Mehmet TIRAŞ

Dünya ahiretin tarlası ama tatlıdır parası
4.10.2014
1862

 Din, her türlü olumsuzluğu ve kötülüğü önlüyorsa Erdoğan ve bakanlar kurulu başkanı Ahmet Davutoğlu’na göre;o zaman şu soruyu sormadan geçemeyiz,niye hırsızlık ve yolsuzluk yapanları etkilemiyor?

Din, bütün dertlere deva ise, AKP’nin 12 yıllık iktidarında 14 bin işçi ölmüş bu iş  cinayetlerine sebep olanlara neden etkisi omuyor?

İnançlı insanlar her şeyi din üzerinden yorumlayan ve yol gösterenler bu dünyayla ile ahireti farklı anlatırlar.Bundan da doğal bir şey olamaz ama o kadar dini öne alırlarki,anlattıkları dinin içinde sadece kendi dini, mezhebleri ve çıkarları vardır, başka dinler ve mezhepler  ve çıkarlar  yozlaşmadır  onlara göre.

Eski bir imam hatip çıkışlı ve marksist biri olarak  yirmi beş yıllık fabriakada işçilik hayatımda,farklı tarikatlara mensup arkadaşlarla çok yönlü tartışmalamalarımzı olurdu ,din,sosyoloji,teknoloji ve insana bakış, insanın kutsallığı  konusunda  saatlerce tartışmalar yapardık..

Az da olsa dini yönden kendini yetiştirmiş arkadaşlar vardı ama  insanı ikinci plana atan, dini öne alan bir anlayış hakimdi bu arkadaşlarda  bugünde aynen devam ediyor.

Hepsi ahirete yönelik konuşur ama iş paraya ve karşı tarafın hakkına hukukuna gelince mutlaka bunu kendi çıkarlarına uyarlarlar;tabi çoğunluk olmaları  kendilerinin doğru yaptıklarına  inandırmanın telaşı içinde hareket ederlerdi.

Aslında doğru söylermiyorlardı ama farklı düşünce,inanç ve mezhep gündeme geldi mi karşı tarafı etkisiz hale getirmek için çoğunluk sayılarını  haklılık olarak gösterirlerdi.

Bana hoş görüyle yaklaşırlardı çünkü ben Sünni bir aileden geldiğim için solculuğumu çok önemsemezlerdi ama alevi ve esmer arkadaşlara aynı hoş görüyü göstermezledi, onların inancını ve sosyal yaşantılarını çok aşağıladıkları olurdu.

Dindar geçinen arkadaşların en çok çuvalladıkları soru; neden Tanrı dört kitap göndermiş diye sorulduğunda,herkesin bir işi çıkar kaçmanın yollarını ararlardı.Namus ve ahlak anlayışları da hep kadın üstünden di.

Dünya ahiretin tarlası herkes bu dünyaya sınanmaya geldi mal-mülk ve inanç boyutunda  derlerdi..

Ben de ‘dünya ahiretin tarlası ama tatlıdır parası’ diye mizahi bir karşılık verdiğim de hemen savyunmaya geçerler, gerçekle yüzleşmekten  çok  kendilerini haklı çıkartmanın yollarına girerlerdi,tıpkı bugün Erdoğan’ın yaptığı gibi.

Yani Erdoğan bugün din,mezhep ve baş örtüsününden yola çıkarak, din eğitimini,başörtüsünü sık sık gündeme getiriyor ve  adım atıyorsa;kendine muhalif olanları ve kendi gibi yaşamayanların, sosyal hayatını din üstünden zapturap altına almaya çalışması, çoğunluk algısından ileri geliyor.

Nedense dünyanın  gündemiyle bizim gündemimiz bir türlü örtüşmez.

Elbette birebir dünyanın gündemiyle örtüşecek değil ama bu kadar da uçlarda dolaşılmaz ki.

Bizim bölgemizde hem de bin 250 km kara sınırımız olan iki ülke de yıllardır süren iç savaş  var  ve ülkeye  bir buçuk milyon mülteci gelmiş ve gelmeye de devam ediyor;  buna yoğunlaşmamız gerekirken,tam tersi bir yönde dünya gündemiyle örtüşmeyen yolda ilerliyoruz.. İç sorunlarımızdan dolayı,dünyanın gündemi Orta Doğuyla yatıp kalkerken biz bize bernzeriz misali,başörtü ve din eğitimine takılı kaldık,gündemin buraya takılı kalması da bilinçli olarak Erdoğan’ın taktiği.

