Kurtuluş TAYİZ
Vize krizi, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin kırılganlığını gün yüzüne çıkardı. Yarım asrı geçen “stratejik ortaklık” her geçen gün biraz daha çatırdamakta ve aradaki mesafe daha da açılmaktadır. İki ülke ilişkilerinde yaşanan bu sarsıntının sebebini anlamak ve doğru anlatmak bugün için hayati bir önem taşıyor.
Bazı değerlendirmelere göre ABD Başkonsolosluğu’nda görevli Metin Topuz’un tutuklanması, krizi tetikleyen başlıca etkenlerden biri. Kimi analizlere göre de yaşanan kriz birikmiş sorunların bir dışa vurumu; ABD’nin 15 Temmuz’daki tavrı, Gülen’in Pensilvanya’da himaye görmesi, PKK/PYD’nin silahlandırılması ve Amerika’daki Reza Zarrab ile bağlantılı davalar, Ankara’nın sabrını taşırmış durumda.
Bütün bu başlıklar bir neden olarak değil, daha çok bir sonuç gibi görünüyor. Sıklık arası giderek azalan bu kriz durumunun sebebi “Birikmiş sorunların dışa vurumu” değil, aksine, ABD’nin Türkiye ile ilgili geleceğe dönük hazırlığını yaptığı kuşatma siyasetinin bir parçası. Pentagon, Türkiye ile ilgili planlarını gerçekleştirmeye yaklaştıkça ilişkilerdeki gerilim de artıyor.
ABD ile yaşanan durumu bütün çıplaklığıyla anlatmakta fayda var: Pentagon, Türkiye’ye yönelik bir kuşatma siyaseti izliyor. Pentagon, güney sınırlarımızda başlattığı kuşatmayı batıdan ve doğudan da takviye etmekte.
Beyaz Saray’ın bu gerçeğin farkında olup olmadığı sorusu -sonuca etki etme gücü söz konusu olmadığından- son derece gereksiz ve anlamsızdır. Burada önemli olan, ABD’ye hakim olan gücün, bu kuşatma siyasetini kesintisiz ve sistematik bir şekilde devam ettirdiği gerçeğidir.
“Stratejik ortak” olarak ilişki geliştirdiğimiz, aynı zamanda NATO müttefikimiz olan ABD’nin, Türkiye’ye dönük gizli bir ajandaya sahip olması şüphesiz Ankara’da hayal kırıklığı yaratmıştır. Fakat devlet uzun bir süredir ABD’nin, ülkemize yönelik bir kuşatma siyaseti izlediğinin farkında ve hazırlıklarını da buna göre yapmaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vize kriziyle sebebiyle dün ABD’yle ilgili yaptığı tespitler tarihi niteliktedir. Cumhurbaşkanı’nın o sözleri şöyle: “Bir süredir ülkemiz bu coğrafyadaki bin yıllık varlığı ve bekası açısından tarihin en kritik süreçlerinden birini yaşamaktadır. 2. Bir kurtuluş savaşı verdiğimiz bir zaman diliminin tam ortasındayız. Türkiye, içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. (…) Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ’la mücadele olduğunu kim iddia edebilir. Terör koridoru sadece Türkiye’yi kuşatmaya yöneliktir.”
Pentagon’un ajandasının sonunun nasıl bittiğini söylemek için kâhin olmaya gerek yok; bir gün sıra Türkiye’ye de demokrasi getirmeye gelecek! Tıpkı Afganistan’a, Irak’a, Suriye’ye getirdikleri gibi. Fakat işlerin istedikleri gibi gitmediği de ortada; FETÖ, PKK, CHP ve HDP vasıtasıyla Türkiye’yi içeriden bölmeyi, ayrıştırmayı başaramadılar. Devlet içinde, hükümet içinde istedikleri yarılmayı yaratamadılar. Türk milleti birliğini ve beraberliğini koruyor ve en önemlisi de ABD ve Batılı devletlerin karşısına topyekûn dikilebilecek güç ve iradeye sahip.
İşte bu birlik ve beraberlik gerçeği, ABD planlarının işlemeyeceğinin ve Pentagon’un kuşatma siyasetinde muvaffak olamayacağının garantisidir. Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de tıkır tıkır işleyen planlar burada işlemeyecek, tutmayacak. Türkiye’yi kabul edecek ve eşit ilişki kurmak zorunda kalacaklar. Başka türlüsü zaten düşünülemez bile.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019