Mensur Akgün
Pazar günkü yazımda iki filmden ve Philosophy Now’daki bir makaleden hareketle yapay zekanın doğurabileceği etik sorunları tartışmaya, bu sorunları düşünmenin “lüks” olmadığını vurgulamaya çalışmıştım. O yazının ana konusu yapay zekaya sahip robotların bizler gibi duyguya, acı hissine sahip olmaları halinde ne gibi haklardan yararlanmaları gerektiği üstüneydi. Bilinçli bir makinayı sadece makine olarak mı görecektik. Yoksa bizlerin -teorik de olsa- yararlandığı haklardan yararlanmalarına müsaade mi edecektik.
Bu yazı ise hak arayışının ve anlayışının ötesinde. Çünkü duygusuz, duyarsız ama akıllı robotlar hakkında. Artık hayatımızın her alanına giren yapay zekalı yaratıklar giderek artan bir şekilde bizi kontrolleri altına alıyor. Gittiğimiz yerlerde gözlemleniyoruz, yüzümüz taranıyor ve tanımlanıyor. Telefonumuzdaki navigasyon uygulaması sabahları işyerimize, akşamları evimize kaç dakikada ulaşacağımızı bize sormadan söylüyor. Yakında yollarımızda şoförsüz arabalar göreceğiz. Kargolarımızı önceden programlanmış dronlar taşıyacak.
Ne yememiz gerektiğine de diyet programları karar verecek, sigorta şirketleri primlerini muhtemelen bu programlara uyumumuza göre belirleyecek. Hepimiz istemesek de bir şekilde spor yapmak, Fitbit, Steps gibi programların komutlarına uymak zorunda kalacağız. Akıllı saatler ve bileklikler şimdiden “kalk yürü”, “çok oturdun” demeye başladı bile. Zincir süper marketler yakında bu tür programlarla anlaşıp yememiz gerekenleri bize dronlarla göndermeye kalkarsa hiç şaşırmam. Ne de olsa benim kuşağım için teknoloji hiç olmadığı kadar hızlı ilerledi.
***
Hatırladığım ilk teknolojik alet dedemin lambalı radyosuydu, sonra transistörlüsü geldi, derken televizyonla tanıştık, üniversiteye gittiğimde bilgisayarı gördüm, ilk kişisel bilgisayarımı yirmili yaşlarımın ortalarında edindim, derken araba ve cep telefonları, son olarak da akıllı telefonlar piyasaya çıktı. Çok geçmeden akıllı telefonlar iyiden iyiye akıllanmaya, bana sağlıklı olmam, kısa yoldan gitmem, aradığım adresi bulmam için yapmam gerekenleri anlatmaya başladı. Şimdi sıra bir kez programlandıktan sonra kendi kendine düşünen ve eyleme geçen makinalarda.
Bu tür makinaların, programların hayatımızı kolaylaştırdığı doğru. Artık yollarda daha az kayboluyorum. Üstelik de kendimi daha güvende hissediyorum. Sokak başlarındaki kameralar suç oranlarının düşmesine, suçluların takip edilmesine yardımcı oluyor. Kameralar hırsızlığı ve bireysel şiddeti caydırma, terörü önleme potansiyeline sahip. Ama diğer yandan aynı kameralar ve programlar özgürlük alanımı daraltıyor, başkalarıyla paylaşmak istemeyeceğim özel hayatıma ilişkin bilgileri ticari meta haline dönüştürüyor.
Bilgisayarımın, cep telefonumun kameralarıyla beni izleyip izlemediğini bilmiyorum. Her an açık olan kameralar, parmak izime sahip sensörler, yazdığımı kaydeden arama motorları özel alan diye bir şey bırakmadı. Benzeri yazışmalarımız için de geçerli. Maillerimiz, sosyal medya hesaplarımız sürekli gözetim altında. Biliyorum diyeceksiniz ki bu bizim de tercihimiz, zaten her yaptığımızı, bulunduğumuz her yeri sosyal medya üstünden paylaşıyoruz. Haklısınız ancak birini bilerek isteyerek yapıyoruz, diğeri bize rağmen gerçekleşiyor.
***
Yine de akıllı sistemlerin yarattığı ve yaratacağı asıl sorun bireysel alanda değil. Bunları bir şekilde düzenlemek ve denetlemek mümkün. Ki zaten düzenleniyor ve denetleniyor da. Asıl sorun askeri teknolojide kullanılmalarında. Yapay zeka Foreign Affairs dergisinin son sayısında Paul Scharre ve Christian Brose’nin yazdığı iki ayrı makalede anlattıkları gibi askeri teknolojide yeni bir devrim yaratıyor, savaşın yapılma biçimini değiştiriyor. Brose ülkesi Amerika’nın bu alanda Çin’in, Rusya’nın gerisinde kaldığına, Scharre ise otonom programların yaratabileceği tehlikelere dikkat çekiyor.
Brose’nin iddiası eski teknoloji ürünü büyük çaplı savaş makinelerinin yakında atıl kalabileceği yönünde. O, ülkesine uçaklar ve uçak gemileri yerine daha küçük çaplı otonom sistemlere yatırım yapması gerektiği söylüyor. 2018 Kış Olimpiyatları sırasında Güney Kore’nin 1218 otonom dronu ışık gösterisi için kullanmasından hareketle İHA’ların uçak gemilerini hareketsiz bırakabileceğini iddia ediyor. Askeri uzman olmadığım ve teknolojik bilgim de bilgisayar kullanmayı geçmediğinden, Brose’un haklı olup olmadığı konusunda bir şey söylemem zor.
Fakat kendi kendine savaşabilen, düşmanı tanımlayıp saldırabilen sistemlerin savaş yapma, daha da önemlisi siyaset yapma biçimini değiştirebileceğini görebiliyorum. Bu yüzden de Türkiye’nin İHA’larda yaptığı atılımı yapay zekalı otonom sistemlerle de pekiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Okuduğum kadarıyla bu konuda çalışmalar var. Ama Scharre’nin makalesinden anladığım bunun uzun soluklu bir egzersiz olduğu ve dışarıdan müdahalelere açık bulunduğu yönünde. Belli ki sabırlı olmamız ve araştırmaya daha fazla kaynak ayırmamız, hepsinden önemlisi de geleceğin güvenlik mimarisini birlikte tartışmamız, tartışabilmemiz gerek. Mutlu ve huzurlu bir Bayram geçirmeniz dileğiyle…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024