Mensur Akgün
ABD Başkanı Donald Trump 11 Ağustos Cuma günü New Jersey’deki golf kulübünün bahçesinde yaptığı bir açıklamada Venezuela için pek çok opsiyonları olduğunu, bunların arasında askeri seçeneğin de bulunduğunu söyledi. Askeri seçenek fikrini desteklemek için de Amerikalı askerlerin dünyanın en uzak köşelerine gittiğini, Venezuela’nınsa çok uzak bir coğrafya olmadığını vurguladı.
Böylece ABD yönetimi bir hafta içinde Kuzey Kore’den sonra Venezuela’ya karşı da güç kullanma tehdidinde bulundu. Büyük bir olasılıkla tehditler sadece tehdit olarak kalacak, çok ama çok zorlanırsa belki ABD Kuzey Kore ile savaşacak fakat Venezuela’ya askerleriyle müdahale etmeyecek. Ancak sadece büyük bir olasılıkla. Az da olsa müdahale olasılığı hâlâ mevcut. Zaten ABD’nin Latin Amerika ülkeleriyle olan ilişkilerinin tarihi de ihtiyatı elden bırakmamamızı gerektiriyor.
***
Unutmayalım ki, 1890-2009 arası dönemde Latin Amerika’da iyimser bir sayımla en az 55 kez müdahalede bulunmuş bir ülkeden söz ediyoruz. Bunların arasında 1898’de Küba’nın İspanya’dan alınması da var, 1954’de bir meyve şirketinin arazilerine el konulması yüzünden Guatemala’ya CIA destekli operasyon düzenlemesi de. En hatırda kalan örneklerse 1961’de Domuzlar Körfezi (Küba) çıkartması ve 1973’de Şili Devlet Başkanı Allende’nin örtülü bir operasyonla devrilmesi.
2002’de eski başkan Hugo Chavez’e karşı Venezuela’da başarısız darbe girişimi, Grenada’nın 1983’de sudan gerekçelerle işgali ve daha pek çok operasyon Amerika’nın güney komşularına müdahalelerinin örnekleri olarak sayılıyor. Doğal olarak bunlar bilinenleri, konunun uzmanı sayılabilecek akademisyenlerin tespit ettikleri. Başka müdahalelerin yapılmış olduğu da zaman içinde ortaya çıkabilir, böylece Amerika’nın Monroe Doktrinini 1823’de ilanından bu yana Latin Amerika’ya nasıl baktığı daha açık bir şekilde anlaşılabilir.
Anlaşılmasının bir yararı olur mu derseniz, ben kuşkuluyum ama yine de bilinmesi, tartışılması gerek. Ne de olsa insani nedenler ve meşru kabul edilen yöntemler dışında bir devletin diğerine müdahalesi uluslararası sistemin temel normlarından birinin ihlali anlamına geliyor. 1648 Westphalia Barışı ile birlikte tescil edildiğine inanılan devletlerin iç işlerine karışılmaması ilkesi pek çok kez ve pek çok devlet tarafından ihlal edilmesine karşın hala önemli bir prensip olarak varlığını sürdürüyor.
BM Şartı’nın 2.7’inci maddesinde de ifadesini bulan ve dolayısıyla da “hukuki anlamda” bağlayıcı olan bu ilke, ağır insan hakları ihlalleri durumunda, uluslararası antlaşmalardan doğan sorumlulukların kullanılması halinde ve meşru kabul edilen müdahale yöntemleri vasıtasıyla aşılabiliyor. Hatta Koruma Sorumluluğu Doktrini çerçevesinde ağır insan hakkı ihlali daha yaşanmadan da iç işlerine karışmama prensibinin göz ardı edilmesi bazı şartlar altında mümkün. Başka bir istisna da teröre karşı savaşta ortaya çıkıyor. Ama bunlardan hiç biri ABD’nin Latin Amerika müdahalelerinin meşruiyetini sağlamıyor.
***
ABD kılıf uydursa da hemen her müdahalesiyle aslında bu ilkeyi ihlal ediyor. İtirazlar ve eleştirileriyse ABD, etkisi ve hegemonik üstünlüğüyle anlamsızlaştırabiliyor. Kendi bulduğu gerekçesinin meşruluğunu değilse bile kabulünü temin ediyor. Eğer kurulu düzeni rıza gösterirse, böylesi bir müdahalenin Başkan Trump’ın koltuğunu sağlamlaştırmak amacı dışında da bir çıkara hizmet edeceğini düşünürse ve başarılı olacağına inanırsa, ABD farklı biçimlerle de olsa Venezuela’ya müdahale edebilir.
Ama görünen o ki bu kez, Trump’ın ima ettiği şekilde doğrudan askeri bir müdahale durumunda, Latin Amerika ülkelerini karşısına almak zorunda kalacak. Arjantin başta olmak üzere pek çoğu demokrasinin diyalog ve diplomasiyle sağlanacağını, askeri müdahalenin işe yaramayacağını şimdiden belirtti. Kolombiya Devlet Başkanı Santos da ülkesini ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı Pence’e pazar günü kameralar önünde askeri müdahale düşünülmemeli dedi. Umarız bunlar örtülü müdahaleye kapıyı açık bırakmak anlamına gelmiyordur ya da Amerikalılar öyle anlamıyordur…
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
13.07.2025
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024