Kurtuluş TAYİZ
Müslüman Kardeşler’in liderlerinden Muhammed el-Bilteci’nin kızı Esma’nın keskin nişancılar tarafından vurulma anını izlerken dikkatimi çekti. Yüzü kapalı biri, elindeki sarı renkli torbayı Esma’nın ayakları dibine bırakıyor. O anda keskin nişancıların açtığı ateşle Esma yere yığılıyor. Bu sarı torbalı kişilere Mısır’da “işaretçi” deniyor. Darbecilerin, Rabiat’ül Adeviyye Meydanı’na yerleştirdiği ajanlar, “tehlikeli” gördükleri veya peşinde oldukları muhalif isimleri, taşıdıkları sarı poşetlerle keskin nişancılara hedef gösteriyor. Uzakta mevzilenen keskin nişancılar ise, bu belirgin renk sayesinde hedeflerini kolaylıkla vuruyor. Bu korkunç taktik daha önce Ukrayna’daki “Turuncu devrim” sırasında uygulanmış. Orada “turuncu” poşetler taşıyormuş işaretçiler. Bu yöntemin menşeinin ise ABD olduğu söyleniyor. Dünyanın dört bir yanında darbe örgütleyen ve darbeleri destekleyen ABD, diktatörlere, halk hareketleriyle mücadele etmenin bütün kanlı yollarını da öğretmiş.
Bizde böyle meydanlarda gezen eli renkli torbalı işaretçiler yoktu ama son zamanlarda torbalarında taşıdıkları özel kavram ve nitelemeleri belirledikleri hedeflere yakıştırarak kişilik suikastı yapmaya çalışan “işaretçiler” ortaya çıktı.
İlk kez Gezi olayları sırasında gözlemlemiştim.İstiklal Caddesi’nden aşağı doğru akan yolda, birkaç metrede bir yere -ekseriyetle- sarı boyalarla “Erdoğan diktatör” diye yazıyorlardı. Hatırlıyorum; ellerinde renkli materyaller taşıyan üç-dört kişilik gruplar, birkaç kilometrelik yolu baştan aşağı bu sloganlarla boyadılar. Caddedeki duvarlarda da aynı elden çıkan sloganlar dikkati çekiyordu.
***
Siyasi geleneğimizde duvar yazıları kuşkusuz önemli bir yer tutuyor. Hepimiz mahallemizde, çarşıda, pazarda sık sık illegal örgütlerin duvarlara kazıdığı sloganlara rastlamışızdır. Ancak burada bahsettiğim daha profesyonel bir çalışma. Gezi sürecinde Başbakan Erdoğan’ı özel olarak hedef almışlardı. Başbakan hakkında “diktatör” algısını güçlendirmeyi amaçlıyorlardı. Siyasi mühendislik ürünü bu “imajı” duvarlara, yerlere, duraklara kazıyarak yaygınca söylenir kılmak ve böylece bu imajı yeniden üretip çoğalrmaya çalıştılar… Sosyal medyadan da bunu çok yoğun ve sistemli bir şekilde sürdürdüler.
Ve medya üzerinden bunu yapmaya hala devam ediyorlar. “Diktatör” nitelemesinin geniş kesimlerde pek karşılık bulmadığını görünce, “kabul görmesi” daha kolay tanımlar seçmeye, kullanmaya başladılar. Başbakan Erdoğan’la ilgili şimdi de “beyefendi” nitelemesini yapmaya başladılar. Her yazıda en az 20 kez “beyefendi” diyorlar. Peki bu kavramı kullanıma-dolaşıma sokmanın anlamı ne?
***
Başbakan hakkında yaratmak istedikleri “tek adam”, “tek otorite”, “tek lider” algısını biraz daha genişleterek, Başbakan’ın yakın çevresini de buna katıyorlar. AK Parti içine oynayarak, orayı karıştırmaya, Erdoğan’a karşı ayaklandırmaya çalışıyorlar. Eskiden Genelkurmay’ın “andıç siteleri” yapardı bu tür operasyonları; şimdi bu görevi, medyadaki “işaretçiler” üstlenmiş anlaşılan.
Demokrasilerde eleştiriden muaf kimse yoktur, olamaz. Başbakan Erdoğan’ın da, Cumhurbaşkanı Gül’ün de, diğer parti ve örgüt liderlerinin de buna dahil olduğunu düşünüyorum. Ama siyasi operasyonlarla eleştirileri birbirinden ayırt edebilecek bir noktada olduğumuza inanıyorum. Kimse eleştiri adı altında geliştirilen siyasi operasyonlara hak vermemizi veya göz yummamızı beklemesin.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019