İsmet Berkan
Evet, araştırmalara göre Ak Parti oyları uzun zamandan beri ilk kez arttı. Bu artış da Ocak ayında gözlendi.
Ben en ciddiye aldığım iki araştırma diye Konda ve PanaromaTR’nin rakamlarını burada kullanıyorum ama geri kalan bütün araştırmalarda da ama az ama çok Ak Parti oylarında yukarı yönlü bir hareketlenme gözlendi geçen ay.
Nereden geliyor bu artış ve kalıcı mı?
Pek çok uzman gözlemcinin ortak görüşü iki önemli faktörü öne çıkarıyor: 1. 20 Aralıkta kur istikrarının sağlanması; 2. Asgari ücretteki artış.
Eğer Ak Parti oyları gerçekten ve sadece bu iki faktör yüzünden yukarı yönlü kıpırdandıysa iki şeyi söylemek lazım:
1. Bu artış, ne hayat pahalılığında ne de dolar kurunda kalıcı bir iyileşme sağlanamayacağı için son derece kırılgan, gelen oyların daha fazlası kolayca gidebilir;
2. Ak Parti yalandan bile olsa iki hareketle bu kadar kolay oy toparlanması yapabiliyorsa seçmen henüz bu partinin bir alternatifini göremiyor demektir ve Tayyip Erdoğan iktidarı benzer manipülasyonları seçim döneminde de yapıp sert oy artışları sağlayabilir.
Evet, belki fark ettiniz, iktidarın oy kaybında veya kazancında muhalefeti bir faktör olarak zikretmedim; çünkü değiller.
Ak Parti ve Erdoğan iktidarı seçmenden “Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” dışında bir benzetme bulamadığım bir taktikle oy arttırmayı başarıyorsa, zaten kendi kendisinin yarattığı sıkıntılarla yarışıyor demektir. Daha Erdoğan ve Ak Parti seçmeni kendi yokluklarıyla tehdide başlamadılar, bu şartlar altında o taktik de oy kazandıracaktır iktidara.
Muhalefet aylardır kendi iç “diplomasi”si ve hafif bilek güreşleriyle o kadar meşgul ki, Türkiye’nin ana meseleleri üzerinde son derece pasif.
Bir zamanlar “128 milyar dolar nerede” diye yarattıkları fırtınadan bir hayli uzaktalar; tuhaf ve sebepsiz bir özgüven içinde Tayyip Erdoğan’ın kendi kendini imha ettiğine ve zaten seçimi kaybedeceğine şimdiden inanıyorlar.
Ama işte görüyorsunuz, Tayyip Erdoğan da, partisi de orada duruyor; hayal edilebilecek en zor zamanda oy kazanmayı başarabiliyor.
Kasım ayında yüzde 21 olan enflasyon yüzde 48’e çıkmış ve buna rağmen iktidarın oyları artıyor. Türkiye’de sokaktaki insanın muhalefeti hiçbir biçimde iktidar adayı olarak görmediğinin daha açık ne kanıtı olabilir?
Muhalefet partileri zor bela oluşturdukları anayasa ilkeleri metnini açıklamak için “Boy sırasına göre mi oturalım, soyadı sırasına göre mi” tartışmasını yapadursun, seçmen belli ki kendine ümit ışığı gösterecek, sarılacak bir dal arıyor.
O kadar çaresiz ki 13 liralık dolar seviyesini bile “kurtuluş” gibi algılayabiliyor da, mesela Kemal Kılıçdaroğlu’nun, mesela Ali Babacan’ın “Merak etmeyin biz gelince düzelecek” lafıyla karnını doyurmuyor.
Bakın PanaromaTR’nin sonuçlarla ilgili analizinde şu cümleler dikkat çekici:
“Ocak ayında iktidar lehine yas?anan bu oy hareketlilig?ini, iktidar-muhalefet dengesinde bir kırılma olarak görmek yerine iktidarın imkanlarını ve riskleri ile muhalefetin zaaflarını ve risklerini ele veren bir gösterge olması açısından ciddiye almak gerekir. Ocak ayı, muhalefetin iktidar kanadındaki zaafa yaslanan edilgen siyasetinin kırılganlıg?ını, muhalefet tarafından daha güçlü bir siyasetle kars?ılık verilmedig?inde iktidarın siyasal kurgusunun (oy erimesini durdurma ve muhalefeti baskılama) is?leyebileceg?ini göstermesi açısından önemsenmelidir.”
İşim muhalefete akıl vermek değil ama korkarım Türkiye’nin yarısından biraz azı inanılmaz bir depresyona doğru ilerliyor. Cumhurbaşkanlığının kazanılamaması halinde muhalefet seçmeninde seçim gecesi ortaya çıkacak duyguyu ve öfkeyi tanımlayacak kelime bulmak çok zor.
Evet, Cumhur İttifakı hala toplamda yüzde 41 civarında ve Meclis’te çoğunluğu sağlayamıyor gözüküyor ama parlamento seçimi için beklenen bu sonuç, Tayyip Erdoğan’ın da seçimi kaybedeceği anlamına gelmiyor.
Birkaç ay önceye kadar oldukça avantajlı bir konumda olan muhalefet, belli ki bu avantajın büyüsüne kapılıp Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkarılacak rakip konusunu küçümsemeye başladı; tuhaf bir Cumhurbaşkanı adayı sohbetleri yapılır oldu, Kemal Kılıçdaroğlu ciddi ciddi kendisini aday adayı olarak konumladı.
Oysa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir süreden beri rakip olarak en ciddiye aldığı ismin Ekrem İmamoğlu olduğunu açıkça belli ediyor. İktidarıyla İmamoğlu’nun üzerine gidiyor, kendisi konuşmalarında Kemal Kılıçdaroğlu’nu değil İmamoğlu’nu ciddiye aldığını gösteriyor.
Siyasi gerçekçilik, muhalefet cephesinin HDP dahil bir cephe olarak açıktan veya zımni bir anlaşmayla hareket etmedikçe Tayyip Erdoğan’ı deviremeyeceğini, parlamentoda ise bırakın anayasa değiştirmeyi yasa çıkaracak çoğunluk bile oluşturamayabileceğini bize gösteriyor.
Kaldı ki, (HDP hariç) muhalefet Meclis’te yasa çıkaracak 301 kişilik bir çoğunluk elde etmeyi başarsa bile birlikte hareket edip edemeyeceği son derece meçhul. Ayrıca karşılarında demir bilye gibi bir Ak Parti muhalefeti bulacaklar.
Muhalefet, Meclis kadar Cumhurbaşkanlığı seçimine de odaklanmaz, ortaya yarından tezi yok çıkaracağı adayın her gün Tayyip Erdoğan’la göze göz dişe diş mücadele etmesini sağlayamazsa, kaçınılmaz bir sona doğru gidiyor demektir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
1.09.2025
27.08.2025
25.08.2025