Mensur Akgün
Dün sabaha karşı ABD, Fransa ve Birleşik Krallık Suriye rejimi ve rejim yanlısı hedeflere karşı cezalandırıcı ve caydırıcı bir operasyon düzenledi. Açıklamalara göre hava saldırılarıyla kimyasal silah üreten, depolayan tesisler ve komuta kontrol merkezleri vuruldu. Hizbullah ve İran kökenli ve destekli milislerin de hedef alındığı gelen haberler arasında. Suriye rejimi ise 13 füzenin hava savunma sistemleri tarafından düşürüldüğünü açıkladı.
New York Times bu saldırının Trump’ın geçtiğimiz yıl emrini verdiği saldırıdan iki misli büyük olduğunu yazmış, Savunma Bakanı Mattis de operasyonun orantısallığına ve bir kerelik olduğuna dikkat çekmiş. Yapılan tüm açıklamalar bu yönde. Orantısallık ısrarla vurgulanıyor, Esad kimyasal silah kullanmadığı sürece bu tür saldırıların tekrarlanmayacağı söyleniyor. Diğer bir deyişle ABD dünya savaşı çıkartmak istemediğinin altını çiziyor.
***
Birleşik Krallık Başbakanı May de amaçlarının Suriye iç savaşına müdahale etmek dahi olmadığını, rejim değişimi anlamına gelmediğini, sivil halkı korumak istediklerini, fakat bunun sınırlı ve hedefi belli bir saldırı olduğunu açıkladı. Sadece masum insanların korunmasını hedeflemediklerini, aynı zamanda kimyasal silahların kullanımını yasaklayan normların erozyonuna da müsaade edemeyeceklerini göstermek istediklerini vurguladı.
Belli ki Rusya da aynı hassasiyete sahip. Eğer isteseydi reaksiyon gösterebilir, tepkisini Suriye hava sahasına ve ötesine taşıyabilirdi. Rusya Washington’daki büyükelçisi aracılığıyla sözlü tepki vermeyi tercih etti, müdahalenin sonuçları olacağını belirtti, bütün sorumluluğun Washington, Londra ve Paris’te olduğunu söyledi. Sonra da Putin açıklama yaptı. Açıklamalar ve suçlamalar bundan sonra da sürecek ama görünen o ki müdahale bir dünya savaşına dönüşmeyecek.
Umarız bu müdahale Esad rejimi ve ona destek verenler için caydırıcı nitelikte olur, karşılarındakilerin ellerinin kollarının bağlı olduğunu varsayıp Suriye’de istediklerini yapamayacaklarını anlarlar. Ancak böylesi bir müdahalenin sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirebileceğini de göz ardı etmememizde yarar var. Çünkü müdahale sırasında, sonrasında ve öncesinde yapılan açıklamalar nedenin sadece kimyasal silah kullanımı olduğunu vurguluyor.
Başka bir deyişle ABD, Fransa ve İngiltere Suriye’de farklı nitelikte silahların kullanımının kendilerini çok da ilgilendirmediğini ima ediyor. Hatta Teresa May amaçlarının kimyasal silahların Suriye’de kullanımını engellemek kadar (belki de ondan daha fazla) dünyada kullanımının yaygınlaşmasını önlemek olduğunu belirtiyor. İngiltere’nin bu operasyona katılımının en önemli nedeninin eski bir ajan ve kızına karşı gerçekleştirilen kimyasal saldırı olduğunu söylemek yanlış olmaz.
May, bariz bir şekilde Suriye üstünden Putin’i cezalandırıyor, onu zor durumda bırakmaya çalışıyor. Fransa, daha doğrusu Macron açısından da durum çok farklı değil. Onun için de sorun Suriye’den ziyade Rusya’nın ihtiraslarının dizginlemesi. Bir de Macron’un gündeminde 24 Nisan’da yapacağı Washington ziyareti var. Foreignpolicy.com’a yazan Benjamin Haddad’a göre Macron Trump’ı İran konusunda ikna etmeye çalışacak, bu yüzden de yanında durması gerekiyor.
Trump’ın Suriye halkını, onların geleceğini dert ettiğini, operasyon kararını bu yüzden verdiğini inanmamız için de fazla neden yok. Genel tutumu hepimizin malumu olan ABD Başkanı’nın Suriye’deki bir saldırı yüzünden insani reflekslerinin değiştiğini düşünmek herhalde gerçekçi olmaz. Özellikle de bu müdahalenin OPCW yetkililerinin Duma saldırısını araştırmak üzere Suriye’ye gittiği günlerde yapıldığını dikkate alırsak.
Trump’ın kendi Savunma Bakanı’nı bile şaşırtan füze tweet’ini attığında aklında muhtemelen siyasi geleceği vardı. Mueller soruşturmasını, New York’ta basılan avukatının ofisini düşünüyordu. Gündem kaydırmak, seçimini manipülasyonlar vasıtasıyla garanti ettiği düşünülen Rusya’ya karşı sert tepki gösterebildiğini ispatlamak istiyordu. Dünkü müdahale tüm bu amaçlara hizmet etti. Bir ölçüde caydırıcı ve cezalandırıcı da oldu. Rejim Duma’da kimyasal silah kullanmamış bile olsa masum insanları öldürmüştü.
***
Türkiye açısından bakıldığındaysa bu müdahalenin şu aşamada en az dört yararından söz etmek mümkün. İlki, Duma katliamı karşılıksız kalmadı. Müdahale Türkiye’nin öteden beri dillendirdiği insani kaygılarını tatmin eder nitelikteydi. İkincisi, Rusya ve tabii ki İran her istediğini istediği gibi yapamayacağını gördü. Üçüncüsü, PYD’ye destek olan Amerika ve Fransa’nın Suriye sorununun seyrindeki potansiyel siyasi ağırlığı azaldı. Son olarak da kriz derinleşmedi, Ankara zor tercihler yapmak durumunda kalmadı.
Ama unutmayalım ki bunlar anlık gözlemler, siyasetin seyri ve zemindeki gelişmeler bizi bambaşka sonuçlar çıkartmaya da zorlayabilir. Amerika kapsamlı bir strateji geliştiriyorum deyip mesela PYD’ye daha fazla destek vermeye kalkabilir. Rusya Türkiye’ye baskı yapabilir. Bu yüzden Türkiye’nin siyaseti, bürokrasisi, düşünce kuruluşları, üniversiteleri ve basınıyla Suriye’de ve Suriye ile ilgilenen başkentlerde olanları önyargılardan sıyrılarak, mümkün olduğunca objektif şekilde takip etmesinde fayda var…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024