A.Turan ALKAN
Kemal Tahir merhumun meşhur ‘Üçleme'sinin, (Hatırlayalım: Esir Şehrin İnsanları, Esir Şehrin Mahpusu ve Yol Ayrımı) ilkinde, yani Esir Şehrin İnsanları'nda, Mütareke devri İstanbul'u anlatılıyor. Ankara'yla İstanbul arasında tereddüd geçiren yorgun bir kuşağın düşünce izleri, bu kitapta büyük ustalıkta resmedilmiştir.
Nakledeceğim hikâye, İstanbul'daki mütareke hükümetinin Bekir Ağa Bölüğü'nde tutuklu Kuva-yı Milliyeci İhsan'ın ağzındandır.
Bekir Ağa Bölüğü, şimdi İstanbul Üniversitesi kampüsü, o zamanki Harbiye Nezareti içinde yer alan, hapishane olarak kullanılan ve bu şöhretiyle Türk edebiyatına geçmiş ünlü bir mekân; o günün Silivri'si bir bakıma.
İhsan anlatıyor...
*
Çöküntü devirlerinde iki çeşit insan meydana çıkıyor. Namussuzlarla namuslular... İki tarafta da boğuşma büyük bir şiddetle, açıktan yürüyor. Hele önce vatandaş sonra insan olunması gereken dehşetli sıralarda faziletle alçaklığın boğuşması kadar korkunç muharebe yok (...) Oysa esir bir şehirde dost kim düşman kim bilinmez.
Karısı soruyor İhsan'a: ‘Peki, neden bu hale gelmiş?'
-Muharebelerde herkes yiğitçe dövüşmez ki... Bazısını şarapnel yıldırmaz da sefalet yıldırır. Ben artık bitmiş bir adamım der, buna da kendini inandırırsa insanın düşemeyeceği alçaklık çukuru kalmaz. Yılgınlık adamda hesap, kitap, akıl, mantık bırakmıyor. Bir yedeksubay arkadaşım vardı. Çiçek meraklısı idi. Esir kampında mutlaka iki konserve kutusunda, iki incecik yeşillik bulunduruyordu. Geçen gün rastladım, bir kahveye oturup konuştuk.
Muharebede o kadar pervasızdı ki eski çavuşlar onun takımına düşmemek için dua ederlerdi. Sanırsın yüz kere denemiş de inanmış ki kurşun vurmaz, mitralyöz işlemez, gülle parçalamaz, tifüs öldürmez, açlık, susuzluk insanı güçten düşürmez...
‘Anadolu'ya geçecek misin?' diye sordum. Zerre kadar utanç duymadan ‘hayır' dedi. ‘Ben bu işe karışmayacağım; doğrusunu ister misin, benim gözüm yıldı. Ben artık hiçbir işe yaramam.'
Annesine birkaç defa ölüm haberi gelmiş... Çünkü birkaç defa haftalarca düşman içinde kaldı, hepimiz öldüğüne inandık. Sonra esir düştü. Gene öldüğünü söylemişler, hatta ailesine aylık bağlanmış.
‘İstanbul'a döndük dedi, bir akşamüzeri.. Bizim mahallede bir yokuş vardı. Alacakaranlıkta bunu çıkıyorum. Bir yeldirmeli kadın da iniyor. Neredense annem olduğunu tanıdım. Bakkala yoğurt almaya gidiyormuş. O kadar heyecanlanmıştım ki duvara yaslanarak bekledim. Benim hizama gelince ‘anne' dedim. Bunu demedim, adeta inledim. Neredeyse ağlayacaktım. O da benim sesimi tanıdı. ‘İsmail sen misin?' diye sordu. Hani gereksiz sorular vardır ya işte onlardan birisi... Yoksa beni tanıdı.
Ne yaptı bilir misin?
Elindeki kâseyi eğilip yere koyduktan sonra kucakladı beni... Biz ana-oğul öylece ağlaşırken, yemin ederim ki aklı fikri yere bıraktığı kâsedeydi... ‘Aman kırılmasın!' Ben kendimi belki yüzlerce defa o kâseden daha değersizmişim gibi ölüme attım. Bunu sen gördün, bilirsin... Annem, mezardan gelen oğlu için, kenarı çatlak bir kâseyi –Vallahi kenarı çatlaktı, eskici Yahudi iki kuruş vermezdi- yere atamadı.
