan?
Bu ırz düşmanı sapık, bu heva, heves ve şehvet düşkünü sinsi yılan, yine kitabi tanımıyla bu domuz gibi pisboğaz arsız, bu at hırsızı gibi doymak bilmez sahtekar; insanın içindeki mahzenlerde yaşıyormuş. Yeraltındaki mağaraları yuva tutmuş değil ki okuyup üfleyerek zincire vurup namussuzu oralara hapsedelim.
Hem Allah’ın zikredildiği yerden şeytan uzaklaşıyor olsa, ağzından zikrini düşürmeyenler arasından Allah ile aldatanlar çıkabilir miydi? O ağızlara şeytan karışmadan nasıl?
Din tüccarı hurafeci hokkabazlar, şeytansızlaştırılmış bölgede mi oturuyorlar bu durumda? Onların hile ve desiselerinde şeytani ayartıcılığın rolü yok mu?
Bedensiz şeytandan arındırılabilir belki Kuran kursları ama ona pabucunu ters giydirecek, şeytanılainin bile aklına gelmeyen şeytanlıklara kalkışacak, içine şeytanfeneri kaçmış bedenli iblis cinslerinden nasıl arındıracaksınız?
Kuran kurslarına şeytan giremiyorsa oratlığa saçılan onca rezillik neydi? Çoluk çocuğa musallat olma sapıklıklarını kim sokuyor buralara? Kul hakkına tamah etme açgözlülüklerinin altında hangi ahlaksız mahlukun baştan çıkarıcılığını aramalıyız öyleyse Hocam?
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
27.12.2025
25.12.2025
24.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
4.12.2025