İbrahim Kiras
Türkiye’nin özellikle Suriye iç savaşına karışmasından itibaren dengesi bozulan ve giderek çıkmaza giren dış politikasının revizyona ihtiyaç duyduğunu o günlerden bu yana savunageldim.
Daha önce yazdıklarım bir yana, KARAR.’da söz konusu formülasyonu ifade ettiğim ilk yazı gazetenin daha ilk günlerinde çıkan (17 Mart 2016) “Dış Politikada Düşman Azaltma Zamanı Geldi” başlıklı yazıydı.
Elbette, okul kitaplarında bile yazıldığı üzere, dış politikada dostluklar ve düşmanlıklar olmaz. Milli menfaatler doğrultusunda ülkelerin arasında rekabet veya işbirliği olur. Dostları çoğaltmalıyız demek, işbirliği yapabileceğimiz aktörlere ilişkin seçeneklerimizi çoğaltmalıyız demek.
Bahsettiğim yazıdaki “dış politikada dostları çoğaltmalı, düşmanları azaltmalıyız” ifadesini o günden beri başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere iktidar mensupları yeri geldikçe slogan gibi kullanıyorlar. Ama bu sözü kuru bir retorik malzemesinden ibaret gördükleri anlaşılıyor.
Bugünlerde Akdeniz’de yaşadığımız gerginliklere bakın... Birçok bakımdan son derece haklı bir pozisyonumuz olmasına rağmen bize hak veren, bize destek olan, yanımızda duran tek bir ülke bile yok. Aslında sözkonusu bölgede ortak çıkarlarımızın olduğu ve dolayısıyla işbirliği yapabileceğimiz bir çok ülke var ama hiçbiriyle bir araya gelemiyoruz. Hem sahada hem masada yalnız başımıza çabalıyoruz. Çünkü orada kullanılacak krediyi çoğunlukla seçim meydanlarında harcadık. Attığımız taşın ürküttüğümüz kuşa değip değmeyeceğini hesaplamadık. Popülizmi ve sandık dengelerini bir yana bırakıp yalnızca milli menfaatleri esas alan bir dış politika yaklaşımı gösteremedik.
***
Mamafih ülkeyi yöneten kadroların zihninde dış politikadaki “dostluk” konusu ciddi bir problem alanı olarak görülmüyor diyemeyiz. Ama bu konunun karşılıklı çıkar ilişkileriyle irtibatını kurmaksızın yapıyorlar bunu. Son olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Bazı ülkelerin Doğu Akdeniz’de oynamakta oldukları tehlikeli oyunlar, Türkiye açısından kabul edilemez boyutlara ulaşmıştır. Türkiye’nin dostluğu değerlidir, bilen için” demiş. Dostluğumuzun değerini bilemeyenleri suçlamış.
Küresel ve bölgesel güçlerle ilişkilerimizin rasyonel zeminde ve uzun vadeli politik programlar çerçevesinde yürütülüyor olmaması kimin suçu peki?
Tecrübe ve gelenek taşıyıcısı kurumların politika yapım aşamasında işlevsiz bırakılmış olması kimin suçu?
Suriye veya Mısır söz konusu olunca “idealist dış politika” yanlısı olup Kırım veya Doğu Türkistan meselesinde “realist” kesilmek hangi düşman gücün bize yaptığı kötülük? Bu sorulara verilecek cevabımız olmadığında, bazı günler “Türkiye’nin dostluğu değerlidir” diye konuşan iktidar sözcüleri, bazı günlerde ise “Türkiye’nin yalnızlığı değerlidir” diyerek durumu idare edebilirler. Her durumda değerimiz işe yarıyor! Siyasetçi için önemli olan değerimizden bahsetmek. Değerimizi arttıran veya eksilten işler yapmak önemli değil...
***
Bütün bunlar bir yana, bazı çevrelerde yaygın olarak kabul gören bir analize göre “İslamcı kadroların eski ideolojik takıntıları AK Partinin dış politikadaki yönelimlerini şekillendirdi.” Bu bana göre sorunu bütünlüğü içinde açıklayıcı bir tez değil. Aslına bakarsanız ideolojik faktörün bu alandaki etkisinin oldukça sınırlı olduğunu düşünmek daha doğru. AK Parti yönetimi politikalarını ideolojik olmaktan ziyade pragmatik gerekçelerle şekillendirdi daima.
Ancak tabii belirli konularda atılan -siyasi veya ekonomik gerekçeli- birtakım adımların tabanda meşruiyet bulması için ideolojik gerekçelerin kullanıldığını, kimi zaman (mesela seçim dönemlerinde) ise bütünüyle seçmen tabanına hoş gelecek adımların atıldığını -yani dış politikanın iç politika malzemesi yapıldığını- söylemek gerekir. Sonuçta bu da ideolojik değil pragmatik bir tutum.
Dolayısıyla dış politikamızın içine saplandığı çıkmazdan kurtulmasının yolu hali hazırda yapılanların tamamen aksinin yapılmasından geçiyor. Öncelikle de politika inşa süreçlerinin popülizmden, yani iç politikanın çemberinden kurtarılıp kurumsal birikim, uzun vadeli vizyon ve milli menfaat algısı temelinde yeniden yapılandırılması gerekiyor.
Ancak bu sayede günübirlik değişen dış politika adımları yerine kalıcı ilkelere dayalı dinamik bir anlayış yerleştirilebilir. Ancak bu sayede dış politikamız içine düştüğü dikenli yoldan çıkabilir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
2.08.2025
29.07.2025
24.07.2025
19.07.2025
15.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
29.05.2025