Orta doğu da süren savaş, kartların yeniden karıldığı ve sınırların yeniden çizildiği bir süreçten geçiyor.

Orta öğretime giden 9 yaşındaki kız çocukları isterlerse baş örtüsü takabilirler özgürlüğü oluyor da;nedense aynı yaşta olan çocukların ana dilde eğitim talebi bölücülük,rüştüne ermiş üniversiteli kız ve erkeğin aynı evde kalması ahlkasızlık olarak  Erdoğan’da karşılık buluyor.

Erdoğan,AİHM mahkemesini zorunlu din dersini herkese mecbur tutamazsın kararı üzerine; evlere şenlik yüryüzüne ülke itibarını sıkınıya sokan, kendini de mizahlaştıracak bir çıkışla bu karara karşı çıktı.

Neymiş; fiziği,matemetiği ve kimyayı niye zorla veriyorsunuz diye sormuyorlar, demesin mi?

İnsanın inanası gelmiyor ama maalesef aynen;fiziği,matematiğ ve kimya derslerini niye kimse sorgulamıyor diyerek aynen  böyle söyledi.

Aynı Erdoğan partisini Cumhuriyet baş savcısı anayasa mahkemesine kapatma davası açtığında,AİHM kararlarını ve Avrupa İnsan Hahları Sözleşmesini(AİHS) iç hukukun ve anaysanın üstündedir diyordu, 16 Haziran 2008 yılında.

Şimdi de AİHM kararlarını tanımamaya kalkıyor değerlerimiz ve inançlarımıza ters diye.

Neymiş efendim, din eğitimi verilmeseymiş gençler uyuşturucuya,alkole ve kumara yönelirmiş, bu kötü alışkanlıkları  din eğitimi önlüyormuş..

Allah korkusu herşeyin önüne geçiyormuş.

Bakanlar kurulu başkanı Ahmet Davutoğlu;imam hatip liseleri, bizde çıkacak olan IŞİD gibi terör örgütlerin önünü kesti,diye basına açıklamalarda bulunuyor.

Din, bütün kötülkükleri ve ahlaksızlıkların ilacıysa, Erdoğan ve Bakanlar kurulu başkanının dediğine göre;o zaman hırsızlık ve yolsuzluk korkusu bu inanançlı insanlara niye tesir etmiyor?

Erdoğan, din üzerinde bu kadar durur da;DİB’nı  geri kalır mı,hırsızlık çok günahmış ama manevi hırsızlık ondan daha fazla günahmış diyor,cemaati kastederek..Diyanet işler başakanının bu açıklaması Erdoğan’ın dini yönden konuşmalarını zenginleşitrmek için yapıyor, yoksa dinle söylediklerinin bir alakası yok.

17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluğunu ortaya çıkarttı hem de belgeleriyle,milyonlarca evde ayakkabı kutularındaki dolarları,para sayma makinelerini;Erdoğan’ın evdeki milyon eroları sıfırladın mı oğlum,iddialarını dinle ortadan nasıl kaldıracaksınız,bunu yargı mı karar verecek,ahirete mi havale edeceksiniz?

Maşallah hırsızlık ve yolsuzlukla suçlananlar,kamu ihaleleriyle zengin olan  havuz medyasına milyon dolarlar akıtmak için sıraya girenlerin hepsi dilinden  duayı eksik etmiyor ama deveyi de hamutuyla yutuyorlar.

Anayasayı yok sayarak, yargıya darbe yaparak, yolsuzlukların ve hırsızlığın üstünü geçici olarak örtebilirsiniz ama inançlı veya inançsız olmanız sizi kurtaramaz;küreselleşen dünyanın geldiği internet çağında bunların hepsi karşınıza  bir gün er geç çıkacak, yargıdan aklanmadığınız sürece..

Din ve  ideolojik düşünceleri evrensel hukukun ipine bağlamayan ve   yargıyla denetlenemeyen toplumlar yolsuzlukları ve hırsızlığı önleyemez, para adamı kafi küf dağının arkasına savurur.

Dünya ahiretin tarlası  diyorsunuz ama ortadaki yolsuzluk ve rüşvet iddiası ayyuka çıkmış.

İşte DİB’nını bile para üzerine Erdoğan’ın yanında yer alarak, hırsızlığı, manevi hırsızlıktan daha fazla günah diye paralel devlet tartışmalarına katıldı.

Para,mevki ve iktidar hırsının insanları nasıl savurduğunun manzarası bunlar.

Sen, neye kadir değilsin para..

Cennetin de cehenneminde,dünyanın da anahtarı sensin.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar