Mensur Akgün
Uluslararası örgütlerden, özellikle de İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan ve üyelerinden verebileceğinden fazlasını bekleyenler, bir de dünya siyasetini Türkiye’nin iç politikasındaki denklemler üstünden okuyanlar 13 Aralık zirvesini yeterince başarılı bulmadılar. Katılım düzeyini, bazı katılımcıların siyasi samimiyetini yapılan açıklamalardan ve ilan edilen eylem planından daha fazla önemsediler.
Oysa bu zirve başarılıydı. Çünkü Nihai Bildirge ve İstanbul Deklarasyonu ile hem tüm üye ülkeler Filistin sorununun temel çözüm müktesebatına bir kez daha bağlandı hem sorunun doğrudan muhatabı Filistin Devlet Başkanı desteklendi hem de dünyaya oldu-bittilerin kabul edilmeyeceğine dair güçlü bir mesaj verildi. Üstelik tüm bunların Türkiye’nin, daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla gerçekleştiği de tescil edildi.
***
Daha iyisi mutlaka olabilirdi. Suudi Arabistan başta olmak üzere pek çok ülke daha güçlü bir katılım, daha hevesli bir destek verebilirdi. Ama onların desteğinin ve samimiyetinin zirvede olmaması toplantının başarısız geçtiği anlamına gelmez. Tam tersine bu toplantının önemini arttırır, ayrıca onlara rağmen böylesi kararların alınabilmiş olması Türkiye’nin diplomatik ağırlığını gösterir.
Unutmayalım ki, bu zirve ABD Başkanı Trump’ın aldığı keyfi bir kararın doğurabileceği siyasi sonuçları ortadan kaldırmak için toplandı. Filistin sorununun en tartışmalı alanlarından biri olan Kudüs’ün BM Güvenlik Konseyi kararları ile tescil edilmiş statüsünün değişmemesinin sağlanması, Washington’un teşviki ve Riyad’ın desteği ile Doğu Kudüs’e İsrail’in el koymasını engellemesi hedeflendi.
Aralarında Suudi temsilcilerin de olduğu katılımcılar oy birliğiyle kabul ettikleri iki belgede de BM Güvenlik Konseyi’nin geçtiğimiz hafta detaylarını aktardığım iki kararına, yani 478 ve 2334’e atıfta bulunarak 1967 sınırlarına geri dönülmesi dışında başka bir çözümü kabul etmeyeceklerini (bazıları istemeye istemeye de olsa) dünyaya ilan ettiler. Başka bir deyişle yaptıkları iki açıklamayla kendilerini bağladılar.
Bundan sonra bu örgüte üye ülkelerin Filistin sorununun çözümünün bilindik parametrelerinde herhangi bir nedenle delik açmaya çalışmaları, mesela diyelim ki yeni Suudi liderliğinin ABD’nin teşvikiyle Doğu Kudüs’ü İsrail’e bırakıp, Filistin’e başkent olarak inşa edilen duvarın dışındaki bir yerleşim birimini önermeleri ya da düşünmeleri mümkün olmayacak.
Türkiye’nin bu inisiyatifi, yani İİT Zirve Toplantısı sadece Trump’ın açıklamasını etkisizleştirmekle kalmadı, aynı zamanda unutulmuş olan Filistin sorununu, sorunun çözümünün temel parametrelerini de dünyaya hatırlattı. ABD kararından caymasa bile İİT üyesi ülkeler bu kararın doğurabileceği sonuçları kabul etmeyeceklerini, karara karşı uluslararası hukukun ve rejimlerin kendilerine tanıdığı tüm imkanları kullanacaklarını ilan ettiler.
İİT bu açıklamaları yaptı diye Filistin sorunu tabii ki bitmedi. Mücadele bundan sonra da farklı platformlarda sürecek. Ancak Zirve sayesinde Filistinliler 13 Aralık öncesinde olduklarından çok daha güçlü hale geldiler, dünyaya neden haklı olduklarını bir kez daha anlatma imkanı buldular. Üstelik Müslüman çoğunluklu ülkeler de en azından bu konuda tek bir ses çıkartarak caydırıcı olabileceklerini gösterdiler.
***
Bundan sonra yapılması gereken İstanbul’da alınan kararların takipçisi olmak, BM Güvenlik Konseyi’ni Kudüs’ün statüsüne ilişkin kararlarını teyit etmeye ikna etmek, o olmuyorsa BM Genel Kurul’undan bir karar çıkartmak, 4 milyon 700 binden fazla Filistinli mülteciye yardım sağlayan UNRWA’ya kaynak sağlamak, Fas Kralı’nın başkanlığındaki Kudüs Komitesi’nin yeniden hayatiyet kazanmasını temin etmek.
Nihai Bildirge hepimize sorumluluk yüklüyor, devletlere de sivil topluma da izleyebilecekleri bir yol haritası sunuyor. Ama sanırım bu yol haritasını hakkıyla takip edebilmek için bizlerin, Türkiye’deki üniversitelerin, düşünce kuruluşlarının, hatta basının Filistin sorunu konusunda daha fazla çalışması, çözümün parametreleri üstünde daha çok düşünmesi, arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık çabalarını AB ve ABD’deki muhataplarına bırakmayacak donanıma sahip olması, kamu diplomasisi yapabilecek yeteneğe kavuşması gerekecek...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024