Kurtuluş TAYİZ
Ne zaman “milli mutabakat” lafını duysam, Ankara’da işlerin iyiye gitmediğini anlarım. Hükümet büyük ihtimalle zor durumdadır; yoksa iktidarlar kolay kolay “ulusça yan yana gelelim” diye toplumsal güçlerden yardım istemez. Zira bu çağrılar yanlış anlamaya açıktır; muhalefet tarafından iktidarın yönetimi paylaşmaya daveti olarak da yorumlanabilir. Bu yüzden sık sık karşılaşmayız bu tür çağrılarla. Savaş dönemlerinde başvurulacak bir yöntem gibi geliyor bana. Ancak bu konu (milli mutabakat çağrıları) Kürt meselesi ve PKK’yla alakalı olarak yakın tarihte pek çok kez gündeme gelmiştir. Tabii bu evreler o siyasi iktidarın genellikle sonunu da yakınlaştırmıştır.
Yıllardır adı anılmayan bu çağrılardan birini dün Meclis Başkanı Cemil Çiçek yaptı. Çiçek, 11 maddelik“Teröre Karşı Ulusal Mutabakat” önerisinde bulundu. Ankara’da işlerin çok kötü gittiğini düşündüren bu çıkışın hükümet tarafından desteklenip desteklenmediği merak konusu. Ama Çiçek’in bu çıkışı, PKK’nın son günlerde üst üste gerçekleştirdiği karakol baskınları ve Antep’te patlattığı bombanın Ankara’daki sarsıcı etkilerine işaret ediyor. Başbakan ve kabinesinin durumu bu şiddette hissedip hissetmediğini elbette bilemiyorum ama Meclis başkanımızın, milli mutabakat çağrısında bulunarak ülkenin gidişatından ve idarenin hâlinden pek memnun olmadığını ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun pek de iç açıcı olmadığı ortada. Bundan kuşku yok. Güneydoğu’da artan PKK saldırıları hükümeti zorluyor. Halkta ülkeyi emanet ettikleri yöneticilerin inisiyatifi kaybettiği duygusu var. Sokaktaki insanlar, AKP‘li yöneticilerin de öncekiler gibi beceriksiz olduğunu düşünmeye başladı. AKP iktidarının en fazla itibar kaybı yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. Cenaze törenlerinde bakanlara karşı sözlü ve fiili tacizler artmaya başladı. Bunlar doğru. Ama bu, AKP yönetiminin “milli mutabakat” çağrısı yapacağı kadar köşeye sıkıştığı anlamına gelmemeli. En azından ben, Başbakan’ın yönetim mekanizması üzerindeki kontrolünü yitirdiğini ve ipin ucunu tümden kaybettiğini düşünmüyorum.
Bu açıdan Cemil Çiçek’in “milli mutabakat” çağrısı, bana hükümet bilgisi ve onayı dışında gelişti gibi geliyor. Başbakan Erdoğan’ın böyle bir çağrıyı kendi adına ciddi bir zaaf olarak algılayacağından eminim. Kürt sorunu henüz onu da tüketmiş, bitirmiş değil. AKP iktidarı henüz bu noktada değil.
Cemil Çiçek’in “ben yazdım” diyerek vurguladığı çağrı metninden sanırım demokrasi ve istikrar adına çok şey beklemek hayalcilik olur. 11 maddelik metin “demokrasi” ve “özgürlük” gibi soslar katılarak sunulan katı bir güvenlik paketidir. Siyasal alanın daha fazla daraltılmasını öngörüyor. Farklı fikirleri ve farklı toplumsal çevreleri, “ulusal mutabakat” baskısı altında sindirmeyi amaçlıyor. Bu 11 maddelik çağrı metninin en önemli sorunu Kürt sorununu bir terör sorununa indirgemiş olması. Bu yüzden de bütün maddeler elde çekiç her şeyi çivi gören bir zihniyetin izlerini taşıyor. En çok “devletin bekası” sözüne yer verilen metnin ikinci maddesinde “terörle mücadele toplumun tüm kesimlerinin katılacakları çok yönlü bir mücadeleyi gerekli kılan bir sorundur” diyor. Dördüncü maddede de tekrarlanan bu çağrı, sokağı milliyetçi kışkırtmalara açık hâle getiren bir özellik taşıyor.Bütün sivil toplum örgütlerini “teröre karşı” sokağa inmeye çağırmak hangi akla hizmet ediyor? Bunu Cemil Çiçek nasıl kontrol ve koordine edecek? 1990’lardan yakın tarihe kadar hatırladığımız bir dizi böyle sokak olayı var; ellerinde Türk bayrakları, dillerinde ırkçı sloganlarla terörü kınar gibi yapıp Kürtlere, demokratik kuruluşlara şiddetle saldıran kalabalıklardı bunlar.
Mutabakat çağrısının beşinci maddesinde “güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyacakları imkân ve yeteneklerin geliştirilmesi öncelikli bir öneme haizdir” deniyor. Yasalar askeri, polisi terörle mücadelede sınırlıyor mu? Askerin PKK’yla mücadelede elini tutan ne?
Yedinci madde de oldukça enteresan. Cemil Çiçek’in Kürt sorunu tarifini de yansıtıyor. “Güneydoğu bölgesinin temel sorunlarından biri ekonomik kalkınmadır” diye başlayıp, “iktisadi ve kültürel” tedbirlerle bu sorunun çözüme kavuşturulabileceği vurgulanıyor. Çiçek’in çizdiği bu dar çerçeveye sanırım bir tek ulusalcılar kulak kabartabilir. Zira Kürt meselesi ve PKK sorununu başka hiç bir toplumsal kesim bu kadar dar bir perspektiften ele almıyor.
Doğrusu Meclis başkanımızın yaptığı bu ulusal mutabakat çağrı metni de pek yeni değil. Şu an CHP için Kürt raporu hazırlayan eski büyükelçi Şükrü Elekdağ’ın 1995’te kaleme aldığı çağrı metninin izlerini taşıyor. Cemil Çiçek’in 11 maddede yaptığı önerileri Şükrü Elekdağ üç başlık altında özetlemiş. Elekdağ, siyasi partilere biraraya gelme çağrısı yaparak soruna önce ortak teşhis koymayı ve sonra da ortak çözüme kavuşturmayı öneriyordu. Cemil Çiçek’in 11 maddelik ulusal mutabakat çağrısı, Elekdağ’ın hazırladığı o metnin demokratik yanlarının budanmış, güvenlikçi yanlarının ise esas alınmış bir kopyası gibi. Ve bu milli mutabakat çağrısından her şey çıkar ama bana kalırsa bir tek demokrasi ve istikrar çıkmaz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019