Kurtuluş TAYİZ
Son günlerde üzerine en çok yazıp çizilen konuların başında Erdoğan’ın nasıl, nerede ve ne kadar konuşacağı geliyor. AK Parti’ye muhalif partiler ve medya, bu tartışmayı uzun süredir yürütüyor aslında Erdoğan’ın nerede, nasıl ve ne kadar konuşacağına dair fikirler üretiyorlar. Bazen kanunları ve yasaları referans göstererek bunu yapıyorlar; Erdoğan’ın yetki sınırlarını aştığını, çok konuştuğunu ya da taraflı konuştuğunu öne sürüyorlar. Burada vahim olan bu tür yaklaşımın AK Parti’ye yakın çevrelere de sirayet etmesi. Bunu utangaç bir şekilde, nazikçe dile getirenler kadar, kaba bir şekilde ifade edenler de var. Ne kadar, nasıl ve nerede konuşması gerektiğine ilişkin sınırlar çizilen isim ise bir Cumhurbaşkanı. Yazısının virgülüne dokunulsa kıyameti koparacak olanlar, nedense Cumhurbaşkanı’na nerede susması ve konuşması gerektiğini hatırlatmakta beis görmüyor.
Kuşkusuz bu uyarıların kötü niyetle yapıldığını düşünmüyorum. İçten ve samimi “uyarılar” olarak gündeme getiriliyor. Pek çoğu, AK Parti’nin seçim başarısızlığında Erdoğan’ın payı olduğuna inanıyor. Bunu hangi seçim analizine dayandırdıklarını şahsen anlamış değilim; zira rastladığım en gerçekçi analizler bile ciddi tutarsızlıklar içeriyor. “Erdoğan’ın şu açıklaması yüzünden AK Parti 5 puan kaybetti, bu açıklaması nedeniyle üç puan gitti” türünden analizler, seçim sürecinde yaşanan hataları gerçekçi bir şekilde ortaya çıkarmaya yetmiyor. Bu analizler bana daha çok Erdoğan’ın hareket alanını kısıtlamaya dönük kasıtlı değerlendirmeler olarak görünüyor. Hangi amaçla yapılıyor olursa olsun; eleştiri eleştiridir. Cumhurbaşkanları da, başbakanlar da eleştiriden muaf tutulamaz. Katılıyorum.
Ne var ki, Cumhurbaşkanı’nın nerede ve nasıl konuşacağına dair kurallar koymak, yasaklar getirmek fazla abartılı. Bunu bir tür baskı ve dayatma olarak görüyorum. Cumhurbaşkanı’na nasıl oturup kalkacağını, nasıl konuşacağını, nerede susacağını dikte etmek kibirli bir davranış. Halkın oylarıyla seçilen bir cumhurbaşkanına, en azından veya hiç olmazsa nasıl konuşacağı hususunda bir dayatmada bulunulmamalı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın attığı her adımı, aldığı her nefesi takip eden ve bunu tartışma konusu yapan bir vesayet medyası var karşıda. Dünya medyası bile nefesini her an Erdoğan’ın ensesinde hissettirmeye uğraşıyor. Haberleriyle baskı altına alıp, onu hedef haline getiriyorlar. Neredeyse her gün “Erdoğan’ın mimikleri neden şöyle, jestleri neden böyle, niye öyle yürüyor, niye şurada konuşuyor, niye burada meydana çıkıyor” biçiminde haberlere rastlıyoruz. Medya sadece bununla ilgileniyor; Erdoğan’ı “herkesin ötekisi” haline getirmeye çalışıyorlar. Erdoğan ne devlet zorbalığıyla, ne silah gücüyle bugünkü makamına geldi; milletin ilgisi, sevgisi ve özgür siyasi tercihi sayesinde cumhurbaşkanı oldu o. Bırakın da nerede, ne kadar ve nasıl konuşacağına Cumhurbaşkanı kendisi karar versin.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019