Mensur Akgün
Geçtiğimiz hafta eski danışman John Bolton’un kitabı yayınlandı, bu hafta da tecrübeli gazeteci Carl Bernstein Trump’ın dünya liderleriyle yaptığı konuşmaların niteliğini açıkladı.
Her ikisinde de Türkiye’yi rencide edecek, rahatsızlık doğuracak bir kayıt yok. Tam tersine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Trump üstünde etkili olduğu, Türkiye’nin çıkarlarını korumak için onu ikna etmeye çalıştığı, daha da önemlisi ikna etmekte başarılı olduğu anlatılıyor.
Türkiye açısından bakıldığında her iki yayın da etkisinin ve gücünün tescili niteliğinde. Hatta Bernstein’in konuştuğu eski/yeni Beyaz Saray çalışanları Erdoğan’ın Trump’a böyle kolay ulaşabilmesini, boş zamanını bilebilmesini Washington’daki istihbarat yeteneğine bağlamış. Trump golf oynamaya gittiğinde bile Erdoğan’la uzun uzun konuştuklarını anlatmış. Suriye’den asker çekme kararı Erdoğan etkisiyle açıklanmış.
***
Doğal olarak bunların hiç biri Türkiye’yi övmek, Erdoğan’ın diplomaside ne kadar başarılı olduğunu anlatmak için kaleme alınmış yazılar, kitaplar değil. Bolton ve Bernstein Trump’ın ne kadar kötü bir başkan olduğunu ispatlamaya, Türkiye’nin çıkarlarını kendi ülkesinin çıkarlarından daha fazla dikkate aldığını anlatmaya çalışıyorlar. Maksat Trump’ın bir daha seçilmemesinin sağlanması, mümkünse Senato tarafından görevden alınması.
Ancak bu süreçten Trump kadar Türkiye’nin de zararlı çıkma olasılığı yüksek. Bu nedenle ABD ile olan ilişkileri başka kanallara da taşımakta, geçmişi unutturmaya çalışmakta, Türkiye ile Amerika’nın çıkarlarının mesela Suriye’de çatışmadığını, tam tersine örtüştüğünü vurgulamakta yarar var. Bir de belli ki Kürt meselesiyle PKK konusunu önce bizim iyice birinden ayırmamız, sonra da başta ABD olmak üzere dünyaya daha iyi anlatmamız gerekecek.
Fakat yine de şanslı sayılırız. Karşımızda eski de olsa bir İngiltere Başbakanı’nı açıkça aşağılamış, Almanya Başbakanı’na telefonda “aptal” demiş bir ABD başkanı var. Üstelik de bunlar Trump’ı zor durumda bırakmak adına güya Atlantik ilişkilerine çok önem veren yerleşik düzen yanlısı bürokratlar, danışmanlar tarafından açıklanıyor. Trump yerine Merkel ve diğerleri zor durumda bırakılıyor.
Trump’ın ilişkisinin Macron dahil hiçbir “batılı” liderle iyi olmadığı anlatılıyor. Bu, onun ayıbı olarak sunulurken aslında diğer liderlerin ABD başkanı karşısında nasıl acz içinde kaldıkları aktarılıyor. Onların Trump’ı etkileyemedikleri, bir ölçüde Putin’in, en çok da Erdoğan’ın etkileyebildiği tekrar tekrar yazılıyor. Bizim açımızdan tek üzücü ve düşündürücü olan müttefik kategorisinde görülmememiz.
Bana öyle geliyor ki bunun da değişmesi, Türkiye algısının farklılaşması yakında mümkün olacak. Ama muhtemelen Atlantik aşırı ilişkilerde bu ifşaatlarla daha da derinleşen uçurum kolay kolay kapanmayacak. NATO’da yük paylaşımı, Almanya’ya Rus gazı baskısı, asker çekilmesi derken şimdi de sevilsin ya da sevilmesin bir Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın bir Almanya Başbakanı ile bu şekilde konuşması akıllardan herhalde kolay silinmeyecek.
***
Yazının başlığına taşıdığım gibi eskiden olsa böylesi duyarsız ve gereksiz bir açıklama ve ona dayalı haber yüzünden ülkeler arasında savaş çıkardı. Nitekim 1870-71 Fransa-Prusya savaşı Kayzer Wilhelm’in Fransa Büyükelçisi Vincent Benedetti’ye kötü davrandığının gazetelere yansıması yüzünden çıkmıştı. Artık böyle haberler yüzünden savaşlar çıkmıyor ama ülkeler birbirine kırılıyor, iktidarlar değiştikten sonra dahi ilişkilerin onarılması giderek daha da güç hale geliyor.
Zaten ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir ülkenin devlet ya da hükümet başkanının diğerine veya herhangi birine karşı bu şekilde konuşması, davranması kabul edilemez. Bu nezaket, diplomasi, ahlak sınırları ötesinde bir davranıştır. Ama bu konuşmaları dinleyenlerin, not alanların, zamanında Trump’ın yanında yer alanların da eski patronlarından intikam almak adına ifşaatlarda bulunmaları da kabul edilemez. Çünkü nihayetinde diplomasi gizlilik, mahremiyet demektir…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.12.2025
7.12.2025
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025