Mensur Akgün
Magnus Jacobsson İsveç Parlamentosu’nun bir Hıristiyan Demokrat üyesi. Göteborg Üniversitesi’nde okumuş, partisinin gençlik kollarında uzun yıllar çalıştıktan sonra 2018’de milletvekili olmuş. Christian Tybring-Gjedde milliyetçi, aşırı sağcı İlerlemeci Parti’nin Norveç Parlamentosu’ndaki milletvekili. Mültecilerden korkuyor, İslam ve Müslüman karşıtı görüşleriyle biliniyor.
İki komşu ülkenin iki parlamenterinin bu köşede yer bulmalarının nedeniyse aynı insanı iki farklı nedenden dolayı dünyanın en prestijli ödüllerinden birine aday göstermeleri. Jacobsson’un gerekçesi Kosova ile Sırbistan arasında imzalanan anlaşma, Tybring-Gjedde’ninki İsrail-BAE yakınlaşması. Aday gösterdikleri isim de tahmin edebileceğiniz, belki de bir yerlerde okuduğunuz gibi ABD Başkanı Donald Trump.
Trump’ın seçilebilme, yani 2021 Nobel Barış Ödülü’nün alabilme şansı sıfıra yakın. Hiç kimse bunun mümkün olduğuna inanmıyor. Zaten 2009’da Barack Obama’ya dünya barışı için elini kıpırdatmadan verilen ödül yeterince utanç vericiyken, Oslo Nobel Komitesi’nin liberal üyeleri bana kalırsa bir hata daha yapmaz. Üstelik de görüşlerini benimsemedikleri bir aday görüşlerini hiç benimsemedikleri insanlar tarafından önerilmişken.
* * *
Ancak önerilebiliyor olması bile dünyanın geleceği açısından düşündürücü. Çünkü bu normatif değerlerde ciddi bir kırılmaya, ön kabullerde endişe verici bir kayışa işaret ediyor. Belli ki artık böylesi bir liderin bile böylesi bir ödülü almaya hakkı olduğuna inanan bir kitle var. Hem de İskandinavya’nın bir zamanlar dünya için emsal gösterilen iki önemli ülkesinde. Olof Palme’nin İsveç’inde, Gro Harlem Brundtland’ın Norveç’inde.
Nihayetinde ırkçı ve ayrımcı olduğu tartışmasız bir liderden, dünya sisteminin temel değerlerini ayaklar altına alan bir insandan, Filistin sorununun tüm yerleşik parametrelerini göz ardı edip sadece İsrail’in, daha doğrusu Netanyahu’nun ve diğer aşırıların beklentilerini karşılayan bir plandan söz ediyoruz. Tüm silahsızlanma ve silahların kontrolü antlaşmalarını birer birer yok eden bir başkana Nobel Barış Ödülü verilsin deniyor.
Ama bunlar bizi şaşırtmasın çünkü dünya çok hızlı değişiyor. İsviçre gibi bir ülke Amnesty International’dan Birleşmiş Milletler’e kadar pek çok örgütün tepkisini çeken insanlar haklarını ihlal etme potansiyelini içinde barındıran bir terörizm yasasını kabul etmeye çalışıyor. Hukukçuların görüşleri dikkate alınmıyor, aylardır yapılan uyarılar işe yaramıyor. Polonya Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini kısıtlıyor, Macaristan her geçen gün daha fazla otoriterleşiyor.
Artık demokrasi ve insan hakları fazilet olmaktan çıktı. NATO, demokrasiyi korumak için kurulduğu iddiasını çoktan unuttu. AİHM Başkanı’nın Türkiye ziyareti dahi kendi başına bir emsal niteliğinde. Giderek daha az sayıda devlet başkasının insan hakları ihlallerini gerçekten önemsiyor. Darbeler meşru kabul ediliyor, Kaşıkçı cinayeti gibi insanlık dışı olayların dahi üstü örtülebiliyor.
Neden böyle olduğunun tek bir açıklaması yok. Suriye ve Libya’dan teröre, oradan da müdahalelere, adaletsizliklere, mülteci akınlarına kadar uzanan bir dizi “teori” var sebep-sonuç ilişkisini kurmaya talip olan. Kimileri sebebi tercihlerde, kimileri dünya sisteminin adaletsiz yapısında arıyor. Bazıları bu değişimi kaçınılmaz addederken, bazıları da iradi tercihlere dayandırıyor. Keşke şu olmasaydı, keşke bu olmasaydı diyenlerin sayısı da hiç az değil.
* * *
Fakat sebebi ne olursa olsun 75 yıl önce kurulan düzenin temel normlarının değiştiği kesin. İkinci Dünya Savaşı’nın galiplerinin kurdukları düzenin üstüne oturttukları meşruiyet algısı ciddi şekilde farklılaştı. Nazizm’e ve Faşizme karşı verilen, içinde soykırımı yaşanan bir savaşın ardından kurgulanan ve Soğuk Savaş’ın parametreleri içinde güçlenen, ideoloji haline gelen anlayış değerini yitirdi.
Avrupa derseniz Brexit ile birlikte ahlaki referans noktası olmaktan çıktı, başladığı yere döndü ekonomik birliktelik haline büründü. Fransa ve Almanya AB’yi farklı kutuplara doğru çekiyor. Rusya ve/veya Türkiye karşıtlığında birleşebilirlerse jeopolitik birlik olma olasılıkları da ortaya çıkabilir. AB yakında bildiğimiz AB de olamayabilir. ABD’nin Avrupa’dan çıkışı ya da Avrupa’ya aşırı müdahalesi Almanya’nın savunma doktrinine yansıyabilir.
Tüm bunlar bize daha iyi, daha adil, daha ahlaki bir dünyadan çok, daha kötüsünü, daha adaletsizini, daha çıkarcısını vadediyor. 10 yıl, hatta 5 yıl önce olsaydı bu akışı değiştirebileceğimizi, emsal yaratabileceğimizi söylerdim. Kim bilir belki hala yapabiliriz, her şeye rağmen demokratik, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne samimiyetle inanan bir ülkede yaşayabilir, başkalarına yine örnek olabiliriz. İyi ve huzurlu bir tatil günü dileğiyle…
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
13.07.2025
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024