A.Turan ALKAN
Karşıdan bakınca zengin iftarı gibi görünüyordu...Türkiye'deki Alevî-Bektaşî Federasyonları ve derneklerinin verdiği iftar davetinde idim. Cumhurbaşkanı, iftarın onur misafiri idi ve orada bulunmasının büyük anlamı vardı.
Karşıdan bakınca zengin iftarı gibi görünüyordu...
Türkiye'deki Alevî-Bektaşî Federasyonları ve derneklerinin verdiği iftar davetinde idim. Cumhurbaşkanı, iftarın onur misafiri idi ve orada bulunmasının büyük anlamı vardı. Sünnî hâfız Kur'an okudu, Alevî dedesi sofra duası etti, hep beraber "Âmin" dedik, güzel oldu, kalbimiz ılıklaştı.
Zengin iftarı dedim ama, bir başka cihetten fukara sofrası da sayılırdı. Yargıtay gibi Türkiye'de hukuk imkânlarının müntehâsındaki kuruluşun, cemevlerini ibadet yerinden saymayan kararına muhatap kalan Alevîler fukara değilse, sorarım; bu ülkede kim fukaradır Allah aşkına?
Kararın ayrıntılarına giremiyorum, yer yok; vaktiyle AYM'nin aldığı 367 kararının benzeri bir şeydir. Fiilen yürürlük bulma şansı yok ama Alevî kalbi kırmakta yektâ ve müstesnâ: Cemevlerine tarikat, zâviye sıfatı verilmesi, "inkılâp kanunlarına muhalefet" gerekçesiyle kabul edilmiyor; ibadethane kavramında ısrar ederseniz, üç ay içinde anahtarını Diyanet'e teslim etmeniz lazım imiş; e, inkılâp kanunları hâlâ duruyor Anayasa'da...
Cemevini Diyanet'e teslim etmek? Mübarek gün böyle soğuk espriler hiç çekilmiyor doğrusu; oruçluysak, sabrın da bir hudûdu var birader!
Bu karar, bir anlığına olsun uygulanmaz ve garipliği ile hukuk tarihimizdeki ibret belgelerinin arasına konulur, onda hiç şüphem yok ama bu vesile ile devletin -din işlerini değil- Sünnî İslâm'la ilgili din hizmetlerini üstlenmekteki tekelinin komikliği ve lüzumsuzluğu daha görünür hale geldi. İşin daha da garip, gülünç ve utandırıcı faslı şu: Biz Sünnîlerden çoğu, Diyanet'in din-devlet ilişkilerindeki resmî yerinin garipliğini bal gibi fark edip yanlış bulmamıza rağmen sırf fitne çıkar endişesiyle nihai tahlilde "Diyanetçi" takılırız ne hikmetse!
Dilim varmıyor ama bir yerlerde buna ikiyüzlülük denildiğinden eminim.
Devlet vaktiyle dindarları iyice dövdükten sonra Sünnilere Diyanet teşkilatını ikram ederek bir nevi gönül almıştı; dindarlar Diyanet'ten nihai kertede razı ve mutlu idiler; camilerine görevli atıyor, dinî meselelerde fetva veriyor ve din hizmetlerinin şunun-bunun elinde parça-pinçik edilmesini fiilen engelliyordu; eğer diyanet elden giderse Avrupa'da cami cemaatlerine bölünen Türklerin durumuna düşmez miydik? Düşerdik, öyleyse mesela fazladan oruç tutturma konusunda da ortalığı karıştırmanın pek âlemi yoktu, yarı saatin lâfı mı olurdu; yeter ki fitne çıkmasındı. Diyanet zaten hassas astronomik rasatlarda bulunmak için önümüzdeki yılın bütçesine ödenek bile koymuştu; ee...
Diyanet dedim de aklıma geldi, bu anlamlı iftar davetinde Diyanet'ten kimseleri fark edemedik pek.
Evet, sağolsun Cumhurbaşkanı'mız, teşrifiyle Alevî-Sünnî kardeşliğine büyük katkıda bulundu, menü de fevkalade göz doldurucuydu ama iftar yine de fukara iftarıydı bana göre. Türkiye'de Alevî olmanın ne mânâya geldiğini o gün biraz daha anlayabildim galiba. Bu durumu bir teşbihle anlatmak istiyorum: Varlıklı bir adam fukaradan bir uzak akrabasını sinemaya götürüyor; kendisi için bilet almıştır ama kapı görevlisi akrabasından bilet sorunca, "Yahu, yabancı değil, bu seferlik idare ediversek..." gibisinden aslında davetlisini aşağılayıcı bir yaklaşım gösteriyor.
İşte yargı kararı: Cemevi ibadethane değil; ne öyleyse, folklor derneği mi, saz kursu mu, kıraathane mi, okul mu, ne? Peki Alevîlik? Biz Sünnîlere sorarsanız İslâm içi bir tarikat veya mezheptir; öyledir de Aleviliğin ne olduğunu Sünnilerin tarif etmesinde bir haksızlık yok mu sizce? Lâteşbih, Müslümanlığı Vatikan'ın tarif etmesine rıza göstermek gibi bir şey. Kezâ, Alevî Çalıştayı, şimdiye kadar yapılan en kapsamlı çalışmaydı ama öğrendik ki sonuç bildirgesi güzelce çerçevelendikten sonra hayata geçirilsin diye bir şey yapılmamış.
Gecenin en güzel cümlesi, işadamı Adnan Polat'ın kısa konuşmasında geçti, dedi ki: "Büyüklerimiz bize ilahi ahlâkla ahlâklanmak gerektiğini öğrettiler." İtikad ve inançlar arasındaki zâhiri mesafeleri kuş kanadıyla kat'eden bir cümleydi, unutmadım, mânidar buldum.
Fıkrayla bitirelim: Adama "Lâz mısın?" demişler, "Lâzım fakat tedavi olayrum" diye cevap vermiş. Türkiye'de Sünnî olmanın, ancak yüksek şuur sarfı, empati ve vicdanla tedavi edilebilir bir kısım ârızaları olduğunu kabul etsek, galiba çok iyi olacak. [email protected]
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016