Sonra akrabaları, dostları, komşuları, hemşerileri dolaştım. Hepsinde ‘Kâseyi yere atamamak' hali fazlasıyla vardı
(...) Bir şeyler söyledim. Hata ediyordu elbette... ama bitmiş bir adama mantık kâr eder mi?
CEHL-İ MÜCESSEM (*)
Fotoğrafı Konya'dan bir okuyucu gönderdi. Böyle muzır şeyleri görünce ben de mümkünse fotoğrafını çekiyorum. Şimdi herkesin cebinde, üstelik hayli güçlü işlemcilere sahip fotoğraf makinesi hatta kamera olunca hiçbir şey gizli kalmıyor.
Fotoğraftaki obje gizli-saklı bir şey değil. Konya tren istasyonundan bir kısmını gösteriyor. Ekran benzeri pencerelerde herhalde reklam metinleri yer alacak. TCDD işletmesi bir özel firma ile anlaşıp standları yaptırmış, güzel fakat garâbet, standın üstündeki tabelayla başlıyor.
Şehr-i stand...
(Oh I didnt understand!)
Birkaç seneden beri moda oldu; ticarethane ismine bir Osmanlı havası vermek isteyenler Osmanlıca terkiplere rağbet göstermeye başladılar. Eksik olmasın Ali Çolak, “Tabela Osmanlıcılığı” başlığıyla kaleme aldığı yazıda “Ciğer-i Keyf, Şehr-i Dürüm, Şehr-i Kebab and Lahmacun, Kubbe-i Aşk, Kebab-ı Keyif, Keyif-i Sofra” gibi lezzetli ve iştah açıcı misâller vererek söylenmesi gerekeni söyledi. Bunun gibi daha yüzlercesi var yeni ticari Osmanlıcılık cereyanının...
Osmanlıca terkib yapılmasın mı; yasak yok fakat espriyi iyi bulmak, dil zevkini rencîde etmemek ve pitoresk hatta oryantalistik bir şey yapacağım derken komik olmamak lazım.
Gençlik yıllarımda Osmanlıcaya meraklıydım ve iyi Osmanlıca bilen bir ağabeyime, o hevesle tarz-ı Osmânî üzre bir mektup yazmıştım; cevabını hâlâ unutmam: “Cin olmadan adam çarpmaya kalkışmanın mânâsı yok, lugatten kelime bularak Osmanlıca bir metin tertib edemezsin. Her kelimenin akrabası, ahbabı, tanıdığı cinsten kelimelerle beraber kullanılması gerekir. Yaptığın ucuz ve beceriksiz bir taklit. Bir özenti. Eğer pek hevesliysen sadece kelimeleri değil, cümleleri de tasarruf edecek derecede eski metinlerle uğraşman gerekir” demişti meâlen. Mahçup oldumsa da öğüdünü ciddiye aldım ve bu faydalı tenkidi başımın üstüne koydum.
Bu komik terkipleri icad edenlerin eski lisâna hâkim olduklarını düşünebilir misiniz? Öyle birikimi olan zaten böyle acemilikler yapmaz. Bunlar heveskâr acemi işi, mâsum yanlışlıklar. Gençtir, heyecanla ‘güzel bir buluş yaptım' diye teklif eder fakat o kurumda görevli -ve bu konularda daha ehliyetli- bir yetkili de der ki, “Dur arkadaş, kendimizi âleme rüsvay etmeyelim, böyle olmaz; hele hele böyle harcıâlem şeylerde Mevlâna türbesinin konik çatısını (Kubbe-i Hadra!), çerçeve âyetleriyle birlikte kullanmak hiç olmaz. Anladık turistik tanıtma yapıyoruz lakin her şeyin bir haddi, hududu var. Kaldırın bunu, yerine daha mûnis, kabul edilebilir bir şey yapın veya en iyisi hiç yazmayın. Üstüne bir etiket koymayınca tren yolcusu bu standı fırın veya bilet gişesi zannedecek değil ya...”
Osmanlı hayranlığını anlarım fakat bırakınız tarihini, kültürünü, lisanını, elifbâsını bile bilmeden Osmanlıcılık yapmaya kalkışanları anlamamakta mâzurum.
Şehr-i Stand buluşu Konya tren garına yakışmamış!
(*) Başlığın ne mânâya geldiğini, bu ilginç terkibin müellifi şıp diye anlayacaktır!
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016