Türkiye ve ABD ilişkilerinde yeni bir “normalleşme” dönemine mi girildi? İki ülke arasında krize neden olan sorunlar aşılıyor mu? Kamuoyunda şimdiden iyimser bir hava oluştu bile. Bu iyimserliğin temelinde ise aslında dolar kurundaki düşme eğilimi var. Fakat bu biraz erken bahar gibi görünüyor; Münbiç ve Fırat’ın doğusu çözülmeden iki ülke arasında normalleşmeden bahsetmek zor.

Ankara-Washington hattındaki son gelişmelere bir göz atalım. İki ülke ilişkilerinde “normalleşme” olarak yorumlanan bazı adımlar atıldı. Papaz Brunson krizi nedeniyle ABD, iki bakan hakkında aldığı yaptırım kararını kaldırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün yaptığı açıklamaya göre Trump, Halk Bankası konusunda da devreye girme sözü verdi. İran’a yönelik bugün açıklanacak ambargodan da Türkiye’nin sekiz ülkeyle beraber muaf tutulması bekleniyor.

Türkiye ile ABD arasındaki en önemli ihtilaf noktasını oluşturan Münbiç konusunda da nihayet “ortak devriye” başlatıldı. ABD uzun süredir Türkiye’ye verdiği Münbiç sözünü tutmaya yanaşmıyordu. “Ortak devriye”nin başlatılması, bu konuda atılmış bir “ilk adım” sayılabilir. Ankara’nın beklentisi ise ABD’nin daha fazla uzatmadan Münbiç mutabakatını bütün ayrıntılarıyla hayata geçirmesi.

Fakat ABD’nin, Münbiç’te Türkiye ile ortak devriye başlattığı gün YPG ile de şehrin Umm All Julud bölgesinde “ortak devriye” attığı ortaya çıktı. ABD’li askerler “ortak devriye”ye kızmış gibi YPG’lilerle birlikte şehirde ortak incelemelerde bulundu! Sahada görev yapan ABD gücü, bu hareketle Beyaz Saray’a “partnerimizi yedirmeyiz” mi demek istiyor? Bu durum, Suriye sahasındaki anlaşmazlıkların daha uzun süre aşılamayacağını gösteriyor.

Türkiye’nin Suriye’deki askeri ve diplomatik hamleleri ABD’yi her geçen gün biraz daha köşeye sıkıştırıyor, manevra alanını daraltıyor. Ankara, Fırat’ın batısında etkinliğini artırırken, nehrin doğusundaki bölge üzerindeki baskısını da hissettirmeye başladı. Brunson krizini fırsat bilen Pentagon, Münbiç ve Fırat’ın doğusuyla ilgili Ankara’ya verilen sözlerin üzerine yatmaya çalıştı. Ancak Ankara, bu yapay krizi hızla aşarak ABD’yle arasındaki asıl problemlere odaklanmak istiyor. Ve görüldüğü gibi Türkiye, Brunson krizini geride bırakarak Münbiç ve Fırat’ın doğusunu tekrar öncelikli ve çözülmesi gereken esas gündem maddesi haline getirmeyi başardı.

Bu durum ABD’nin Suriye’deki planlarını şimdiden bozmaya başladı bile. Sahadaki ABD askerinin YPG ile birlikte fotoğraf vermesi, “incelemelerde” bulunması Ankara’yı tahrik amaçlı olduğu gibi Beyaz Saray’a da “YPG ile yola devam edelim” mesajı içeriyor.

Ankara, ABD’nin tahriklerine kapılmadan, emin adımlarla Suriye’de kendi yol haritasını hayata geçirmeye çalışıyor. Önümüzdeki günlerde de görüleceği üzere Türkiye, ABD’ye mevzi kaybettirecek adımlarını sürdürecek. Bugün Münbiç, yarın Fırat’ın doğusuna doğru etkinlik ve gücümüz giderek artacak.