Fehim TAŞTEKİN
İsrail’in Hizbullah’ın iletişim ağı ve komuta kademesine yönelik ağır darbeleri Lübnan cephesini teslim almaya yetmiyor. Sarsıcı darbelerin sahaya yansımaları ve güç dengesine etkisi merakla beklenirken taraflar adını koymadan yürüttükleri savaşa yeni fasıllar ekliyor. Ucu açık bir hesaplaşma savaşının içine girilirken misillemeler ya da intikamlar taksit taksit geliyor.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun kuzey cephesini büyütme kararının üzerinden çok geçmeden odaklandıkları ilk şeyin kara harekâtı değil Hizbullah’ın komuta kademesi, füze-roket rampaları, cephaneleri, yakıt depoları ve iletişim imkanlarını vurarak operasyon yeteneklerini yok etmek olduğu anlaşıldı. Netanyahu güç dengesini bozup yerleşimcileri evlerine döndürme hedefinden bahsederken Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah çağrı cihazı terörü üzerine yaptığı konuşmada “Yerleşimcileri kuzeye döndüremeyeceksin, kuzeyi bir kez daha işgal edemeyeceksin” diye meydan okudu.
İsrail 35 siville birlikte Hizbullah’ın iki numaradaki komutanı İbrahim Akil ve Rıdvan Birimi’nden 14 komutanı tek seferde öldürerek yanıt verdi. Hizbullah yanıtsız bırakamayacağı bir sonuçla karşılaştı. Ki Batı-Körfez blokunun mutlak kıskacı altındaki Lübnan hükümeti bile Hizbullah’a artık dur diyemeyeceklerini belirtmek durumunda kaldı.
Beklendiği gibi Hizbullah pazar günü İsrail’e yaklaşık 150 roket fırlattı.
25 Ağustos’taki senaryoya benzer şekilde İsrail ordusu, Hizbullah’ın misillemeye hazırlandığı gerekçesiyle cumartesi gecesinden Lübnan’a yönelik bir kez daha ağır bir bombardıman yürüttü. İsrail ordusuna göre binlerce roketin ateşleneceği 400 fırlatma rampası vuruldu. 25 Ağustos’ta 6 bini aşkın roketin fırlatılacağı yüzlerce rampanın vurulduğunu söylemişlerdi. Ama ‘önleyici saldırı’ yine bir şeyi önleyemedi.
Hayfa ilk kez hedefe konulurken Lübnan sınırına kadar tüm bölgeler olağanüstü hal kapsamına alındı. Hayfa Körfezi, Golan Tepeleri, Celile ve Lübnan sınırından yaklaşık 63 kilometre uzaklıktaki Beyt Şean'a kadar kuzey vadilerinde okullar kapatıldı ve hastane faaliyetleri yeraltına indirildi.
Hizbullah Ramat David Hava Üssü’nü vurmayı da başardı. Bu da bir ilk. 2006’da buraya ulaşmayı denemişti. İsrail ordusuna göre üsse 175 kg ağırlığında patlayıcı başlık taşıyan 15 adet 333 mm uzun menzilli füzeler fırlatıldı. İsrail medyası ise 15 roketten sadece sekizinin engellenebildiğini yazdı. 175 kg patlayıcı başlık taşıyan füze Fadi 2.
Bu üs özellikle Lübnan ve Suriye’ye yönelik saldırılarda kullanılıyor. Ayrıca Hayfa’nın kuzeyindeki Zvulun vadisinde yer alan Rafael Gelişmiş Savunma Sistemleri hedef alındı. Lübnan sınırına 24 km mesafede 6.5 kilometrekare alana yayılan askeri-sanayi kompleksi İsrail ordusunu donatıyor. Demir Kubbe, Davud’un Sapanı ve Demir Işın sistemlerinin yanı sıra tank savunması Trophy, güdümlü tanksavar Spike, havadan karaya füze Popeye, donanma füzesi Wave Breaker ve uçaksavar Barak gibi silahlar burada geliştirilip üretiliyor. Bu saldırıda 75 km menzilli Fadi 1, 105 km menzilli Fadi 2 ve Katyuşa kullanıldı. El-Meyadin'e göre füzeler yeraltındaki ‘İmad’ üssünden ateşlendi.
Hizbullah bu operasyonun hem Filistin halkı ve direnişini desteklemek amacıyla yapıldığını hem de çağrı cihazı ve telsiz katliamına verilen ilk yanıt olduğunu açıkladı.
***
Çatışmanın son tablosundan ne tür sonuçlar çıkıyor?
- İletişim darbesi ve komuta kademesindeki ciddi kayıplara rağmen Hizbullah operasyon ve komuta-kontrol yeteneklerini koruyor.
- İsrail yüzlerce fırlatma rampasını imha etse de Hizbullah köylere, vadilere ve dağlık alanlara dağılmış yeraltı mevzilerinden füze göndermeye devam ediyor.
- İsrail’in neredeyse üçte birini olağanüstü hal rejimine sokabiliyor.
- Siren haritası, Hizbullah’ın daha fazla yerleşimciyi göçe zorlayacak ve Netanyahu’nun vaadini imkansız kılacak bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor.
