Yahu sandıktan koalisyon çıktığında, milli irade öyle istediğinde, millet AK Parti’ye tek başına iktidar vermediğinde bile CHP’ye güya kapalıydılar!

Oysa CeHaPe’lilere ne kapılar açılmış ardına kadar...

Fakat bırakın iktidar paylaşmayı, koalisyon için görüşmeyi bile milli iradeye darbe, davaya ihanet, Erdoğansız Türkiye projesine uşaklıkla suçlayanlardan çıt yok şimdi.

“Biz bu CeHaPe zihniyeti ile ölümüne kutuplaşacağız, kutuplaşmazsak kalbimiz kurusun” naraları atan cengaverlerden var mı haber alan!

Kayıp ilanı verilse yeridir, ‘adeta’ sırra kadem bastılar...

Tabelasında ‘tek başına AK Parti iktidarı’ yazan kurulların içi, ‘CeHaPe’li ortaklarla dolmuş, taşıyor.

Korkmaz Karacalarla dolmuş dersem, daha rahat anlaşılır.

Kim dağıttıysa, anlı şanlı ünvanların altından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘CeHaPe zihniyeti’ diye kodladığı Baykal dönemi CHP’sinden kalma isimler çıkıyor.

Sadece bürokrasi ve siyaset kadrolarına doluşmuş, doldurulmuş değiller.

İş dünyası ve medyada da iktidar referansıyla, AK Partili kimliğiyle boy gösterenlere bakın. CeHaPe zihniyetinden transfer edilen oyuncuları ayıklarsanız, takım bile kuramazsınız çoğu sahada.

Değişim geçirmeden önceki CHP’den AK Parti’ye kalanlar bunlar.

Sandığa rağmen ‘AK Parti CeHaPe zihniyetiyle nasıl uzlaşır, koalisyon kurmayı nasıl düşünür’ diye üstünü başını paralayan rövanşistler, ne hissediyor acaba? Hala tarihi hesaplaşma davası güdüyorlar mı!

Ortalığa saçılan bunca rezalet, bunca kirlilik hangi ara birikti iktidar tabelalarının arkasına? Kim taşıdı bunları, hangi ihtiyaca binaen, amaç neydi, hiç soruyorlar mı?

Yasakçılıktan, dayatmacılıktan, vesayetçilik ve antidemokratik müdahalelere destekçilikten vazgeçtiği halde CHP’ye düşmanlık satıyorlar hala.

‘Biz gidersek öcü gelir’ diye korkutmak için, kötü CeHaPe hatıralarını kullanıyorlar bir yandan...

Bir yandan da değişip yenilenmiş Kılıçdaroğlu CHP’siyle kan ve menfaat uyuşmazlığı yaşayan eski Türkiye CeHaPe’sinin kadrolarını bir bir topluyorlar.

CHP ile koalisyona girmek bile caiz değilken CeHaPe kadrolarıyla iç içe girmek helal olmuş.

‘Dışı AK Parti içi CeHaPe olsun’ diye gizli bir el, sinsi bir dönüştürme projesi mi yürütüyor? ‘Hedef AK Partisiz AK Parti olabilir mi’ diye şüphe edesi geliyor insanın.

Ama iktidarın yılmaz muhafızları, şüphe etmiyor. Sorsan, ‘ümmetin umuduna diz çöktürme’ projeleriyle boğuşuyorlar. Çökme kepazelikleri karşısındaki sessizlikleri de bundan mıdır?

AK Partisiz Erdoğan, Erdoğansız AK Parti ve AK Partisiz Türkiye dahil her meşru seçeneği, suç ve ihanet projesi sayıp kuruntusuyla savaştılar. Bir tek ‘hukuksuz Türkiye’ projesinden ne evham kapıyor ne rahatsız oluyor ne de karşı mücadeleye değer buluyorlar. Hayırdır inşallah!

KHK’lıların umuduyla oynamayın

Dün İstanbul KHK’lılar Platformundan bir heyet gazeteydi, ziyarete geldiler.

22. İdare Mahkemesiyle AYM’nin lehlerine verdiği iki yeni kararla umutlanmışlardı.

İdare mahkemesi, KHK ile ihraç edilen bir SGK memurunu 4 buçuk yıl sonra göreve iade etti. Kurum kanaati ve istihbari fişlerle kamu görevine son verilemeyeceğini söyleyerek, irtibat ve iltisak gibi gerekçeleri eleştirerek...

Anayasa Mahkemesi ise Meclis’te onaylanarak yasalaştırılan bir OHAL KHK’sını kısmen iptal etti. CHP’nin başvurusuyla ve 3 yıl sonra...

Karar henüz yayımlanmadı. Ama yansıdığı kadarıyla kişinin yasadışı bir oluşuma üye sayılıp sayılmayacağına, MGK’nın değil yargının karar vereceği gerekçesine dayanıyor.

‘Mensubiyet ve üyelik’ten, yargı kararı olmaksızın ihraç edilen 4 binden fazla kişiyi ilgilendiriyor.

Her iki karar, OHAL Komisyonunda aradığını bulamayan 100 bini aşkın KHK’lıya umut oldu.

Hakları ve yılları yendi, Süleyman Özışık’ın ricasıyla binlercesi döndürülebilirken mahkeme kararıyla dönemediler. Eş dost ricasını kırmayanlar, işe iadede güvenip mahkeme kararlarını kabul etmedi.

Yıllarca oyalandılar, yargı ilk kez umut veriyor, OHAL Komisyonu gölge etmesin yeter.