Mensur Akgün
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) önce altı, sonra yedi emirin, yani şeyhin 1971 yılında bir araya gelmesiyle kurulmuş görece küçük bir devlet.
1 milyon 500 bin kadar vatandaşı, 8 milyon kadar da “yabancısıyla” 83 bin 600 km2’lik toprakları üstünde 10 milyona yakın insanı barındırıyor. Tabii ki petrol ve gaz zengini. İngiltere ve Amerika ile çok özel ilişkilere sahip. Yakın zamanda Fransa’ya da kapılarını açmış, bir hava üssü kurdurmuş. Şimdi de İsrail’le ilişkilerini normalleştirip, Batı stratejik algısındaki vazgeçilmez yerini pekiştirmeye çalışıyor.
İran’a karşı sert bir politika izliyor, ABD’yi daha da fazla yaptırım uygulamaya teşvik ediyor. Her fırsatta BM operasyonlarında, ABD öncülüğündeki koalisyonlarda yer alıyor. Rusya’yla da arasının kötü olduğunu söylemek zor. Büyük devlet dengelerini gözettiği, stratejik önceliklerini gerçekleştirmek için işbirliği imkanları aradığı anlaşılıyor. Suriye’de bariz bir şekilde rejimin yanında. Yemen’den Afganistan’a, Libya’dan Doğu Akdeniz’de askeri ya da siyasi taraf olmadığı sorun yok. İnsan hakları sicili derseniz berbat ama kimse bundan söz etmiyor.
Sermayenin de çekim merkezi konumunda. Düşük bir kurumlar vergisi var fakat gelir vergisi almıyor. KDV petrol fiyatlarındaki çöküş sonrasında 2018’de konmuş. Sanayisi gelişmekte. Teknoloji transferiyle savaş gemisi bile üretiyor. İnsan gücüne yatırımı hiç az sayılmaz. Askerlerini, subaylarının İngiltere’nin, Amerika’nın, Fransa’nın en ünlü askeri okullarına gönderip eğitim almalarını sağlıyor. Washington’daki Büyükelçileri Trump yönetimiyle içli dışlı. Kraliyet sülaleleriyle de iyi anlaşıyorlar.
***
BAE’nin bu yazıya konu olmasının nedeni ise bunların hiç biri değil. Neden Türkiye olan ilişkilerinin gergin olması, Türkiye nereye elini atsa orada BAE’ni bulması. Suriye’de, Libya’da, Somali’de, Katar’da şimdi de Doğu Akdeniz’de karşımızda BAE’nin çıkması. 15 Temmuz darbe girişimini desteklemesi, Rusya ve Suriye ile anlaşıp İdlip üstünden Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışması, PYD ile işbirliği geliştirmesi. Resmen kimse kabullenmese de Libya’daki Vatiyye üssündeki TSK unsurlarına saldıranların da BAE uçakları olabileceğinden ciddi şüphe duyulması.
Önceleri küçük bir ülkenin yarattığı sıradan bir sıkıntı olarak görülebilecek BAE’nin Türkiye karşıtlığı giderek daha can sıkıcı hale geliyor, ilişkilerin seyri ciddi krizler çıkartma potansiyelini giderek daha fazla içinde barındırıyor. İki ülkenin silahlı unsurlarının dünyanın herhangi bir bölgesinde karşı karşıya kalma olasılığı her geçen gün artıyor. Ege’de ya da Akdeniz’de BAE uçakları Türk uçaklarıyla Yunan hava sahası ya da yetki alanı zannettikleri bir yerde angaje olma ihtimalini ne yazık ki dışlayamayız.
İlişkilerin bu tatsız durumuyla ilgili en yaygın kabul gören açıklama Türkiye’nin İhvan ve İhvan geleneğinden gelen örgütleri desteklemesi, BAE’nin de İhvan’ı kendisi için tehdit addetmesi. Deniyor ki BAE’nin bu yüzden Mısır’da Sisi’nin, Libya’da Hafter’in yanında yer alıyor. 15 Temmuz darbe girişimini desteklemesi, Türkiye’nin Suriye’deki çıkarlarını hedef alması, şimdi de Yunanistan’la dayanışma için Girit’e uçak göndermesi hep bu nedene bağlanıyor. Türkiye ile BAE arasında bölgesel rekabetten söz ediliyor.
***
Sorunların nedenini iki ülkeyi yönetenlerin kişiliklerinde arayanlar da var. Bir başka açıklama ise BAE yöneticilerinin Amerika’ya, Avrupa’ya yaranmak için Türkiye karşıtı oldukları, Türkiye’yi araçsallaştırdıkları yönünde. Hangisinin doğru olduğunu, kestirebilmek güç. Benim umudum araçsallığın rol oynamış olması olması yönünde. Çünkü o zaman işimiz daha kolay. ABD ile uzlaştığımızda, optimum çıkarlarımızı koruyan büyük bir “büyük pazarlık” yaptığımızda, BAE ile de sorunumuz kalmaz.
Ama dünya siyasetinde umuda bel bağlanmaz. Zaten BEA de Türkiye’yi büyük bir olasılıkla araç değil amaç olarak görüyor, bizi doğrudan hedef alıyor, elindeki imkanlarıyla, kurduğu ittifaklarla bariz bir şekilde zorlamaya çalışıyor. Başlangıçta belki sadece Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı şeklinde formüle edilmiş olan Türkiye politikası, zaman içinde topyekûn bir Türkiye karşıtlığına dönüşmüş durumda. Onların hedefinde belli ki bir kişi ya da parti değil üretilen ve sonradan tüm Türkiye’ye mal olan politikalar var.
Bana öyle geliyor ki iktidarda kim olursa olsun Türkiye gelinen noktadan, edinilen kazanımlardan geri adım atmadığı, Suriye, Libya, Katar, Kıbrıs, Akdeniz’deki çıkarlarını gözden çıkartmadığı sürece Basra Körfezi’nin bu küçük ama tehlikeli ülkesiyle ilişkileri normalleştirmek kolay olmayacak. Bizim BAE’yi baskı altında tutmanın, caydırmanın, maceralara atılması önlemenin ve ilişkilerimizi ticari çıkarlarımıza zarar vermeyecek şekilde yönetmenin yollarını şimdi olduğu gibi bundan sonra da aramamız gerekecek…
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025
12.10.2025
8.10.2025