A.Turan ALKAN
İşte nihayet, sayın Başbakan’a hak verebileceğim, hatta alkışlayabileceğim bir cümlesine tesadüf etmiş olmanın hazzı içindeyim. Biliyordum, tahmin ediyordum, “Bu kadar da olamaz; mutlaka kalbinin, ruhunun, gönlünün ve vicdanının bir köşesinde henüz sönmemiş bir hakperestlik közü vardır” diyordum.
“Evet, bugünlerde çok telâş içinde, yükü ağır; nice yıllardan beri hiç beklemediği, ummadığı bir gündemi karşısında bulunca muvazenesi sarsıldı, ondandır” diye düşünüyordum; o ki, bir defasında açık açık, “Müsaade edin de gündemi belirleme üstünlüğü bende olsun” diye itiraf bile etmişti. Bu memlekette gündem belirlemek, en kavî egemenlik ve iktidar alâmetidir; hâl böyle olunca zaten Kasımpaşalı delikanlı tabiatında meknûz bulunan asabiliği depreşti fakat yine de ümidim var. Günün birinde doğruya doğru, eğriye eğri diyecektir, diye tahmin ediyordum.
Nitekim yanılmamışım; geçen hafta Fatih projesi kapsamında okul öğrencilerine tablet dağıtırken yaptığı konuşmada, beni ve benim gibilerini zevkten eriten, “Aşkolsun, budur! İşte bir gerçek böyle güzel ve ehliyetle seslendirilir” sözleri sarf etti ve dedi ki,
-Güzel Türkçemize en uygun klavye F klavyedir. Biz tabletlerimizi F klavye olarak hazırlıyoruz. Özellikle bilgisayar üreticilerinin satıcılarının bu hassasiyeti gözetmelerini istiyorum. Güçlü bir Türkçe için Türkçemizin ne kadar zengin olduğunu dünyaya haykırabilmek için bu adımı atıyoruz. Yabancı bilgisayar terimlerinin çocuklarımızın Türkçesini bozmaması için sizlerden de hassasiyet bekliyoruz.
Çok mes’udum; demek ki benim de kalbim tamamen taşlaşmamış; ben de doğru bir sözü duyduğumda “Evet, vallahi öyle; ne bir eksik, ne bir fazla; aynen öyle” diyebilecek vicdanî sıcaklığı henüz kaybetmemişim.
Başbakan’ımızın bu cümlesinin altını, şöyle böyle 40 yılı aşkın zamandan beri F klavye ile meramını satırlara dizen bir yazar sıfatıyla heyecanla çiziyor ve neş’eyle şakıyarak tekrar ediyorum:
-Güzel Türkçemize en uygun klavye F klavyedir!
*
Kıdemli okuyucularım biliyor; yıllardan beri F klavyeyi savunan yazılar yazdım; bilgisayar teknolojisini buyur ederken devletin ilgili firmalara, “F klavyeni al da öyle gel bakalım” şeklinde şart koşulmasını savundum.
Sebebi mâlum, F klavyenin sadece “F Tipi” klavye olması filan değil elbette (Sayın Başbakan da buraya gelince o nükteyi hatırlayıp, hafifçe gülümsemeden edememişti!). Efendim, F klavye, Türkçe metin yazmak için, bundan ta 70 sene önce -inanmayacaksınız ama- devletin uzmanları seferber ederek tesbit ettirdiği, ilmî geçerliği defalarca isbatlanmış taş gibi sağlam bir düzenektir. İsteyen yine alışageldiği klavyeyi kullanabilir fakat okullarda, resmi dairelerde F klavye kullanmamak, hadi vatan hainliği filan demeyeyim ama, çok ayıp, çok bedhah bir harekettir.
Başbakan’ı kutluyorum; böylece kendisinden sâdır olacak her cümleye peşinen muhalefet etmediğimi de isbatlamış oluyorum. Kendisinden haddim olmayarak bu gibi güzel tesbitlere devam etmesini bekliyorum. Meselâ,
-Son zamanlarda çok kalp kırdık, çok kişinin kalbini incittik. Elmalarla armutları birbirine karıştırdık; bize hiç yakışmadı, şeklinde cümleler kurduğunda kendisini hararetle destekleyeceğime ve en son Marmaray’ın hizmete girmesi münasebetiyle sarf ettiğim,
-Sağol Tayyip Bey; güzel eser, ceddine rahmet, cümlesinin bir benzerini kaleme alacağıma söz veriyorum.
Yavrukurt sözü!
