Mensur Akgün
Perşembe günü ABD Başkanı Donald Trump bir sosyal medya mesajıyla İsrail’in Golan Tepeleri üstündeki egemenlik iddiasını tanımanın zamanının geldiğini söyleyerek uluslararası sistemin temel bir normunu daha çöküşe sürükledi. İşgalle toprak ilhakı yapılamayacağı prensibi, daha doğrusu 1648 Westphalia Barış’ından bu yana uygulamada ihlal edilse de ilkede korunan devletlerin toprak bütünlüğü normu ciddi bir yara aldı.
1967 Savaşı sırasında İsrail tarafından işgal edilen 1973’de geri alınamayan, ama sık sık pazarlık konusu olan Golan’ın 1981’deki ilhak kararı uluslararası toplum tarafından tanınmıyordu. ABD de yakın zamana kadar tanınmadığını teyit eden BM Güvenlik Konseyi kararlarına destek veriyordu. Bu eğilim geçtiğimiz yıl değişmiş, ancak ABD Perşembe gününe kadar pratikte kabul etse de ilkede ret tutumunu sürdürmüştü.
***
Ancak Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun İsrail ziyaretinin hemen ertesinde Trump çıkışını yaptı, Golan bize göre artık resmen İsrail’indir dedi. Bazıları açıklamanın siyasi açıdan zorda olan İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu’yu kurtarmak, ona güç vermek, 9 Nisan’da yapılacak seçimlerden galip olarak çıkmasını sağlamak için yapıldığını, bazılarıysa asıl nedenin Mueller soruşturması olduğunu, Trump’ın kendisini kurtaramaya çalıştığını söylüyor.
Fakat sebep ne olursa olsun sonuç değişmiyor. Trump bir kez daha İsrail’in tek taraflı tasarrufunu destekliyor. Tıpkı Kudüs’e Amerika Büyükelçiliği’nin taşınması kararında olduğu gibi uluslararası sistemin üstüne oturduğu ilkeleri, anlayışı görmezden gelir bir tavır, yani siyaset sergiliyor. Böylesi bir siyasetin başka alanlarda sonuç doğurmaması çok zor. Tanıma emsal yaratacak, emsal de zaman içinde muhtemelen hukuk normuna dönüşecek.
Evet, Arap dünyası bölünmüş halde, Körfez ülkeleri İsrail’le işbirliği yapmanın yollarını arıyor. Suriye’nin Golan dışında bin türlü derdi olduğu da doğru. İç savaş yaşanmamış olsaydı da Şam rejimi büyük bir olasılıkla böylesi bir kararı yine kuru bir protestoyla geçiştirir, ilhakı kabulü karşılığında farklı alanlarda taviz elde etmenin yollarını arardı. Ama sorun sadece Suriye ya da Arap dünyası değil.
Asıl sorun ilkenin ihlalinde, Güvenlik Konseyi kararlarının görmezden gelinmesinde. ABD İsrail’in işgalinin doğurduğu sonucu, yani ilhakı tanıyorsa, başka işgalciler kendi eylemlerinin doğurduğu sonuçların tanınmasını istemezler mi? Böylesi bir beklenti Dağlık Karabağ gibi sorunların çözüm biçimini ve tarafların beklentilerini etkilemez mi? Azerbaycan Ermenistan’ın da aynı yöntemi deneyebileceğini düşünmez mi?
Ya da Kremlin bu kararın kendileri için doğurduğu fırsatı Kırım için değerlendirmez mi? Rusya ile yakın ilişkileri olan pek çok ülke açısından ABD’nin Golan kararı ve ilkenin erozyonu dikkate almak zorunda kalacakları bir değişim olmaz mı? İmzaladığı anlaşmalara, uluslararası sorumluluklarına, sistemin üstüne oturduğu normlara uymayan ABD’ye bırakın hasımlarını güvenmesini bir yana, müttefikleri güvenebilir mi?
Bu ve benzeri soruları çoğaltmak mümkün. Lakin gidişatı durdurmak mümkün değil. Belli ki dünya giderek daha fazla kaba güce dayalı, siyasetin caydırıcılık ve tehdit üstünden daha fazla yapıldığı, Thucydides’in 2 bin 500 yıl önce tanımladığına benzer bir yer olacak. İlkeler ve normlar sadece güçsüzler için geçerli kalacak, güçlülerin müdahalelerine kılıf uydurmalarından başka bir şeye yaramayacak. Güç kullanımı ve savaşlar ne yazık ki daha çok yaşanacak.
***
Karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım. Ama Trump başkan seçildiğinden bu yana dünya siyasetinde ciddi bir eksen kayması gerçekleşti. Çok az ilkenin ve normun anlamı kaldı. Risklerin sayısı arttı, ebadı büyüdü. Bu yüzden Türkiye’nin sadece bölgesindeki değişimlere ve sarsıntılara değil aynı zamanda sistemdeki anlayış farklılaşmasına karşı da hazırlıklı olması, gücünü konsolide etmesi, sorunlarına yaratıcı çözümler üretmesi gerek.
Diğer yandan bu değişimin bizim için fırsatlar da yaratabileceğini görmezden gelemeyiz. İsrail’in Golan işgaliyle hukuken ve tarihsel olarak karşılaştırmak mümkün olmasa da, 50 yıldan fazla bir süredir müzakere edilen ama Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin tüm çabalarına rağmen çözülemeyen Kıbrıs sorununun var olan statüko temelinde çözümü için böylesi bir tanımanın emsal yaratacağını inkar edemeyiz…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.12.2025
7.12.2025
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025