İbrahim Kiras
İmralı’ya yönelik teklifiyle “yeni bir tartışma süreci” başlatan MHP liderinin asıl niyetinin ne olduğunu anlamak zor ama “Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için anayasayı değiştirme çağrısı” kamuoyu açısından tek bir anlama geliyor. Zaten muhalefetin “İşte sonunda baklayı ağızlarından çıkardılar” tepkisi boşuna değil.
“Eğer terör hayatımızdan sökülüp atılırsa, eğer enflasyon canavarına kesif bir darbe indirilirse, Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın zirvesine çıkarsa” diyerek desteğini belirli şartlara bağlamaktan geri durmasa da Bahçeli’nin çağrısından sonra, iktidar mensuplarının “Hadi yeni anayasa yapalım” derken neyi kastettikleri net bir anlama kavuşmuş oldu. Bundan sonraki süreçte tekrarlanabilecek “Darbe anayasası yerine sivil anayasa yapalım” çeşidinden lafların hangi gayeye işaret ettiğinden şüphe duyulmayacak.
Demek ki Bahçeli’nin bu anlamda bir anayasa değişikliği girişiminin önünü kesebilecek bir açıklamayla gerçekte ne yapmak istediğini iyi tahlil etmek gerekiyor.
Öcalan’ı İmralı’dan çıkarma karşılığında Meclisteki DEM Partililerin oylarıyla erken seçime gidecek bir iktidarın sandıkta neyle karşılaşacağını düşünmeksizin bir “süreç” başlatmanın gerekçelerine de kafa yormak gerekiyor.
Geçen hafta Erdoğan’ın “kardeşlik hukukuna katkısından dolayı” tebrik ve teşekkür ettiği Özgür Özel için Bahçeli neden “CHP Genel Başkanı şaşırmış, su kaynatmıştır. Buradan bakınca CHP ile DEM Parti’yi ayırt etmekte çok zorlandığımızı, hatta CHP ile PKK’yı birbirine karıştırdığımızı söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır” demiş olabilir?
CHP’nin hedef alınmasının aslında stratejik saiklere bağlı olduğunu “Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Üzülme! Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor” sözleri ışığında mı anlamalıyız?
MHP lideri, “Özellikle ciddi sağlık sorunları olan, yaşı kemale ermiş bulunan ve köklü bir aileye mensup Kürt ağası Sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi” derken CHP’yi suçlayarak bir taşla iki kuşu hedef almış olabilir mi?
Bahçeli, DEM Partili belediyelere kayyum atamaları konusunda niçin “Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler” şeklinde bir cümle kurma ihtiyacı hissetmiştir?
Bu soruların net birer cevabının bulunmasına imkan olmasa da üzerinde kafa yormanın zararı da yok. Bu sütunda geçen hafta içinde çıkan bir yazıda şuna işaret etmiştim: DEM Parti’nin mecliste 59 sandalyesi bulunuyor ki bu sayı Erdoğan’ın yeniden adaylığını sağlama yolunda Cumhur İttifakı partilerinin eksiğini tamamlamaya yetiyor. Buna karşılık CHP’nin sandalye sayısı 128. Yani eğer AK Parti ana muhalefet partisi ile işbirliği yapabilse MHP’nin desteğine bile ihtiyacı kalmıyor.
Dolayısıyla geçmiş dönemlerde iki ortak arasında gerçekleşen “Kızgın demiri soğutma” tartışması veya CHP ile “normalleşme” sürecini MHP’nin “Normalleşmenin önündeki engel bizsek kenara çekiliriz” restiyle sona erdirmesi gibi örnekler hatırlanmadan bugünkü karşılıklı hamlelerin anlaşılması kolay olmaz.
Çalışma odasındaki 17-25 saatinden yola çıkarak Bahçeli’nin asıl hedefinin Erdoğan’ı bitirmek olduğunu ileri süren komplo teorisi sevdalıları akıl ve mantıkla düşünebilseler bunun ne kadar uçuk ve hiçbir siyasetçiye yakıştırılamayacak bir varsayım olduğunu fark edebilirler. Bahçeli ve diğer MHP’liler iktidarı bitirmek değil, sürdürmek ve hatta güçlendirmek isterler. Ancak ortağı olmadıkları bir iktidar senaryosunu kabullenecek de değildirler. Ortaklarına zaman zaman göz dağı verme gereği duymalarının sebebi budur. Sevdiğine “Ya benimsin ya toprağın” diyen aşığın saplantılı yaklaşımının siyasetteki rasyonel versiyonudur bu.
Öbür yanda ise Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin birbirleri hakkında kullandıkları abartılı övgü sözlerine bakarak Cumhur İttifakının vatan ve millet aşkıyla kenetlenmiş bir güç olduğunu zannedenler akıl ve mantık kurallarıyla olup biteni tahlil etseler söz gelimi Öcalan’ı Mecliste konuşmaya çağırdıktan sonra DEM Partili belediyelere kayyum atamanın pek birbiriyle uyumlu politikalar olmadığını görebilirler. Dolayısıyla tartışmanın aslında “Kürt sorunuyla” veya terör tehdidiyle ilgili olmadığını fark edebilirler.
Bahçeli’nin attığı bütün adımları “Cumhurbaşkanımızın başımızda kalmaya devam etmesi” amacıyla izah etmesi, yeri geldiğinde ABD’ye ve Avrupa’ya, yeri geldiğinde CHP’ye “Erdoğan adına” meydan okuması anlamsız bir detay olmasa gerektir.
Yine, mesela, Gazze saldırısının ilk haftalarında sessiz kalmayı tercih eden ortağının aksine, Bahçeli’nin ortaya atılıp İsrail aleyhinde bir tutuma öncülük etmesi “Erdoğan’ın taşlarıyla satranç oynamak” değil midir?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
14.10.2025
7.10.2025
2.10.2025
30.09.2025
28.09.2025
18.09.2025
11.09.2025
9.09.2025
6.09.2025