Akif BEKİ
TRT dizisindeki “Mehmet Akif skandalı”na tepki göstermiştim. Senaristi Uğur Uzunok’tan bir cevap geldi.
“Eğer öğrenmek isterseniz işin aslı aşağıda yazıyor. Dikkate değer bulursanız teşekkür ederim” notuyla başlıyor.
Şöyle:
“Payitaht Abdülhamid dizimizde, Masonların işlendiği bir sahnemizde yüzü kapalı bir karakterin Mehmet Akif olduğuna dair hükme varan Birgün Gazetesi, “yıldızdaki baykuş” ifadesiyle bunu delillendiriyor.
Sahnenin devamı izlendiğinde, o lafı söyleyenin kim olduğu ayan beyan ortaya çıkıyor.
Birçok mecra tarafından doğruluğu araştırılmadan kullanılan bu habere inanıp, yorum yapanlar olduğunu görmek bizi üzüyor.
Abdülhamid Han hakkında “baykuş” ifadesini sadece Mehmet Akif kullanmamıştır.
Mahmut Şevket Paşa’nın ses kaydı mevcuttur (1909) , yine 1908’de çıkan İttihad Terakki Gazetesinde aynı ifadeye rastlıyoruz, yine Tahsin Uzer’in ifadelerinde “baykuş” kelimesi geçiyor (1909).
Mehmet Akif ise Asım isimli kitabında, manzum bir eserde “Baykuş” ifadesini kullanıyor. Kitap 1924’te basılıyor. Yine aynı şiirde Cihan Harbi’nden bahsediliyor. Akif o manzumesini yazdığında Sultan Abdülhamid tahtında bile değil.
Yani bu belgeler göstermektedir ki, o ifade Mehmet Akif’in bulduğu, söylediği bir ifade değildir.
O dönem Sultan Abdülhamid’in muhaliflerince “baykuş” kelimesi bir kod isim olarak kullanılmış. Biz de sık sık bu kod isimleri Sultan Abdülhamid’in muhaliflerince dizide kullandık.
İfadenin Mehmet Akif ile ilişkilendirilmesi tamamen haberi yapanların hayal ürünüdür.
Mehmet Akif Ersoy hakkında hala tek drama olan, TRT için bir mini dizinin senaristliğini yapmış, “Mehmet Akif Dönüyor” isimli tiyatro oyununun yazarlığını yapmış birisinin Mehmet Akif’i yer almadığı bir yapılanma içinde göstermesi olağan da değildir.
Şimdi, Payitaht Abdülhamid’i Mehmet Akif üzerinden karalamak isteyenlerin oyunlarına alet olan birçok kişi görmekteyiz. Biz yaptığımız işten eminiz.
Dramanın verdiği imkanlarla tarihin mühim dönemlerini anlatmaya çalışan Payitaht Abdülhamid dizisiyle Mehmet Akif’i kavga ettirmenin dizide anlattığımız hakikatleri örtme çabası olduğunu düşünüyoruz.”
Payitaht’ta gerçek Akif’i de görmek isteriz
Başka muhalifleri de Sultan Hamid’e “Baykuş” demiş olabilir. Fakat dizide kullanıldığı şekliyle “Yıldız’daki baykuş” kalıbı, milli şairimize ait.
Öyle olmasa...
Doğrudan Akif’i akla getirmese, onun ağzından edebiyatımıza mal olmasa...
İnternet sorgulamasında Akif’le ilgili sonuçlar dökülmese, diğerleri öne çıksa...
İttihatçılardan hatırlatılan örnekler ancak Akif’le ilgili tartışmalar bağlamında tek tük geçmese, geri planda kalmasa...
Aramada karşınıza; cübbeli softaların, Abdülhamidçilik adına Akif’i Masonlukla suçladığı karalama kampanyası çıkmasa...Bu kampanyanın son 3 yılda yoğunlaşması, dizinin yayın tarihiyle paralellikler göstermese...
Abdülhamid’i parlatma ve saltanat propagandası uğruna, Akif gibi bir milli değere düşmanlığın körüklendiği izlenimi doğurmayacaktı o sahne.
İfadeyi Mehmet Akif’le ilişkilendirenlerin kötü niyetinden söz eden, “Baykuş” yakıştırmasını Akif’in bulup söylemediğini savunan açıklamaya o zaman hak verebilirdim.
Ne ki “Yıldız’daki baykuş”; Akif’le anılan çok simgesel bir niteleme, ondan ayrı değil.
Yine de Uzunok’un eleştiri ve tepkilere kayıtsız kalmamasını önemli buldum. Samimi bir “Akif” duyarlılığı taşıdığını gösteriyor.
“Drama imkanlarıyla tarihin mühim dönemlerini anlatma”ya gelince...
İzleyemedim maalesef, Uzunok bir Akif dizisi ve oyunu da yazmış.
Sevindim. Ama Akif’i de Abdülmahid gibi senaryolaştırmamıştır umarım.
Yansımalarından, video kliplerinden takip ettiğim kadarıyla...
Dizide; ‘bir karış dahi toprak’ vermediğini gürleyerek söyleyen, İngiliz sefirini tokatlayan bir Abdülhamid portresi çiziliyor. Muhaliflerini de ‘Batı ağzıyla konuşan kandırılmış piyonlar’ olmakla suçluyor.
Yıldız Sarayı’nı, Batı müziği konservatuvarına ve kültürel Batılılaşma özentisinin karargahına, Abdülhamid muhalifleri mi çevirdi?
Osmanlı topraklarının üçte birini, muhalifleri mi kaybetti?
Kıbrıs’ı, İngilizlere Akif mi devretti?
“Hakikatleri örtme çabası”na girmeyeceksek, şunu da söylemeden olmaz.
Akifçilikle Abdülhamidçilik, bir arada yapılamayacak kadar zıt ve uzlaşmaz tutumlar.
Açıklaması için Uzunok’a teşekkür ederim. Dilerim, Akif’in hakkını teslim eden düzeltici sahneler de izleriz dizisinde. Vesselam!
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025