Mensur Akgün
İstanbul’daki Suudi Arabistan Krallığı Konsolosluğu’na 2 Ekim Salı günü 13.14 gibi giren gazeteci Cemal Kaşıkçı bildiğiniz gibi bir daha dışarı çıkmadı. Resmen açıklanmamış olmasına rağmen öldürülmüş olmasından endişe ediliyor. Bir başka olasılık da kaçırılmış olması. Hangisi olursa olsun bu olayın zaten çok sıcak olmayan Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerini etkilememesi imkânsız. Soruşturma sonuçlanınca Ankara Riyad’a karşı bir şekilde tepki verecek, toprakları üstünde işlenen bu suça karşı eminim ki kayıtsız kalmayacak.
Fakat Ankara’nın tepkisinin etkili olabilmesi, yeni Suudi yönetiminin bu tepkiden ders çıkartabilmesi için uluslararası toplum adına hareket edenlerin, özellikle de Amerika’nın tepki vermesi, sorunu sıradan açıklama ve kınamalarla geçiştirmemesi gerekecek. Ama muhtemelen Washington sorunu yönetmeyi, Kaşıkçı cinayeti ya da kaçırılmasını kendi çıkarlarını pekiştirmek için kullanmayı tercih edecek. Yanılmayı çok isterdim ancak bu konuda yapılan analizlerin çoğu Suudilerin canını fazla yakmayalım yönünde.
***
Zaten Amerika’nın geniş anlamıyla Ortadoğu politikasını biraz takip eden herkesin malumu olduğu üzere Trump Yönetimi İran’a karşı Suudi desteğine güveniyor. Ayrıca Filistin sorununun İsrail’in istediği şekilde çözülebilmesi için Veliaht Prens Muhammed bir Selman’ın (MBS) hayata geçirmeye çalıştığı toprak ayarlamalarını ve çözüm yöntemini de önemsiyor. Üstelik Suudi Krallığı ABD’nin en iyi müşterileri arasında. Her yıl milyarlarca dolarlık silah alıyor. Geçen yıl Suudiler Trump’a 110 milyar dolarlık söz vermişlerdi. Geçtiğimiz günlerde de 15 milyar dolarlık THAAD hava savunma sistemi için görüşmelere başladılar.
Kaldı ki ABD kanadından bu yazının yazıldığı saate kadar yapılan açıklamalar kamuoyunu yatışmaya yönelikti. Birkaç Senatör ilişkiler etkilenir benzeri tepkiler verdi. Trump durun bakalım demekle yetindi. Daha önce yaşanan olaylarla ilgili ABD’nin takındığı tutumu düşündüğümüzde sorunun üstüne gideceğini, Suudi Arabistan’a karşı etkili yaptırım uygulayacağını düşünmek için fazla neden yok. Kanada-Suudi geriliminde de, geçtiğimiz yıl MBS’nin gerçekleştirdiği aile içi bastırma harekâtında da ABD sessiz kalmayı tercih etmişti.
H H H
En güçlü olasılık ABD’nin Kaşıkçı sorununu Suudilerden daha fazla iktisadi ve/veya siyasi taviz almak için araçsallaştırması. Diğer yandan Kongre içinde Suudilere karşı 11 Eylül’den bu yana var olan tepkinin siyasi aksiyona dönüşmesinin de zayıf olmakla birlikte bir olasılık olarak karşımızda durduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Doğal olarak Amerika’nın da, Türkiye’nin de vereceği tepkinin Kaşıkçı’nın soruşturma sonucunda ortaya çıkacak gerçeğin niteliğiyle doğru orantılı olacağını hesaba katmamızda yarar var. Tepki kaçırıldıysa farklı, öldürüldüyse farklı olacaktır.
Dikkatimizi çekmesi gereken bir başka olasılık da bu olayın Amerika-Türkiye ilişkileri üstünde olumlu etki yaratabileceği gerçeği. Foreign Policy’nin web sayfasına katkıda bulunan Will Inboden’in vurguladığı gibi bu olay Amerika’nın Türkiye ile olan ilişkilerinin normalleşmesine yardımcı olabilir. Rahip Brunson ve diğer alanlardaki gelişmelere bağlı olarak ABD’nin Suudi rejimine sert ve ikna edici bir tepki vermesi iki ülke ilişkilerinde sıçrama yaşanmasını sağlayabilir. Tabii ki Washington’un bu olayı bizimle de pazarlık konusu yapmaması, ilkesel davranması kaydıyla…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024