Mensur Akgün
Afrin harekatı hem askeri, hem de siyasi açıdan başarılı bir haftayı geride bıraktı. Önemli sayıda hedef vuruldu, köprü başı sayılan yerler ele geçirildi. Ama asıl başarı siyasi alanda oldu. Türkiye harekatı başlatmakla muhataplarına beklentilerini anlatma imkanı buldu, ABD başta olmak üzere pek çok hukuki ve fiili müttefikini seçim yapmaya zorladı.
Henüz ne ABD, ne de alanda etkili olan diğer güçler nihai seçimlerini yapmış değil. Ancak Türkiye’yi memnun edecek yollar bulmaya çalıştıkları gözlemleyebiliyoruz. Tillerson’un Çavuşoğlu ile görüşmesinde dile getirdiği 30 kilometrelik güvenlik şeridi önerisi de böylesi bir çabanın ürünü.
Güvenlik Şeridi’nin kimi kimden koruyacağı henüz kesinleşmemiş, nasıl gerçekleşeceği belirlenmemiş olmakla birlikte dillendirilmiş olması önemli. Bu ve diğer öneriler ABD’nin kendi çıkarlarıyla, Türkiye’nin çıkarlarını bir şekilde dengelemek ihtiyacı hissettiğini gösteriyor. Zamanlaması düşünüldüğünde de müdahalenin değiştirici siyasi etkisine, yani başarısına işaret ediyor.
***
Afrin’e başka yerlerden yardıma gitmeye kalkacak gruplara desteğin kesileceğinin açıklanması da benzer şekilde ABD’nin Türkiye’yi karşısına almaktansa çözümü uzlaşmada aradığını gösteriyor. Fakat ABD henüz istediğimiz, isteyeceğimiz noktada değil. Hala PYD’ye dayanarak Suriye’deki varlığını ve etkisini korumak, Türkiye’yi de oyalamak derdinde. Kabaca “siz bize göz yumun, biz de size tutamayacağımız sözler verelim” diyor.
Umarız ABD çok geç olmadan Türkiye’nin ne dediğini ve ne beklediğini anlar. IŞİD’de karşı mücadeleyi sarsmayalım argümanın arkasına saklanarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldıracak, bölgenin istikrarını daha fazla sarsacak, müttefikinin yıllardır mücadele ettiği terör örgütünün devlet kurmasına yardımcı olacak bir süreci başarısız olacağını bile bile desteklemez.
Görünen o ki Washington’dakilerin empati sorunlarının üstesinden gelmeye de ihtiyacı var. Özellikle devlet kurumları adına sözcülük yapanların Türkiye ya da herhangi bir ülkenin onların güvenlik beklentileri tatmin olsun diye kendi güvenlik çıkarlarından fedakarlık etmeyeceğini, edemeyeceğini anlamaları gerekiyor.
ABD, IŞİD’e ya da İran’a ya da Rusya’ya karşı bir blok oluşturmak, İsrail’in güvenliğini uzun dönemli olarak sağlamak için bizden güvenliğimiz konusunda fedakarlıkta bulunmamızı bekleyemez. Eğer Washington İran’ın bölgedeki etkisini sınırlamak, Rusya’nın Ortadoğu’da daha fazla ağırlık kazanmasını önlemek istiyorsa, bir terör örgütüne dayanmak dışında çözümler bulmak zorunda.
ABD tüm bu gerçekleri görür mü, başka çözümler bulur mu cevabını vermek zor. Görenler, görmeye başlayanlar tabii ki var. New York Times geçtiğimiz günlerde PYD’nin aslında PKK olduğunu vurguladı, teröre mi destek veriyoruz sorusu gündeme getirdi. Düşünce kuruluşlarındaki toplantılarda ABD’nin teröristlere destek verdiği, bunun vergi verenler tarafından anlaşılmadığı konuşulmaya başlandı.
Devlet kademesinde de kıpırdanma var. Türkiye’yi tatmin edeceğini düşündükleri açıklamalar yapıyorlar, inisiyatifler geliştirmeye çalışıyorlar. Bizim yine de ABD’nin gerçekleri göremeyeceğini düşünerek siyaset geliştirmemizde, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, Suriye sorununun çözümünü önceleyen bir strateji benimsememizde yarar var, ki bence zaten benimsiyoruz da.
***
Bu yüzden de yarın başlayacak Soçi toplantısını destekliyoruz. Unutmayalım ki Türkiye, Rusya ve İran’ın işbirliğiyle tıpkı Astana’da sağlanan, mükemmel olmamakla beraber işlevsel olan ateşkese benzer bir barış sürecinin hayata geçmesi imkansız değil. Barış ve istikrar BM gözetiminde geliyorsa tabii ki gelsin, ama gelmiyorsa artık çekilen acılar bir şekilde bitsin. PKK çözümle birlikte bizim kadar Suriye’nin, Irak’ın ve İran’ın da sorunu olsun.
Evet, çözüm tercihan BM müktesebatı ve Cenevre mutabakatları temelinde, hepsinden önemlisi de BM gözetiminde gerçekleşmeli. Fakat ABD’nin öncelikleri ve açıkladığı beklentileri düşünüldüğünde böylesi bir çözüm mümkün olmayabilir. Çözümsüzlük ABD’nin daha çok işine yarayabilir. Üstelik bölgede İran’ı ve hatta Türkiye’yi Suriye’de yıpratmak isteyen ülke sayısı da hiç az sayılmaz.
Soçi’ye davet edilen 1600’e yakın delegeden iki günde barış çıkması zor. Ayrıca Cenevre Süreci’ne alternatif olacağı endişesiyle Soçi’deki toplantıya katılmayacaklar da var. Yine de gereğinde kullanılabilecek yeni bir meşruiyet zemini yaratılması önemli. Bu zeminde bizim bulunmamız, ağırlığımızı hissettirmemiz ise, hem bizim için hem de çözümü samimiyetle isteyen, zemindeki gerçekliği görebilen muhalefet unsurları için önemli…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024