Mahmut ÖVÜR
Türkiye'de siyasi parti kongre ve kurultaylarına alışık biri olarak ilk kez bir yabancı ülkede, Almanya'da bir siyasi partinin kongresini izledim. O parti Almanya'nın en eski partisi Sosyal Demokrat Parti olunca merak da bir o kadar artıyor. Çünkü dünya siyaseti yeni bir dönemin eşiğinde.
Sadece sol değil, muhafazakârlar da derin bir sıkışma yaşıyor. Bu nedenle "solun beşiği" Avrupa'da sol partilerin yeni döneme nasıl baktığı merak ediliyor. Krizin sarstığı, çevre ve göçmen sorunun aşılamadığı, Arap Baharı rüzgârının estiği ve Çin gibi ucuz işgücü kullanan ülkelerle rekabetin yapılamadığı bir dünyaya sol nasıl bakıyordu?
Bir süredir Fransız sosyalistlerinin "ihtimam toplumu" üzerine kafa yorduğu bir dönemde acaba Alman sosyal demokratları "yeni" ne söyleyecekti?
Bu merakla kongrenin yapıldığı alana, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve ekibiyle birlikte giriyoruz. Kongre, kapalı spor salonu veya bir kültür merkezinde değil, eski bir fabrikada yapıldı. Sosyal demokrat bir parti kongre alanını fuar mantığıyla özel firmalara kiralamıştı. Hem kongreyi izliyorsunuz, hem de teknolojiden son model arabalara yeni ürünleri görüyorsunuz. Hatta o fuar alanının tam ortasına "Hyde Parkvari" herkesin çıkıp konuşacağı bir de serbest kürsü konmuştu. Bizdeki, liderin o şatafatlı girişi yoktu ama salonun tıkış tıkışlığı neredeyse aynıydı. Salonda pankart veya ellerde döviz yoktu. Tek bir slogan vardı: "Bizim sermayemiz; demokrasi ve eşitlik."
Dünyanın çok sayıda ülkesinden konuk vardı. Türkiye'den de üç ekip katılmıştı. Bir sırada Sarıgül ve Ozan Ceyhun'u, bir başkasında CHP adına katılan Faruk Loloğlu ve Ercan Karakaş'ı, öteki sırada ise BDP adına katılan Fatma Kurtulanve Medeni Kırıcı'yı gördüm.
Helmut Schmidt'in konuşması
Herkesin merakla beklediği ilk konuşmacı 92 yaşındaki Helmut Schmidt'ti. Eski Başbakan kongrede konuşacaktı ama bir şart vardı; "Salonda sigara içmek..."
O kürsüde konuşmaya başladığında, salon susmuştu. Yaklaşık bir buçuk saat, 5 bini aşkın insan duayen politikacıyı pür dikkat dinledi ve sadece alkışladılar. Ve öyle çok alkışladılar ki, konuşması bittikten sonra da o alkışlar kesilmedi. Dakikalarca ünlü bir sanatçı gibi ayakta alkışlandı. O da aşağı indi ve o alkışlar arasında kongre kararıyla izin verilen sigarasını yakıp içmeye başladı.
Bu alkışlar sadece yaşlı bir sosyal demokrata saygı nedeniyle değil, konuşmasının içeriğiyle de ilgiliydi. Belki yeni bir şey söylemedi ama söylediği şeyler yeninin ipuçlarını taşıdığı gibi bugün için çok anlamlıydı.Uzun bir konuşmaydı ama şu sözleri, bizde de başlamasını umut ettiğimiz "tarihle yüzleşme" açısından çarpıcıydı ve konuşmanın ruhunu anlatmaya yeterdi:
"Biz Almanlar olarak, Almanları Almanlardan korumalıyız. Çünkü biz çevremize komşularımıza çok acı çektirdik. Hiçbir zaman normal bir Almanya olamayacağız. Geçmişimiz o kadar ağır ki, bizden sonra gelecek kuşaklar da normal bir Almanya olamayacak. Hep bu sorumluluğu taşıyacağız. Dünyada çok kan dökülmesine neden olduk. Dünyanın en zengin ülkesiyiz, çok güçlüyüz. Herkes bir dolu alanda gıpta ediyor. Ama üstünlüklerimizi geri planda tutmayı, kibirlenmemeyi öğrenmeli ve bunu Almanya için yapmalıyız."
Konuşmayı önce Mustafa Sarıgül'e sonra da Ercan Karakaş'a sordum. Sarıgül şöyle diyordu:
"Müthiş bir konuşmaydı. Almanlar açısından da bizim açımızdan da derslerle doluydu. Özellikle Almanlara söyledikleri tarihi değerdeydi. Türkiye'den söz etmemesi de SPD için çok iyi oldu. Çünkü Schmidt Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakmıyor. Partisi içinde gerginliğe yol açabilirdi. Bizim açımızdan AB demokrasisinin ve dayanışmasının güçlenmesine dikkat çekmesi iyi oldu. Çok etkilendim."
CHP adına kongreyi izleyen Parti Meclisi üyesi Karakaş ise şöyle diyordu:
"Çok etkileyiciydi. Dinlerken gözlerim yaşardı. Yaşlı bir sosyal demokrat olarak, sosyal demokrasinin değerleri olan özgürlük, eşitlik ve dayanışmaya vurgu yaptı, Almanya'nın kendi içine kapanmaması gerektiğini, 'biz merkezdeyiz, biz en büyüğüz' kibri içinde olmaması gerektiğini söyledi. Yani enternasyonal bir dayanışma gösterdi."
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019