A.Turan ALKAN
Öteden beri dilimiz alışmış; nerede ne zaman bir şeyler ters gitse hükûmetten bilir ona yükleniriz.
Gayet mâkul ve anlaşılır bir refleks bu; çünkü kendimi bildim bileli Türkiye'de parlamenter sistem uygulanır. Anayasa'da nezâketen “yürütmenin başı cumhurbaşkanıdır” yazsa da, göreviyle ilgili karar ve eylemlerinde sorumsuzdur, yürütmeyle ilgili eylem ve işlemlerinden Başbakan ve ilgili bakan sorumlu tutulur parlamenter sistemde. Alışkanlık eseri hükûmeti eleştirmeden önce bir lâhza duralım: çünkü önemli bir mâzereti var hükûmetin…
Davulu hükümetin boynuna asıp çomağı Cumhurbaşkanı'nın eline vermek şeklinde özetlenebilecek bu benzersiz tuhaflık yeni bir icat. Şimdiye kadar parlamenter sistemde hükûmet-Cumhurbaşkanlığı ilişkileri şöyle yürüyordu: Cumhurbaşkanları (Aynen Sayın Gül ve diğer seleflerinin davrandığı gibi), tarafsızlık yemini gereğince 104. maddede sayılanlar hariç sair yürütme işlerinde hükûmete karışmazlar, itirazlarını ya sempatik yollarla veya AYM'ye itirazda bulunarak ifade ederlerdi. Bu sadece bir teâmül değil, Anayasa'nın çizdiği bir çerçeve. 12. Cumhurbaşkanı defalarca bu çerçevenin dışına taşacağını, hatta daha ileri gideceğini söylediği için herkes bunu ciddiye aldı fakat işi, reisicumhurluk forsunun üstünden muhalefet liderlerine alenen saydırmaya, hükûmet adına politik angajmanlara girişmeye kadar vardıracağına kimse ihtimâl vermedi.
Türkiye'de siyasi muhalefet, birilerinin kendine saydırmasına alışıktır, yani Sayın Erdoğan, muhalefete verip veriştirdi diye kimsenin kimyâsı bozulmaz, anayasa krizi filan da çıkmaz; nitekim çıkmadı işte lâkin daha fena bir şey oluyor; hükûmet fena halde araya gidiyor. Nasıl söyleyelim, başbakanlık makamının imajı değişti, karikatürlere konu olmaya başladı. Eskiden Türkiye'yi Başbakan ve Bakanlar Kurulu yönetirdi, şimdi pratikte Cumhurbaşkanlığı'nın sekretaryası durumuna geldiler. Hükûmetlerin eskiden cumhurbaşkanlarına karşı aynı fikirde olmasalar bile, en asabi anlarda bile muhafaza edilen (bkz. 21 Şubat 2001'deki anayasa kitapçığı krizi) bir ‘saygı' mesafesi olurdu. Bu anayasayı kaleme alanları şöyle-böyle olmakla itham edebiliriz fakat hükümetle CB arasındaki anayasal mesafeyi sıfırlayan bu derin aşk, bu enteresan meclûbiyet ve hattâ ‘fenâ fi'l-Erdoğan' bağıntısını, yani liderin varlığında kendini yok edecek derecede tutkulu fart-ı muhabbet vaziyetini öngöremedikleri için suçlamak haksız olur. (Bu arada yeri gelmişken haber vereyim; yukarıdaki meclûbiyet, fart-ı muhabbet gibi pek duymadığınız güzel kelimelerin mânâsını öğrenmek için kubbealtilugati.comadresini tıklarsanız, kelimelerin anlamıyla birlikte cümle içinde nasıl kullanıldığını da öğreneceksiniz. Bu iyiliğimi unutmamanızı recâ ederim.)
Sadede gelelim; anayasa yazıcıları bu durumu nasıl tahmin edebilirlerdi ki? İşte o yüzden alışkanlık eseriyle hükûmeti eleştirmeye geçmeden önce, başbakanlığa tayin olunduğu günden başlamak üzere hükûmet üyelerine ve başbakana yeni bir kredi sayfası açılmasını teklif ediyorum ve bu satırları tam bir kemâl-i ciddiyetle kaleme alıyorum zirâ Türkiye'de olup bitenler hakkında henüz ‘hükûmetin irâdesi' diyebileceğimiz netlikte bir eylemle karşılaşmış değiliz. Her gün, her fırsatı değerlendirip olmazsa fırsatlar ihdâs ederek hükûmete ‘siyâset' dikte eden bir cumhurbaşkanına karşı hükûmetin nezâket ve vefâdarlık ötesinde nasıl bir mesafe koyabileceğine dair bir devlet teâmülümüz bulunmuyor. Nezâket ve vefâ, siyasi hukukun tarif etmediği bir kavram olduğuna göre hükûmete rüşdünü ve isbat için bir şans verilmesini elzem görüyorum. Hâl-i hâzırdaki başbakan ve kabine üyelerinin, yukarıda tarife çalıştığım bu tuhaf fiilî durum karşısında hoşnutluk duyduklarını, “böyle iyi oluyor, reis bize yapacak iş bırakmıyor; biz de öteden beri zaman bulamadığımız şahsî hobilerimize dönebiliriz” diye düşündüklerini zannetmiyorum…
Vallahi ciddiyim; kendinizi bir an başbakanın yerine koyunuz, çekilir iş midir efendiler?
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016