- İsrail, Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın ergen bir trol gibi kullandığı X hesabından paylaştığı “Nasrallah, Gazze’deki Hamas uğruna Lübnan’ı yakıyor” propagandasının karşılık bulup Hizbullah üzerinde baskı üretmesini sağlayacak bir yıkım tablosu oluşturuyor. Bunun için her seferinde daha ağır bombardıman yürütüyor.
Hizbullah da tersinden İsrail içinde Netanyahu üzerinde baskıyı artıracak bir denklem kurmaya çalışıyor:
Gazze’de ateşkes olmadığı sürece kuzey cephesi yanmaya devam eder, Lübnan zarar gördükçe İsrail de zarar görür, daha fazla yerleşimci bölgeyi terk eder.
- Hizbullah özellikle hedefi tutturup sonuç alabildiği hassas-güdümlü roket ve füzelerini askeri tesisleri vurmaya hasrederek angajman kuralları içinde kalmaya çalışıyor. Bu tam teşekküllü savaştan kaçınma önceliğini de yansıtıyor. Yerleşim yerlerinde gerilimi artıran ve insanları sığınaklara iten roketler ise çoğunlukla önleniyor. Demir Kubbe’yi aşanlar maddi hasarlara, yaralanmalara ve nadiren can kayıplarına yol açıyor. Fakat tarafların angajman setine yaklaşımları, bu düzeydeki kayıpların tam teşekküllü bir savaş için aranan gerekçeyi oluşturmadığı sonucunu veriyor.
- Hizbullah Lübnan’ı felakete sürükleyecek senaryoyu tetiklememek için angajman kuralları içinde kalsa da misillemelerle kendi kadroları, destekçileri, Direniş Ekseni’nin diğer parçaları ve Gazze’deki grupları hareketin bütünlüğünü koruduğu ve taahhütlerinden çekilmediği konusunda temin ediyor.
***
İsrail’in iki binayı yerle bir edip onlarca sivili katletme pahasına Rıdvan Birliği komutanlarını ortadan kaldırmasının ne tür bir zafiyete yol açtığı konusunda bir taraf murat ettiği, diğer taraf arzulamadığı şeyi dile getiriyor. Hizbullah’a yakın kaynakların değerlendirmesine göre Rıdvan Birliği İsrail’in içine yönelik kara operasyonlarının planlanması ve yürütülmesinde ya da olası bir işgalin püskürtülmesinde kritik önem arz ediyor. Kara operasyonları bundan etkilenebilir. Ki Al-Monitor’a konuşan bir Lübnanlı kaynak, İsrail’in yerle bir ettiği binada Rıdvan Birimi komutanlarının cihaz terörüne yanıt olarak
İsrail'e kara harekâtı planları üzerinde çalıştığını öne sürüyor.
Fakat şu an kara harekâtı olmadığından Hizbullah, Rıdvan Birliği’ndeki kayıpları telafi edebilecek zamana sahip. İsrail mevzilerine yönelik nitelikli sızma hamlelerini geliştiren Rıdvan Birliği idi. Bu alanda gerileme olabilir. Fakat komuta zincirinde olup bitenler geniş bir coğrafyaya yayılan füze-roket birimlerinin sevk ve idaresini fazla etkilemiyor.
Lübnan cephesi, Direniş Ekseni’ni de ‘alanların birliği’ stratejisini de ciddiyet sınavına sokuyor. Irak İslami Direnişi’nin önceki salvolardan farklı olarak İsrail’e iki güdümlü füze göndermesi Lübnan hattının çökmesine izin verilmeyeceği vaadine bağlılığı teyit ediyor. Yani Hizbullah üzerindeki baskı artarsa Direniş Ekseni’nin de daha fazlasını yapabileceği mesajı veriliyor. Tabii bu mesajın henüz İsmail Haniye suikastından dolayı kendi misilleme vaadini yerine getirmemiş olan İran’dan geldiğini var saymak gerekiyor. 15 Eylül’de Tel Aviv’i hipersonik füze ile vuran Direniş Cephesi’nin Yemen ayağı da yeni bir sürpriz yapabilir.
***
Her tırmanışta değişmeyen soru; tam teşekküllü savaşa mı gidiliyor? İsrailli yetkililer, “Hizbullah'a yönelik operasyonların savaş çıkarmayı amaçlamadığını, sadece “gerilimi tırmandırmak suretiyle gerilimi azaltmaya çalıştıklarını” söylüyor.
Axios’a konuşan yetkililere bakılırsa İsrail’in hesabı şu: “Hizbullah üzerinde daha fazla baskı kurarak örgütü Hamas’tan uzaklaştırmak; Gazze'de çıkmaza giren ateşkes müzakerelerinden bağımsız olarak yerleşimcileri kuzeydeki bölgelere geri döndürecek diplomatik bir anlaşmayı kabul ettirmek.”
Malum Hizbullah cepheyi kapatmak için Gazze’de ateşkesi şart koşuyor.
