A.Turan ALKAN
Biraz Osmanlı tarihi okuyan herkes Patrona Halil adını duymuştur. Halil’in bir ara İstanbul hamamlarında tellâklık ettiği de söylenir. Vaktiyle Osmanlı donanmasının ‘Patrona’ gemisinde levendlik ederken gözükaralığı ile sarayı parmağında oynatan ve birkaç ay süreyle Devlet-i Aliyye’yi keyfince yöneten bu adamın hikâyesinde ibret alınacak çizgiler var.
Ama önce küçük bir hatırlatma: Hikâyede Patrona Halil’i değil, ‘devlet’in davranışlarını, tepkilerini izlemenizi, ona dikkat kesilmenizi isterim. Devlet denilen mekanizmanın esas çizgileriyle dünden bugüne pek de değişmediğini görmek sizi şaşırtmamalı.
Tarih bilgisi, bugüne ışık tutmuyorsa ne işe yarar?
İstanbul’un en yakışıklı demleri
Sene 1730. Lâle devri diye bilinen dönemin son ayları… Sadârette meşhur Nevşehirli Dâmat İbrahim Paşa bulunmaktadır ve onun zevk ve eğlence anlayışının eseriyle inşâ edilen Kâğıthâne’deki Sâdâbad mahalli, devlet ricâlinin yaptırdığı köşklerle ve rengârenk lâle bahçeleriyle bir rüyâ atmosferine dönüşmüştür. Şüphesiz İstanbul’un en güzel devridir.
Osmanlı tahtında III. Ahmet bulunuyor. Ahmet Han, cihangirliği ve savaşçılığı ile tanınan Osmanlı sülâlesinin, nasıl diyelim, kavga-dövüşten pek hoşlanmayan, ‘barışçı’ padişahlarından biri. İran’a açılan sefere katılması için İstanbul’un Anadolu yakasına kurdurmuşsa da iki aydan beri Üsküdar’da âdeta ayak sürümektedir. Nizamiye askeri adı altında yeni bir ordu kurulmasını istemeyen Yeniçeri Ocağı’nın öfkesi, padişahın sefere gönülsüzlüğü yanında iktidara yakın çevrelerin Kâğıthâne’deki Çerağ âlemleriyle iyice artmaktadır. İstanbul gittikçe gerilen bir keman teli gibi huzursuzdur. Bu gerilim, Osmanlı ordusunun Tebriz’i boşaltıp geri çekilme ve şehrin düşmesi üzerine kopar.
Patrona Halil, avanesiyle birlikte harekete geçer. İlk iş olarak esnafa dükkan kapattırılır, gündelik hayat neredeyse durur ve Yeniçeriler kazan kaldırarak sokak denetimini ele geçirirler. İstanbul adeta devletsiz kalmıştır. Ayaklanmayı duyan III. Ahmet alelacele Topkapı’ya geçse de, özel muhafız birliği Saray Bostancıları dağılmıştır ve zaten ertesi gün isyancılara katılacaklardır. İstanbul’da yağma başlar. Padişah ve ekibi, sarayda yalnız ve çâresizdir. İstanbul’a ise yeni bir güç hâkimdir. Patrona Halil ve avânesi.
Şimdi gelişmeleri –özetleyerek- Abdî Tarihi’nden nakledelim.
Padişah kalsın ama sadrazamın kellesini isteriz
Yapacak hiçbir şeyi kalmayan III. Ahmet asîlere özel elçi olarak Haseki ağasını yollar, ‘Badehu bu cemiyetin aslı sizlerden sual ile (…) muradınızı ifade buyurursanız padişaha arz ve ilâm edeyim’. Eşkıya, başta Sadrazam İbrahim Paşa olmak üzere kethüdası, Şeyhülislam ‘vesaire devlet erbâbından ‘otuz yedi nefer kimse’nin kellesini talep ederler ve isteklerine hayli politik bir unsur eklemeyi unutmazlar: ‘Bizlerin padişahımızdan bir türlü aczimiz yoktur ve kendülerinden her vechile razi ve hoşnud olduğumuz mâlum-ı devletleri olsun.’
Sadrazam İbrahim Paşa’nın bu talepten haberi olur elbette, Haseki ağasına ‘Şöyle söyle, böyle söyle; beni lisana alma’ diye ricada bulunduysa da faydası olmaz. Liste padişaha gider. Durum kritiktir. ‘Meşveret kurulur’, devlet ricâli krizi müzakere eder, bir arayol bulunmaya çalışılır ama nafile…
Abdî tarihi şöyle diyor: ‘Ertesi gün Sadrı âzâm âsâfperver İbrahim Paşa ve kaymakam, hem Kapdan Paşa ve Mehmet kethüdayı üçünü birden katledüp leşlerini birer öküz arabasına tahmil edüb meydanda olan zorba eşhaslarına âdem gönderdüler, gelüb matlubunuz olan âdemleri alasız deyû’
Bir gün öncesinin hikmetinden sual olunmaz muktedirlerinin âkıbeti ne kadar düşündürücü…
‘Sünnetsiz Ermeni’ modasının başlangıcı bu olsa gerek
İsyancı eşkıya cesetleri arabadan indirip muayene edince içlerinden biri der ki, ‘İbrahim Paşa bu değildir, sünnetsiz bir Ermeni kâfiridir, İbrahim Paşa’nın kürkçübaşısına benziyor’. Cesedi tekrar arabaya bindirip saraya iade ederler. Yolda sadrazamın cesedi birkaç defa arabadan düşer, bunun üzerine boğazına bir ip geçirip hamal beygirinin kuyruğuna bağlayarak sürüye sürüye Saray’ın kapısına bırakırlar.
