Mensur Akgün
Birkaç ay öncesine kadar birbirini aşağılayan, karşılıklı tehditler yağdıran Donald Trump ve Kim Jong-un dün Singapur’da buluşarak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Amerika Kuzey Kore’yi tehdit etmeyeceğini taahhüt etti, Kuzey Kore de nükleer silahlarından zaman içinde vazgeçeceğini.
Ancak toplam bir buçuk sayfalık metinde ne bir takvim, ne de somut bir karar mevcut. Sadece Dışişleri Bakanlarının buluşacakları söyleniyor. 27 Nisan tarihinde yapılan Kuzey-Güney açıklamasına atıfla Kore Yarımadasının nükleer silahlardan arınması için çalışılacağı belirtiliyor. ABD ile Kuzey Kore’nin kalıcı barış için çaba harcayacağı vurgulanıyor.
Yani aslında metninde somut bir şey yok, sadece niyet beyanı var. Bu da tabii ki önemli ama sorunun çözüldüğünü, hatta çözüm yolunda ciddi adım atıldığını söylemek için henüz çok erken. Singapur mutabakatı belli ki tarafların anlık çıkarlarına hizmet eder mahiyette bir ara çözüm.
***
Bir yandan Trump’a ihtiyacı olan “zaferi” sağlıyor, diğer yanda da Jong-un’a ABD Başkanı ile kendisini eşitleme, ülkesini olduğu gibi kabul ettirme imkanı veriyor. Üstelik Olimpiyat diplomasisiyle oyun dışı kalmış olan Amerika’ya da yeniden oyuna girme şansı temin ediyor.
İki taraf da bu buluşmadan kazançlı çıktı. Birisi zaman kazandı, diğeri zemin. Ama en çok Amerika kazandı. Washington, Pyongyang’la müzakere edecek, müzakere ettiği sürece de Japonya’nın ve Güney Kore’nin kendisine, nükleer şemsiyesine olan ihtiyacı sürecek. Japonya elinde olan tüm imkanlara rağmen nükleer silah edinemeyecek. Güney Doğu Asya’daki dengeler bozulmayacak.
Kuzey Kore Amerika’ya başkalarına karşı kullanabileceği silahsızlanma umudunu verdi. Tıpkı 1968’de NPT imzalanırken nükleer güç olarak tescillenmiş beş devletin “biz de günün birinde nükleer silahlarımızdan vaz geçeceğiz, bu yüzden siz sakın nükleer silah edinmeyin” demesi gibi, Kuzey Kore de Amerika’ya “şartlar oluşursa ben de nükleer silahlarımdan vazgeçerim” dedi.
Bu söz üstünden ABD’nin düzen kurgulaması, Güney Doğu Asya’daki dengeleri kendi işine geldiği biçimde yönetmesi daha kolay. Fakat aynı şeyi İran’la olan ilişkiler, İran’a karşı uygulanan politika açısından söylemek zor. Trump Yönetimi İran’la imzalanmış olan anlaşmayı günün birinde ya silah yapmaya kalkarsa diye bozarken, silahı elinde tutanla belki silahsızlanır diye barışıyor.
Tahran muhtemelen ABD ile uzlaşmak için silahlanmayı silahsızlanmaya tercih edecek, nükleer silah sahibi olana kadar geçecek süre içinde baskı altında kalmanın daha makul bir alternatif olduğunu düşünecektir. Singapur mutabakatı İran’daki sertlik yanlılarının, ABD’ye ve aslında Batı’ya hiçbir şekilde güvenmemek gerektiğini düşünenlerin elini güçlendirecektir.
***
Yine de iki liderin buluşması, Kore yarımadasındaki tansiyonun düşmesi önemliydi. Eğer kriz tırmansaydı sonuçları ciddi olabilirdi. Milyonlarca insanın hayatına mal olacak bir savaş çıkabilirdi. Fakat ilkeler üstünde anlaştı, Trump’la baş başa 38 dakika konuştu diye Jong-un nükleer silahlarından vazgeçmesi çok olası görünmüyor.
Devletler bir kez nükleer silah edinildiğinde, bu silahları ve onlar sağladığı stratejik konforu feda etmeleri kolay olmuyor. Güney Afrika özel bir durumdu. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonraki şartlar da öyle. Çünkü nükleer silah sadece caydırıcılık değil aynı zamanda sahiplerine prestij de sağlıyor.
Bu yüzden de ne İsrail, ne Pakistan, ne de Hindistan bu silahlardan vazgeçebildi. Dolayısıyla şişirilmiş beklentilerin çıkartacağı yeni ve belki daha şiddetli krizlere şimdiden hazırlıklı olmakta yarar var. ABD yakında beklentilerim karşılanmadı, yeterli adımlar atılmadı diye Kuzey Kore’yi suçlarsa şaşırmayalım…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
13.07.2025
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024