İsrail’in garantörü ABD’den gelen mesajlar ise üç noktanın altını çiziyor: Tırmandırma stratejisini bölgesel bir savaşa yol açmadan bir ayarda tutmak zor; çatışmaları büyütmek yerleşimcileri evlerine döndüremez; savaş Yahudi devletinin çıkarlarına hizmet etmez.
Ama Amerikan yönetimi tüm suçlarına ortak oldukları İsrail’i sınırlamaya çalıştıklarını öne sürse de bunu başarabildiklerine dair en ufak bilgi sunamıyor.
Peki sonuçları savaştakinden farksız olmayan çatışmayı Hizbullah nasıl tanımlıyor? Dün Beyrut'un güneyinde İbrahim Akil ve Mahmud Hamad'ın cenaze töreninde konuşan Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, “Ucu açık bir hesaplaşma savaşı olarak adlandırılan yeni bir aşamaya girdik” dedi. Hizbullah tarafında hiçbir geri adım belirtisi yok. Netanyahu da dün yeni saldırılar vaat etti.
İsrailli yetkililerin yanı sıra Hizbullah’ın yediği darbelere sevinen kimi Körfez rejimleri, 1982’de Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) için uygulanan senaryonun tekrarı için düş kuruyor. FKÖ savaşçıları Amerikan, Fransız ve İtalyan güçlerinin eşliğinde Lübnan’dan çıkartılmıştı. Amerikalılar o vakit FKÖ üzerinde kurduğu baskının 100 katını bugün Hizbullah’a uyguluyor. FKÖ kovulduktan bir yıl sonra Amerikan ve Fransız güçlerini tası tarafı toplayıp Lübnan’dan çekilmeye zorlayan bombalama eylemleri bir devir-teslimi andırıyordu. Bombalar Hizbullah’ın sahneyi devraldığının resmiydi. FKÖ misafirdi; Hizbullah İran destekli olsa da Lübnan’dan koparılması imkânsız bir yapı. Bunun için İsrail-Batı-Körfez ekseninin akıtmadığı para, kurmadığı komplo, harekete geçirmediği dinamik kalmadı. İsrail daracık Gazze Şeridi’nde 11 ayda yerleşimleri yok edip yerin altını üstüne getirdiği halde Hamas’ı yok edemedi. Yok edebilseydi bugün hâlâ ateşkes koşullarını kabul etmiyor diye Türkiye’den Mısır ve Katar’a çok sayıda aktörü baskı unsuru olarak seferber etmek zorunda kalmazlardı. Lübnan cephesi İsrailli askeri uzmanların da teslim ettiği üzere Gazze’yle kıyaslanamaz.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby “Çatışma İsrail’in çıkarına değil” derken belli ki daha açık sözlü olamıyor.
Bu konuda yapılan değerlendirmelerden hareketle birkaç not düşelim:
- İsrail’in askeri paradigmasındaki öncelikler ile sahadaki çıktılar artık birbirini tutmuyor. Paradigmanın ilk maddesi caydırıcılık. Ama İsrail bütün dehşetine rağmen düşmanları üzerinde caydırıcı olamıyor.
- Stratejik derinliği olmadığından savaşı sınırlardan uzak tutmak esastı. Kuş uçurmaz sınırlarını koruyamadığı gibi füze ve SİHA’ların şehirlerine ulaşmasını önleyemiyor.
- Üçüncü öncelik kısa süreli savaşların tercih edilmesi. Coğrafyanın küçüklüğü ve insan kaynağının kısıtlılığı İsrail’e uzun savaşlardan kaçınmasını emrediyor. Savaş uzadıkça ‘S.O.S’ veriyor.
- Bir diğer husus girilen savaşların mutlaka zaferlerle sonuçlanması ve yarım bırakılmaması. Yerle bir etseler de askerî açıdan Gazze cephesini 11 ayda bağlayamadılar. O yüzden şimdi Lübnan’a girmeden Lübnan’ı bitirmeye çalışıyorlar.
- Bir başka öncelik iç cephenin bütünlüğü. Bu bütünlük bozuldu. Üst düzey eski yetkililer Netanyahu’ya veryansın ediyor. Kitleler meydanlarda. Yerleşimciler isyanda. Tel Aviv’de Netanyahu’ya karşı oturma eyleminde eski Genelkurmay Başkanı Dan Halutz’u yerden kazıyan bir ülke görüntüsü oluştu. İç cephe giderek dağılıyor.
- Bir diğer parametre dış destek garantisi. İsrail dış destekte olası bir kesinti ya da tereddüdü kaldıramaz. ABD’yi tamamen arkasına almadan büyük bir savaşa giremeyeceğini biliyor.
Hem hükümete karşı gösterilerde hem de ordunun artan vahşetinde parametrelerin yıkılmasının ürettiği korkuyu görüyoruz.
İsrail’in yok etme kapasitesinin büyüklüğünü tüm dünya dehşet içinde izliyor. Bedel ödetme yetenekleriyle ilgili kimsede soru işareti kalmadı. Fakat bu kapasite kendi parametrelerine göre hedeflenen sonuçları vermiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları


































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025