Hakan Albayrak
Beşşar Esed, Suriye Devlet Başkanlığına geldiği 2000 senesinden 2011’e kadar reformcu -en azından reforma meyilli- bir lider olarak kabul ediliyordu.
Demokratik bir hukuk devleti inşa etme arzusunda olduğu zannediliyordu Esed’in.
Bilhassa iktidarının ilk yıllarında attığı bazı adımlar hayra yoruluyor, Baas rejiminin halka mutat baskıları devam etse de bunlar tünelin ucunda görüldüğü var sayılan ışığın telkin ettiği ümidi bastıramıyordu.
O mutat baskılar Esed’e mal edilmiyor, bilakis “Esed’e kalsa bunlar hemen sona erer” deniyordu.
Esed’in yapmak istediği reformlara çevresindeki oligarkların mani olduğu algısı vardı.
“Ama günü geldiğinde onların hepsinin ipini çekecek”ti Esed.
Derken Der’a olayları başladı.
Suriye çapındaki nümayişler…
Nümayişlere kanlı müdahaleler…
O kanlı müdahalelere rağmen nümayişlerin büyüyerek devam etmesi…
“Sabrımız taşıyor; reform istiyoruz ve reformu hemen şimdi istiyoruz!” mesajını veriyordu halk.
Esed, olaylar başladıktan iki hafta sonraki -ilk- konuşmasında buna cevap verirken, kendisiyle ilgili ümitlerin köküne kibrit suyu döken şöyle bir cümle kurdu:
“Benim reform yapmak istediğim fakat etrafımdaki kimselerin buna karşı çıktığı söyleniyor; halbuki onlar beni mütemadiyen reforma yönlendirmeye çalışıyorlar, ben ise ‘Bugünden yarına reform olmaz’ diyorum.”
Sonrası, bizzat Esed’in emirleriyle katliam üstüne katliam…
Hal bu iken, Esed’in yedi senedir takip ettiği vahşet yoluna dikkat çekip Esed’siz Suriye’nin gereğine işaret eden hükümete “Esed’le can ciğer kuzu sarması değil miydiniz? Ne oldu da böyle 180 derece döndünüz?” diye sorabilenlerin olması ne acayip.
Hâlâ var böyleleri.
Halep’ten, Doğu Guta’dan sonra bile var.
“Ne oldu da…”!
Esed’in zulüm düzenindeki ısrarı yüzünden dünyanın en korkunç savaşlarından biri çıktı, Esed ve müttefikleri yüz binlerce sivil Suriyeliyi hunharca katletti, daha ne olsun?
***
Bir gün Afro-Amerikalı devrimci ağabeyim Dhoruba Bin Wahad, bir üniversitede konferans vermek için İstanbul’a geldi.
Yeşilköy Havaalanı’nda karşılayacaktım, “Sen gelme, öğrenci arkadaşlar orada olacak, konferanstan sonra görüşürüz” dedi.
Akşam üzeri Fatih Camii’nin önünde buluştuk.
Pek sinirliydi.
“Sen bu gençlerle konuşmuyor musun?” dedi.
“Ne oldu ki?” diye sordum.
Başladı anlatmaya:
“Bana, Suriye meselesine nasıl bakmamız lazım diye soruyorlar. Olacak şey mi bu? Sorulur mu hiç? Müslümansın işte, zulüm nizamını yıkmaya çalışan devrimcilerin yanında yer alacaksın. Ama devrimcilerin arasında da çürük yumurtalar varmış da bilmem neymiş de... E Boşnakların arasında da çürük yumurtalar vardı herhalde, canlarını kurtarmak için savaştıklarında onları desteklemese miydik?”
Bir de demiş ki bazı gençler, “Sen bu hükümeti çok beğeniyorsun ama onlar senin zalim dediğin Esed’le 10 sene dostluk ettiler.”
Bizim Doruba’nın cevabı:
“Onu da iyi etmiştiler, şimdi Esed’e yüklenmekle de iyi ediyorlar. İnsan zannettiler, babasının yaptığını yapmaz zannettiler, Suriye’ye hürriyet getirecek zannettiler, dediklerine inandılar ve onunla ahbap oldular. Sonra Esed kendi halkını bombalamaya başlayınca da ‘Allah belanı versin, sen ne manyak adammışsın!’ dediler. Ya ne diyeceklerdi? Misal, biz seninle ahbabız, yolda güzelce sohbet ederek yürüyoruz, tam senin evinin önünden geçerken sen diyorsun ki ‘Şurada iki dakika bekle, ben ailemi öldürüp geliyorum’, ben neye uğradığımı şaşırmış halde orada dikilirken sen hakikaten de eve girip aileni öldürüyorsun ve sonra da yanıma dönüp ‘Haydi, güzel muhabbetimize kaldığımız yerden devam edelim’ diyorsun. Nasıl olur? Sen sapıksın, katilsin, canisin, ben seninle daha ahbaplık edemem ki! Sizin hükümetinizin Esed’e dediği budur.”
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021