Asiler, padişahın kendilerini aldattığı düşüncesiyle Şehzâde Mahmud’un tahta geçmesi talebini dayatırlar. III. Ahmet çaresizdir; kendisi ve aile efradının güvenliği sağlanmak şartıyla boyun eğer. Hemen Sultan Mahmud’u (I. Mahmud) getirtip cülus eder ve kendince yeni sultana bazı nasihatlarda bulunur.
Şeyhülislam’dan Patrona’ya hüccet: Masumsun!
İstanbul, daha doğrusu ‘devlet’ artık eşkıyaların elindedir. Hızla yeni tayinlerbaşlar. Patrona ve yardakçısı Muslu’nun tanıdıklarından her kim varsa ‘dişi-erkek ve ıyaline ve karnında olan veled-i zinası’ bile, Yeniçeri Ocağı defterine yazılır. Deftere yazılmak, bugünün ölçülerinde ‘bankomat memuriyeti’ne benzetilse yanlış olmaz. Abdî Efendi tarihinde şöyle diyor: “Beytülmâli müslimini bu tarikle dahi yağma eylediler… İstanbul’da vâfir ev basdılar ki bu hiçbir vakada olmuş değildir”. Beğendikleri evi boşaltıp işgal eder ve hane sahibini soyup haraç alırlar. Bu esnada bir talepleri daha vardır asilerin: Sâdâbad’taki bütün köşkler tez elden yakılmalıdır! Rica üzerine üç gün mühlet alınıp köşkler sahipleri eliyle alelacele yıktırılır.
Her iktidar değişiminde âdettir; Yeniçeri Ocağı defterinde adı (esâme)si bulunanlara cülûs bahşişi verilmesi gelenektir. Bol keseden bahşişler dağıtılır. Asiler Etmeydanı’ndaki (Beyazıt-Şehzadebaşı) çadırlarını yıkıp ‘Oda’larına dönmeye razı olurlar. İsyan yatışmış gibi görünmektedir.
Bu esnada Patrona, meşrû olmasa da fiili gücü bizzat elinde bulundurduğu için Etmeydanı’nda dükkanı bulunan kasaplardan birini Boğdan Beylerbeyiliği’ne tayin ettirip Kırım Hanlığı’na ise yeni bir Giray seçilmesine aracı olur.
Önemli ayrıntı: Yeni şeyhülislamdan asla ceza görmeyeceklerine dair bir hüccet almayı da ihmâl etmez Patrona. Bu noktaya küçük bir mim koyalım. Bütün darbecilerin emeli, durumlarını resmîleştirmek, hukukî bir belgeyle meşruluk kazanmaktır. Devlet geleneğine göre iktidarın şeriata aykırı taleplerine bile, yerine göre kılıf uydurmakta mahir hukuk bürokrasisi Patrona’ya da dilediği garantiyi verir. Muktedirlere direnen hukuk ulemâsı klişesi, aslında bir romantik Osmanlı tarihi efsânesidir!
“Âhir-i kâr köpek gibi tepelendi”
İşte tam da kendini ‘devlet’in ta kendisi gibi hissetmeye başladığı demlerden bir gün Saray’dan bir rica gelir Patrona’ya; önemli bir devlet meselesinde görüşünün alınacağı bahanesiyle divana davet edilmektedir. Patrona ilk davete mazeretle icabet etmez, ikincisine mecbur kalır. Kendine has koruma ekibiyle saraya gelir. Saray’da tertibat hazırlanmış, iç odalardan birine otuz civarında rüşvetle kazanılmış Yeniçeri yerleştirilmiştir. Her kapıdan geçtikçe teşrifat gereği avanesi (özel güvenlikçileri) azaltılan Patrona, ‘huzur’a girdiğinde Muslu ile beraber sadece iki kişi kalmışlardır. Huzurda bulunanlardan biri, ‘Nice oldu ol kâfir gavur Patrona’ diye hitab edince Patrona’da şafak atar, ‘Ne yabana söyler bu âdem’ diye tepki göstermeye yeltense de iş işten geçmiştir. Birkaç yerinden darbe alarak ‘âhir-i kâr köpek gibi tepelenir’. “Muslı çünkim bu ahvali gördü, hemen kürkünü başına çeküb yüz üstüne kapandı. Anın dahi kaydını gördiler.’ Kapılarda teşrifat gereği alıkonulup ağırlanan güvenlik ekibi de gelen haber üzerine katledilir ve ‘Devlet’ hesabını tamamlar.
Patronalara huzur yoktur
Kıssanın hissesi bence şu: Devlet, her krizde kendi varlığını emniyete almak refleksi içindedir ve bu uğurda gerekirse herkesle (ama herkesle, Patrona’yla bile) işbirliğine girmekten çekinmez. Koyduğu kanun, örf ve nizâmı çiğnemek pahasına akla gelebilecek her tâvizi verir ve ilk fırsatta ‘kamu düzeni’ ayarlarına geri döner.
Patronalar bir muharebeyi kazanabilirler ama zaferi asla göremezler.
Ve devlet ‘kendine’, kendi için var olmuş bir teşkilâttır.
Bu hikâye –ki gerçeğin ta kendisidir- ‘Bizim ecdadımız yanlış iş yapmamıştır; eline kan bulaşmamıştır’ diye bilir-bilmez konuşanlara ders ve ibret olur mu bilemem!
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016