Yaşasın, Yeni bir şehir kitabı: İncir Çekirdeği
Otomobille Hereke’den her geçişimde, o günün leziz hatırası zihnimde canlanıyor. Tarihi bile aklımda: 18 Eylül 1972. Liseden arkadaşım Halil Aslantaş’la beraber İstanbul’a üniversite için ön kayıt yaptırmaya gidip, ertesi gün işimiz bitince Halil’in isteği üzerine Hereke’deki akrabalarına uğramıştık. Öğle sularından gece yarısına kadar, şimdi tam hatırlayamadığım şirin Aşağı Hendek’te gezip tozmuş, hatta gece saatlerinde açıkhava sinemasında bir film seyretmiştik.
O sinema hangi sinemaydı, bunu aziz dostum Haluk Dursun mutlaka bilir ama hangi filmi seyrettiğimizi belki Halil bile hatırlayamaz.
O tarihte güzelim Hereke’nin bağrına çelikten bir dübel gibi çakılan çimento fabrikası var mıydı hatırlamıyorum. Kitabında Haluk Dursun, hiç de iyi bahsetmiyor o fabrikadan.
Ne kitabı diyeceksiniz; haklısınız...
Haluk Dursun’u şöyle böyle 20 seneden beri tanıyorum; nazarımda bıraktığı ilk intibâ, “Bu adam hiperaktif bir çocukluk geçirdi galiba” olmuştu. Kıpır kıpır, hareketli, neşeli, sözü sohbeti çekilir, vukuflu, herkese lâzım cinsinden bir insan. Bir hayli zaman Ayasofya Müzesi Başkanlığı’nda bulunduktan sonra “tahminimce “Beter olsun!” duamın denk gelmesi üzerine şimdi aynı işi Topkapı Sarayı’nda yerine getiriyor.
Geçenlerde kitabı değdi elime: “İncir Çekirdeği, Hereke’den çıktım yola”
Bir şehir kitabı, Hereke’yi anlatıyor. Ne de tatlı, ne de güzel anlatıyor...
Timaş’ın yayınladığı bu değerli kültür eserini buracıkta özetlemek hem mümkün değil, hem de okuma zevkinize limon sıkmış olmak istemem; sadece yazarın dedesini anlattığı pasajlardan bana çok mânâlı gelen, şaşırtıcı bir faslı iktibas etmek isterim.
*
“Dedem hayatının son yıllarında benim hâlâ tam anlayamadığım, inanılmaz bir itirafta bulundu. Bir gün evde otururken, anneannemle beraber ikimizi karşısına çağırdı ve bana hitaben ‘Şimdi sana hayatımın en önemli nasihatını, tavsiyesini vereceğim. Burayı iyi dinle’ dedi ve doğrudan konuya girdi.
‘Ben hayatta üç büyük hata yaptım ve bu üç büyük hata benim hayatıma mal oldu. Sakın sen de bu hataları yapma’. Sonra parmağıyla işaret ederek ‘Biir’ dedi: ‘Evlenmek’.
Sonra ‘İki’ dedi ve hemen karşımda oturan anneannemi işaret ederek, ‘Bu kadınla evlenmek.’
Ben hayretle dinlerken esas büyük şaşkınlığa sebep olacak son büyük itiraf ve pişmanlığını dile getirdi: ‘Bu kadını hemen öldürmemek.”
*
Birbirinden güzel hatıra parçaları ve yerinde tesbitlerle dolu bir güzel kitaptan daha niceleri dururken bu pasajı seçmem haksızlık gibi görünecektir. Yazar, dedesinin niçin böyle konuştuğunu izah ediyor. Çok genç yaşta kaçırdığı kızla evlenip çok erken yaşta çoluk çocuğa karışınca dede anlaşılan büyük pişmanlığa kapılmış. Eşinin ve torununun yüzüne hitaben yaptığı bu dramatik konuşmanın biraz da latife boyutu taşıdığını da hesaba katmalıyız. Dedenin asıl niyeti, torununa, “Çok iyi düşün, yoksa hayatın benim gibi zehir olur” demek aslında.
Haluk Dursun’un kitabını zevkle okuyorum; henüz bitmedi. Okumaktan zevk alanların haberi olsun.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Dereler düz bağladı; dibi yarpuz bağladı…
14.07.2016 - Pijama dâvâsı
13.07.2016 - Ördek düdüğü
11.07.2016 - ‘Pozitif milliyetçilik’ nedir; nasıl yapılır?
10.07.2016 - Bir ‘şirket’ hikâyesi
8.02.2016 - Eey İzlanda, sen kimsin ya?
7.02.2016 - Dünyanın bütün mustazafları, birleşin!
6.02.2016 - Sert bir Bayram tebriki yazısı
4.02.2016 - Bir ‘flashmob’ videosundan öğrendiklerim
3.02.2016 - Narkotik ihbar!
2.02.2016
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
arif kahraman
akp karşıtlığında gelişen bir dünya tahayyülü nün murat belgeyi düşürdüğü duruma bak. zavallı bir muhalif oldu sadece. fikir yok, tahlil yok. her yazısı bir yanılgı yazısı. keşke yazmasa.