Hakan Albayrak
Daima kötü şeylere yoğunlaşmak, bunu meslek edinmek, iyi şeyleri görmezden gelmek veya onları görme kabiliyetini kaybetmek, hatta onlarda da kötülük görmek…
Felaket haberlerine doymamak, ‘daha daha daha’ deyip durmak, felaket haberlerinin kifayet etmediği yerde felaket içermeyen haberlere de felaket içeriği atfetmek…
Mütemadiyen mutsuz ve asabi olmak, bunu hayat tarzı haline getirmek, uyuşturucu müptelası gibi her an yeni mutsuzluk ve asabiyet sebepleri aramak…
Türkiye’nin battığını, yaşanmaz bir ülke haline geldiğini tekrar tekrar ‘tesbit’ etmek ve bu lakırdının da müptelası olmak…
Zamanla Türkiye’nin batmasını ihtiras derecesinde arzu eder hale gelmek ve Türkiye batmadıkça iyice asabileşmek…
Bu ülkede iktidar karşıtlığı daha ziyade böyle bir şey.
Çok sağlıksız.
***
Evet, vaktiyle hukuk sistemini ıslaha soyunan AK Parti iktidarı son senelerde bunun tersi istikametinde işler yaptı. Ama şu günlerde meclisin gündeminde olan ‘yargı paketi’ de bir ıslah iradesini ifade ediyor.
Evet, vaktiyle ekonomiyi şahlandıran AK Parti iktidarı son senelerde ekonomiyi iyi yönetemedi. Ama Hazine ve Maliye Bakanlığına Lütfi Elvan’ın getirilmesi bir toparlanma işareti.
Evet, Covid-19 aşısının tedarikinde sorunlar yaşandı. Ama o sorunlar aşıldı ve Türkiye aşılamada rekor üstüne rekor kırıyor.
Evet, dış siyasette “S-400 Krizi” gibi sıkıntılarımız var. Ama Rusya ve Ukrayna’yı aynı anda idare edebilen, muazzam anlaşmazlıklara rağmen ABD, NATO ve AB ile bağları koruyabilen, Katar’a uygulanan ablukanın kaldırılmasında pay sahibi olan, Libya’da meşru hükümetin devrilmesini önleyen ve savaşan tarafları uzlaşmaya sevk eden, Bosna-Hersek Sırplarının istinatgâhı konumundaki Sırbistan yönetimiyle iyi ilişkilerini alabildiğine geliştirerek Bosna-Hersek’i etnik çatışma belasından uzak tutan, 2. Karabağ Savaşı’ndaki büyük zaferin mimar ve mühendisi olan, Türkiye’nin Suriye topraklarındaki -Esed rejimine, Rusya’ya, ABD’ye, PKK’ya set çeken- fiili varlığını cümle âleme kabul ettiren AK Parti iktidarı, son senelerde dış siyasette külliyen çuvalladığı iddiasının tam tersine, bu sahada son senelerde (de) gösterdiği büyük başarılarla Türkiye’yi esaslı ve hayırlı bir bölgesel güç olarak temayüz ettiriyor ve o şekilde bir küresel güç olmaya hazırlıyor.
Gören, görmek isteyen, görmekten imtina etmeyen gözler müsbet olanı da görür.
Hizmet sektöründe istihdamın azaldığını görmekle kalmayıp sanayide istihdamın arttığını da görür.
Yerli İHA ve SİHA’ların yükselişini de görür.
Konya’da bir firmanın KOSGEB desteğiyle mükemmel bir Airbus A-320 uçağı simülatörü ürettiğini de görür.
Bu gibi gelişmelerin istikbal yolundaki kıymetini de görür.
İktidarı şu veya bu meseleden ötürü gene tenkit edelim, o meselelerden ötürü gene üzüntü yahut kızgınlık duyalım ama serde muhaliflik var diye kendimizi ve herkesi Türkiye’mizin mahvolduğuna ikna etmek için canla başla çalışacak kadar abartmayalım muhalefeti.
Yolsuzluklar, arsızlıklar oluyor diye Türkiye’yi pisliğin götürdüğüne de hükmetmeyelim.
Nice iyi, dürüst, çalışkan, vatansever siyasetçinin, bürokratın, memurun, iş insanının hakkına girmeyelim.
En dar gelirli vatandaşların bile yoğun ilgi gösterdiği yardım kampanyalarında sergilenen müthiş dayanışma kültürünün kıymetini de takdir edelim ve ‘Bu milletin üzerinden ilahi rahmet ve bereket eksik olmayacak, o rahmet ve bereket bütün pislikleri boğacak inşaallah’ diyelim.
Bir televizyon programında sunucunun “Türkiye batıyor mu?” sorusuna cevaben “Türkiye batmaz; batarsa okyanuslar taşar” diyen Alev Alatlı’ya selam olsun; ‘Türkiye batıyor” psikolojisinden -hele hele ‘Türkiye tamamen batsın ve okyanuslar taşsın ki AKP boğulsun’ psikolojisinden- kurtulmak lazım.
Mutsuzluk, karamsarlık, kötümserlik, ümitsizlik telkinini marifet bellememek lazım.
Bilakis, menfi şeylerin yanında müsbet şeylerin de altını çizerek -ve mesela ‘Gençlerimiz ülkeyi terk etmek istiyor, ne kadar da haklılar’ demek yerine gençlerimizin ülkemizden ümitvar olmaları için yeterince sebebin mevcut olduğuna dikkat çekerek- iyimserliği beslemek lazım.
***
İçimizi yoklayalım; kendimizi, halkımızı, ülkemizi menfi hislere boğma hevesimiz varsa hemen Felak-Nas okuyalım ve titreyip kendimize gelelim.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021