Mensur Akgün
Şimdilik evet. Görünen o ki ne İran, ne de Amerika savaş istiyor. İkisi de güç tehdidinde bulunmaya, zaman zaman da güç kullanmaya yatkın ama ikisi de topyekûn bir savaşa hevesli değil. İran etkin olmasa da orantısal bir mukabelede bulundu, Amerika da orantısallığı en yetkili ağızlarından kabul edip, askeri tepki vermemeyi tercih etti. Hatta oturup konuşalım, sorunlarımızı çözelim bile dedi.
İran da müzakere seçeneğini dışlamıyor. Nükleer zenginleştirme programını yeniden başlatırken şartlı olduğunu açıklıyor. 2015’te varılan mutabakatın koşullarını ABD yerine getirirse nükleer zenginleştirmeden, yani nükleer silah edinme arzusundan feragat edeceğini söylüyor. AB temkinli fakat hala umutlu, diplomasiye öncelik vermek gereğini vurguluyor. Türkiye de krizin yatışması için temaslar yapıyor, ziyaretler gerçekleştiriyor.
Amerika sanki sokak hareketlerinden, İran’da olabilecek rejim değişikliğinden ümitli gibi. Ekonomik olarak boğarsak, daha fazla yaptırım uygularsak günün birinde işbaşına bize müzahir bir iktidar gelir diye bakıyor. Sorunu zamana yaymak eğiliminde. Bu da kapsamlı bir müdahalede bulunma olasılığını, bölgenin daha da fazla istikrarsızlaşmasına yol açacak savaş ihtimalini azaltıyor.
* * *
Türkiye açısından bakıldığında bunlar olumlu gelişmeler. Enerji fiyatlarındaki artıştan doların değer kazanmasına, Irak’ın parçalanmasından ABD’nin Suriye’deki varlığının kalıcılaşmasına kadar pek çok alanda bizi rahatsız edecek, istemediğimiz bir çatışmanın içine sürüklenme riskini yükseltecek bir savaş şimdilik gündemde değil. Ancak sadece şimdilik. Tırmanma her an, her zaman mümkün.
Kaldı ki gündemde olmayan sadece bildiğimiz, alışkın olduğumuz, kimi zaman deklarasyonuna, kimi zaman ölen insan sayısına bakarak tanımladığımız büyük çaplı savaş. İki ülkenin kara, hava ve deniz kuvvetlerinin çatıştığı cinsten olanı. Küçük çaplı olanı, vekiller, dronlar, troller, siber korsanlar tarafından yapılanı değil. Çünkü o var ve sürecek, iki ülke farklı mecralarda birbirine meydan okuyacak.
Zaten savaş ile barış arasındaki sınır da kalkıyor. Teknolojinin gelişmesi, paradoksal bir şekilde karşılıklı bağımlılığın artmasıyla Hobbes’un metaforik doğa hali daha fazla gerçeklik kazanıyor. Eskiden devletlerin çıkabilecek bir savaşa hazır olmaları beklenirken şimdi her an savaş içinde olduklarını düşünmeleri gerekiyor. Dronlar, siber askerler, zemindeki milisler sınır, kural, aslında hukuk tanımıyor.
Müttefiklik ilişkisinin niteliği de değişti. ABD müttefiki Almanya’ya ya da Türkiye’ye yaptırım uygulayabiliyor. Kurucusu ve koruyucusu olduğu NATO ittifakını yok sayabiliyor. Ya da 1946’dan bu yana fiilen, 1952’den bu yana hukuken müttefiki olan bir ülkenin hasmı olan bir terör örgütünü destekleyebiliyor. Buna karşılık da eskiden hiç akla gelmeyecek şeyler yapılabiliyor. Türkiye gibi bir ülke hava savunmasının ana unsurunu Rusya’dan temin edebiliyor.
Giderek daha çok boyutlu, daha çok değişkenli, daha çok bilinmezli hale gelen bir dünyada yaşıyoruz. Soğuk Savaş’ın parametreleri belliydi, önümüzü görebiliyor, geleceğimizi kestirebiliyorduk. Soğuk Savaş sonrasını, 1990’lı yılları da az çok anladık, okuduk. Her ikisinde de bir düzen, sözde de olsa uyulması beklenen normlar vardı. Artık bunların çoğu bitti, tükendi, anlamını yitirdi.
* * *
Devletler yakın zamana kadar gizli gizli yaptıkları şeyleri artık açıktan yapıyor. Bir devlet diğerini çok üst düzey bir yetkilisini bir başka devletin havaalanında insansız hava aracından attığı füzelerle vurup, yanındakilerle birlikte öldürebiliyor. Dahası görüntülerini paylaşıp, düzenledikleri suikastın ne kadar doğru ve yerinde olduğunu kameralar önünde anlatabiliyor. Kimse de hukuktan, BM Şartındaki egemenlik ilkesinden, Cenevre Sözleşmelerinden söz etmiyor.
Buna karşılık savaş da çıkmıyor. Yeminler ediliyor, intikam alınacağı söyleniyor, izdihamdan insanlar ölüyor, bilerek ya da bilmeyerek yolcu uçağı düşürülüyor ama orantısal mukabele yine egemenlik ihlali yoluyla veriliyor. İran füzeleri Irak’taki Amerikan üslerini vuruyor. Eminim bir takım hukukçular durumdan vazife çıkartıp Grotius’tan bu yana olduğu gibi fiili duruma hukuki kılıf uydurmaya çalışacaklardır. Belki de bu tür kural tanımazlık yakında gelenekselleşerek hukukun parçası haline gelecektir.
Ancak hukukçular ne derse desin Türkiye gibi ülkelerin İran ile Amerika savaşmasa da bu krizden dersler çıkartmaları, değişimi önyargısız okumaları, her alandaki güçlerini arttırmak için çalışmaları, caydırıcılıklarını güçlendirmeleri, cazibelerini arttırmaları, muhataplarını etkilemek için yeni ve yaratıcı yöntemler bulmaları, ileride kendilerine ayak bağı olabilecek sorunlarını çözmek, çözemediklerini de yönetmek için daha fazla çaba harcamaları gerekiyor. Olabildiğince huzurlu bir tatil günü dileğiyle…
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
13.07.2025
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024