Mensur Akgün
PESCO, Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği yani Permanent Structured Cooperation’ın kısaltması. 2007’de imzalanan ve AB’ye yeni bir yön veren Lizbon Antlaşması’na dayanıyor. Amacı güvenlik alanında işbirliğine niyetli olan ülkeler arasında fonksiyonel bir entegrasyon sağlamak, yeri ve günü geldiğinde AB için NATO benzeri bir yapılanmayı ortaya çıkartmak. Zaten dayandığı Lizbon Antlaşması’nın 42’inci maddesinde de savunma mekanizması öngörülüyor.İstenen operasyon yapabilecek bir uluslararası güce sahip olmak. Öncelikli hedef çatışma çözümü ve barış gücü tipi operasyonlar (Mad. 42.1), nihai amaçsa üye ülkelerden biri saldırıya uğradığında onu korumak (Mad 42.6 ve 42.7), bir tür bağlayıcı ve belli ki AB üyesi ülkeler dışındakileri dışlayıcı bir ittifak oluşturmak. Söylenen bu projenin arkasındaki itici gücün Ukrayna sorunu olduğu yönünde.
***
Ama görünen farklı. PESCO’nun Lizbon Antlaşması’nın imzalanmasından yıllar sonra hayatiyet kazanmasının ardında yatan asıl neden AB’nin belli başlı üyelerinin artık ABD’ye güvenmemeleri, kendi güvenliklerini sağlamak için harekete geçmeleri. IŞİD saldırılarının ve mülteci krizlerinin de bu düşüncenin hayata geçmesinde katkısı olduğu muhakkak. Birleşik Krallığın AB’den çıkmaya karar vermesinin de öyle.
Eğer 13 Kasım’da 23 üye ülkenin imzasıyla hayatiyet kazanmaya başlayan bu proje AB’nin güvenlik alanında kendi ayakları üstüne durmasına gerçekten yol açarsa, NATO’nun anlamını yitirmesi, bir savunma örgütü olarak caydırıcılığını kaybetmesi muhtemel. Evet, PESCO üyesi ülkeler yakın bir gelecekte Rusya’ya eşit bir nükleer kapasiteye ulaşamayacaktır, dolayısıyla da ABD’ye bu anlamda bağımlılıkları sürecektir.
Ancak zorda kalırlarsa bunu da başarabileceklerine şüphe yok. Fransa zaten bir nükleer güç. Almanya’da da nükleer silah edinme konusundaki tartışmalar şimdiden başlamış bulunuyor. Kaldı ki caydırıcı olmak için ille de elinizde eşit sayıda ve eşit kalitede nükleer başlık bulunması gerekmiyor. Karşınızdaki vurabilme yeteneğiniz olması, kendinizi savunma imkanlarınızın bulunması da caydırıcılık için yeterli olabiliyor.
7 Aralık 2017 itibarıyla PESCO’ya üçü NATO üyesi olmayan 25 AB üyesi dahil oldu. Danimarka ve Malta ve tabii ki Birleşik Krallık dışarıda. Şimdilik üye ülkeler daha ziyade güvenliğin yumuşak yüzü diyebileceğimiz 17 proje üstünde işbirliği yapıyor. Projelerin finansmanı da Avrupa Savunma Fonu tarafından sağlanıyor. Sekretaryasını Avrupa Savunma Ajansı ve AB’nin Dışişleri Bakanlığı olarak tanımlayabileceğimiz EAS yürütüyor.
AB’nin içinde yaşadığı krizleri düşünüldüğünde böylesi bir inisiyatifin geliştirilmiş olması önemli. PESCO belki de AB’yi ayakta tutabilecek, merkezkaç kuvvetlerine karşı direnebilecek bir yapı haline dönüşebilir. Başka bir deyişle AB’yi parçalanmaktan, bir tür serbest ticaret bölgesi haline dönüşmekten koruyabilir.
Fakat aynı zamanda istikrarsızlık kaynağı da olabilir. NATO, PESCO yüzünden şu ya da bu nedenle etkisizleşirse, AB’nin II. Dünya Savaşı sonrasında kurulmuş olan güvenlik mimarisi sarsılabilir. Çok zayıf bir olasılık olsa da 19 yüzyıl güçler dengesine dönüş bile yaşanabilir. Bu da bizi etkiler. Türkiye olarak bizi öncelikle ilgilendiren tarafıysa NATO’ya alternatif olabileceği.
Sorunlar yaşasak, eleştirsek de NATO’da eşit oy hakkına sahip bir üyeyiz. Kararları veto etme hakkımız var. Zaman zaman ediyoruz da. Oysa PESCO’nun dışındayız. NATO’ya alternatif olmasa bile güçlenmesinin, savunma ittifakı haline dönüşmesinin bizim için ne gibi riskler doğuracağını hesap etmek zorundayız. Mesela Yunanistan ya da GKRY ile yaşayabileceğimiz bir krizde karşımızda PESCO’yu, üyesi olan diğer 24 ülkeyi bulmamız ya da çevremizdeki krizlerin yönetiminde yeni sorunlarla karşılaşmamız söz konusu olabilir.
***
Umarız Yunanistan ve, GKRY ile tüm sorunlarımızı en kısa süre içinde çözer, çevremizdeki krizleri de bir an önce yönetilebilir hale getiririz, bizim için tehdit oluşturmalarını önleriz. Ama bunlar olmadığı takdirde de ne yapacağımızı düşünmemiz gerekiyor. Eminim devlet bu konuda düşünüyor, ilerisi için planlama yapıyordur. Fakat sivil toplumun, üniversitelerin, düşünce kuruluşlarının da akıl yürütmesinde, PESCO’yla nasıl bir “modus vivendi” geliştirebileceğimizi tasarlamasında yarar var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa ziyareti sırasında iyice ortaya çıktığı gibi AB’nin bizi görünebilir bir gelecekte üye yapmaya niyeti yok. Özel bir ortaklık geliştirmek, ekonomik işbirliğini derinleştirmek, güvenlik alanında ortak zeminler bulmak istiyorlar. Hollanda ve Almanya da belli ki Fransa’dan farklı düşünmüyor. Belki bizim de bu zeminlere PESCO’yu katmamız yararlı olabilir. AB üyeliğinden vazgeçsek de, geçmesek de…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.09.2025
7.09.2025
27.08.2025
24.08.2025
20.08.2025
17.08.2025
13.08.2025
27.07.2025
23.07.2025
13.07.2025