Akif BEKİ
Halk Ekranı adlı YouTube kanalında, pek eğlenceli bir sokak röportajı yayınlandı.
Ak Partili vatandaşlara soruyorlar:
"Kılıçdaroğlu yüzümüzü Avrupa'ya dönmeliyiz dedi. Ne diyorsunuz?"
Ne diyecekler, Kılıçdaroğlu adını duyar duymaz otomatik bant kaydı başlıyor dönmeye.
Kılıçdaroğlu'nun saçmaladığından, ne dediğini ve ne yaptığını bilmediğinden giriyor, bir dediğinin öbürünü tutmadığından çıkıyorlar.
Bugün başka, yarın başka konuşan da Kılıçdaroğlu'ymuş, öğreniyoruz bu arada.
Fakat içlerinden biri, AB'ye dönmenin niye yanlış olduğunu gerekçelendirecek kadar akıllı. O aklı kullanıyor ve AB'nin bize düşman olduğunu söylüyor.
"Kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz, ne gerek var, zaten onlar bize muhtaç" diye üsteliyor bir de.
Son anonsları kaçırmış. AB artık dost, düşman değil. Listeler Beştepe'de güncellendi ama haber herkese ulaşmadı demek.
Tabii turpun büyüğü yine arkadan geliyor.
Muhabir arkadaş, soruyu düzeltiyor:
"Pardon, Kılıçdaroğlu değil Erdoğan söylemiş onu!"
İstifini hiç bozmadan, hemen ağız değiştiriyor AK Partili vatandaş.
"Erdoğan söylediyse vardır bir bildiği, doğrudur"la başlıyor, yüzümüzü niye AB'ye dönmemiz gerektiğini bir güzel izah ediyor.
Bir küs bir barışık ilerleyen dalgalı, fırtınalı aşk serüvenleri böyledir. Gerçeğe hep kalın bir sis bulutunun ardından baktırırlar. Sular bir türlü durulmaz. Kafalar daima dumanlı ve karışıktır, mevzu asla netlik kazanmaz. Görüş mesafesi, burnunuzun dibini bile göstermez.
Sıtkı sıyırana dek, bir buhrandan öbürüne sürükler durur oynak aşklar.
Sahte, marazi, kalp aşklar kısırdöngüye sokar, 'adeta' dönme dolaba bindirir insanı. Kalpazandaki 'kalp'ten aşklar elbette, kalbi aşklar manasına değil.
Düşeni serseme çevirmeyecek, aklını başından almayacak çıldırtıcı aşk mı olur!
"Avrupa Birliği'ne üyelik Türkiye için mecburi istikamet" dediğinde Erdoğan'a hak veriyorlardı. "AB sıktı artık, bıktık usandık, kendisi bilir, bize birlik mi yok, yüzümüzü Avrasya'da Şangay Beşlisi'ne döner yola devam ederiz" dediğinde de...
Dün, AB'nin peşinden koşacak sabrımız kalmadığını söylediğinde de...Bugün, geleceğimizi başka yerde değil AB'de gördüğümüzü söylediğinde de Erdoğan haklı onların gözünde.
Her iki halde de Kılıçdaroğlu hep haksız. İsterse ağzıyla kuş tutsun.
İktidar, yedi düvele meydan okuyor, Haç ile Hilal'in savaşta olduğunu söylüyor. Kılıçlarını kuşanıp yallah Hans ile George küffarını tepelemeye koşuyorlar.
İktidar, yüzünü tekrar 'dostum' Hans'la 'dostum' George'a döndüğünde ise sloganları hazır: "Yaşasın Haç-Hilal kardeşliği!..."
Ama sorsanız, bir dediği öbürünü tutmayan, bugün başka yarın başka konuşan Kılıçdaroğlu.
Yine iyi dayandılar, yıpratıcı ve yorucudur aşk çılgınlığı. Dönüş hızlarından, izleyenlerin bile başı döner.
Avrupa Parlamentosu daha dün, Türkiye'ye yaptırım istedi. Aralıkta toplanacak AB liderler zirvesine çağrı yaptı. Bağlayıcı değil ama önden "Elinizi çabuk tutun, yoksa yaptırımlar geliyor" mesajı...
Ne ki yeri göğü inleten "Eyy Avrupa" nidaları yükselmiyor bizden.
"Siz yolunuza biz yolumuza, yaptırım yapacaklarmış, durduğunuz kabahat, elinizden geleni ardınıza koymayın, siz daha kimle dans ettiğinizi bilmiyorsunuz" kalayları çekilmiyor.
Fransa'nın olmayan boykot çağrısına lafta misilleme başlatmıştık. Şimdi 'geliyorum' diyen gerçek bir AB boykotuna ise çekecek restimiz yok.
Diyalogla çözülmeyecek hiçbir sorunumuz olmadığını söyleyebiliyoruz sadece.
Yedi düvelle savaştan dönüp "Yurtta sulh, cihanda sulh" dönemine tekrar girdiğimize göre...
'Komşularla sıfır sorun' politikasına dönüşümüzün de eli kulağındadır.
Tehlike kapıya dayanmadan önce diplomasiyle, diyalogla çözüm aramayı öneren yanıyordu. Düşmana çalışmakla, ülkesine diz çöktürmek ve boyun eğdirmek istemekle suçlanıyordu.
Şimdi, 'niye bu hale getirdiniz' diye hesap da soramıyorsunuz.
Bu kez de yaptırımları haklı göstermeye çalışmakla, Türkiye'ye karşı AB'yi tutmakla, vatansever olmamakla, velhasıl yine hainlikle suçlanıyorsunuz.
Gına getirten aşklar aşkına, cumartesi şarkımız üçe çıktı bugün.
Sezen'den "Tükeneceğiz: Ne senle ne de sensiz.."
Muazzez Abacı'dan "Biz Ayrılamayız".
Ve Ahmet Özhan söylesin, "Bir dargın bir barışık: Bırak böyle kalalım/Nasıl olsa dünyada/Bütün işler karışık".
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025
3.04.2025
28.03.2025