Akif BEKİ
Milli Savunma Bakanlığının açıklamasına bakıyorsunuz. Saldırının kimden geldiği belirtilmiyor. Sadece kime misilleme yapıldığı söyleniyor.
Vuran yine meçhul. Ancak cevapsız bırakılmadığının da bilinmesi isteniyor. Karşılığının katbekat rejime verildiği, şuradan anlaşılıyor:
"Ateşkesi sağlamak üzere İdlib bölgesinde bulunan unsurlarımıza düzenlenen hava saldırısı sonucu 2 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 2 kahraman silah arkadaşımız da yaralanmıştır. Bölgedeki Rejim hedefleri derhal ateş altına alınmış; alınmaya devam edilmektedir..."
Sorumlu tutulduğu muhakkak. Fakat doğrudan rejim mi yaptı hava saldırısını? Kapalı geçilmiş.
Ruslar da ketum. Önceki hava saldırısını üstlenmekten çekinmemişlerdi. Bu sefer ne 'biz yaptık' diyorlar ne de yapmadıklarını söylüyorlar.
Ankara'daki ABD Büyükelçiliği, taziye mesajı yayımlamayı ihmal etmedi yine. Twitter üzerinden, rejimin İdlib'de giriştiği vahşetin arkasında Rusya ve İran'ın desteği olduğunu ayrıca hatırlatmadan da geçmemişler.
Tivitlerindeki vurgulara dikkat:
"Dün İdlib’de bir kez daha gerçekleşen saldırıda hayatını kaybeden Türk askerlerinin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. NATO Müttefikimiz Türkiye’nin yanındayız ve ateşkes ilanı için birlikte çalışıyoruz."
Amerikan sefaretinin tiviti medyada öne çıkarılırken Rusların sessizliğini anana rastlıyor musunuz?
Rus büyükelçiliğinin Twitter hesabına göz attığınızda, ayrı telden çaldıkları çıkıyor.
Son tivitlerinden birinde, domates kotasını arttırdıklarını şöyle müjdeliyorlar:
"Rusya Tarım Bakanlığı tarafından onaylanan kararnameye göre, Rusya’nın Türkiye’den ithal ettiği domatesin kotası 50 bin ton artırılarak 200 bin tona çıkarıldı."
Bu haberin Türkiye'yi sevindireceğini düşünüyor olmalılar.
Bir diğeri ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın doğum günü kutlaması hakkında.
Onu biliyorsunuz:
"Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan‘a doğum günü münasebetiyle tebrik telgrafı gönderdi."
Ankara'yı bir teselli çabası seziliyor paylaşımlarında. Fakat doğum günü kutlamasından geri durmazken İdlib şehitleri için taziye dilemeye bile dillerinin varmadığı ortada.
Domates ithalatını 50 ton arttırarak acıyı hafifleteceklerini, tepkileri bir nebze yatıştıracaklarını mı zannediyorlar?
Yoksa Esad'ı kırmama, küstürmeme özeni mi? Ondan mı, Astana ortaklarına başsağlığı dilemekten ısrarla kaçınmaları?
Ya da saldırı, kendi güçlerinden geldiği için mi?
Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la gerek Astana formatında gerekse ikili görüşme şeklinde bir araya gelmekten de kaçınıyor.
Tahran'da zirve toplamayı daha önce reddetmişlerdi.
İstanbul'da ikili görüşme seçeneğini de dün Kremlin Sözcüsü Peskov'un ağzından geri çevirdiler. Putin'in programının o tarihte dolu olduğu gibi tepeden bakan bir gerekçeyle...
İktidar sözcülerinin üst üste 'bağlıyız, masadan kalkmıyoruz, bizden yana rahat olun, bir yere ayrılmıyoruz' teminatı verdiği Astana'yı da, Soçi'yi de fiilen askıya almak bu.
Hani 'dostumuz' olduklarını bilmeseniz, yarı yolda yüzüstü bıraktıklarına dahi yorabilirsiniz.
Bu umursamazlığa ne yol açtı?
Ankara’nın, kendini Astana ve Soçi masalarında arkadan hançerlenmiş, ihanete uğramış hissetmesini bile umursamadıklarını sanmam.
Müzakerede el yükseltiyorlar belli ki.
Ankara, Esad’ın burnunu sürtmeye çalışıyor, süngüsünü düşürüp geri adım attırmaya...
Koruyucu meleği Moskova da izin vermiyor buna. Esad’a ‘dik dur, burnundan kıl aldırma, arkandayım’ mesajı gönderiyor.
Türkiye’yi kazanma-kaybetme yarışında, ABD’ye mevzi kaptırma pahasına Esad’dan vazgeçmiyorlar.
Ne, tercihe zorlandıklarında hangi tarafı seçeceklerini saklama gereği duyuyorlar. Ne de propaganda savaşında ABD’nin gerisine düşmekten, Türkiye’nin kaygılarına duyarsız ve vurdumduymaz görünmekten çekindikleri var.
İçleri o kadar rahatlatılmasaydı, ‘gidecek yerleri yok, bize mecburlar’ duygusu verilmeseydi...Kaybetmeyeceklerinden emin olmasalardı...Yine de Türkiye’yi böyle ihmal etmeyi göze alırlar mıydı?
Rusya’nın askeri eylemlerini yok saymanın, saldırılarda rejimden başka muhatap tanımamanın geçerli bir nedeni olduğu kesin.
Rusya’yla savaşa girecek, askeri olarak karşı karşıya gelecek değil Türkiye. Bunu öneren de yok.
Ama bu sağduyuyu, Rusların zayıflık ve alttan alma gibi yanlış anlamaması da mı, fırsat kaçmadan önce sağlanamazdı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025
3.04.2025
28.03.2025