M.Latif YILDIZ
1980 yılı 10 Nisan günü onca yıl geçmiş olsa da dün gibi aklımda. Diyarbakır Dağ Kapıda okuduğum Öğretmen Okulunun yanı başındaki Hastanende yatan babam gözümün önünde. En son 37 yıl önce 26 Şubat 1980 Salı günü beyaz çarşaflar içinde gördüm. Prostat tanısıyla ameliyat olacaktı. Şekeri düşmediği için Tıp Fakültesine kaldırıldı. Ameliyat başarılı geçti dediler. Her telefonda “çok iyidir” diyorlardı. Ama aklım hep ondaydı. “Bugün nasıldır” soruma hep “iyidir” sözünü duyardım.
Bir gün Batman’ın ilk kurulan çarşı mahallesi 702. Sokaktaki evine getirdik dediler, mutlu olmuştum. Taburcu olmuş, iyileşecek eski günleri beraber anacaktık. Yine de her gün soruyorum; “bugün nasıl?” Cevap hep aynı “iyidir merak etme.” Ta ki 10 Nisan Perşembe günü saat 17.00 de Batmandan telefonun var dediler. Nedendir bilmem içimden bir şey koptu. O an kalbim duracak gibi oldu. Kötü haber geleceği kalbime doğmuştu. Arayan kardeşim Mahmut’tu. “Babamız komada dedi.” Saat 21.45 te Konya’dan otobüse bindiğimden 1 saat 15 dakika önce rahmeti rahmana kavuşmuştu, cenazesine yetişemedim.
Yazık ki babamın durumu benden gizlenmişti. Doktor kardeşim ve ağabeyim “kanser” gerçeği biliyorlarmış. Ameliyattan sonra doktorlar “babanızı eve götürün; çocukları arasında vefat etsin” demişler. Babamdan da gizlenen acı gerçeği vefatından sonra öğrenecektim. Belki de son durumunu görmeden, ameliyattan önceki iyi haliyle hatırlamak bana teselli veriyordu. Akrabalarım beni böyle teselli etseler de bir yanım eksik kaldı.
Haşa isyan değil, Allah’a karşı gelmek asla değil, takdiri ilahiye boynumuz kıldan ince, babam İslam inancına sahip olarak bizi yetiştirdi. Çünkü o Melleydi, o Seydaydı (Türkçe karşılığı profesör) o âlimdi. Amma çok kimsenin babasına ölümü yakıştırmadığı gibi ben de babamı emekliliğini yaşayamadan erken yaşta fani dünyadan ayrılmasını yakıştıramadım.
Zaman ve mekân açısından içimden hala atamadığım çok ince bir sızıdır. Her 10 Nisan yaklaştıkça sızı biraz daha artıyor. Yüreğim onsuzluğa zor alışıyor. Çünkü o hayatı boyunca suskun seven, sessiz ve gizli üzülen, en zor anında bile yıkılmayan ve beni çok seven adam gibi adamdı Seydaye Melle Abdülkerim.
Ve babam gitmişti, demek babalar ölünce insanın bir yanı eksik kalıyor. 37 yıl sonra “neyin eksik hayatta” deseniz “yeri doldurulmayan babam” derim. Babaları ölenlerin çoğu söz konusu oldu mu sessizce düşünür; ben hem düşünür hem de içimi satırlara dökerim. O yüzden üzmeyin kırmayın babanızı. Yaşam geri dönüşü olmayan ayrılıkla noktalanıyor. Öyle bir ayrılık ki Nisan yağmurunda esen rüzgârda benim gibi babanızın kokusunu ararsınız.
Haz. Muhammed (s.a.v.) “baba cennetin orta kapısıdır” der.
Bir de: “Baban giderse, başı dumanlı dağın gider, atan gider, sırtın gider. İki kapılı bu handa menzile erişen yolun gider. Baban giderse darda yetişen elin gider, aklın gider canın gider. Şu dağlanmış yüreğinde çocuk kalmış yanın gider. Baban giderse öpülecek elin gider, bayram gider.” Tarifi zor babayı şair ne güzel anlatmış. Bir başka şair de şöyle demiş:
“Kim derdi ki baban gidecek, Cansız bedeni kefen giyecek, Toprağının üstünde otlar bitecek.” Bu mısralardan yola çıkarak düşünen evlat için baba ruhun aynası, kalbin ışığı, yüreğin sesidir. O yüzden babam benim için hiç gitmedi. Gözlerimin baktığı her yerdedir.
Mart ayında Batman’daydım, babamı da ziyaret ettim. O çok sarıldığım beden yerine mezar taşına sarıldım. Birçok evladın öpmedikleri yüzünü doyasıya öpmek için hasret çektim. Babasızlık zor; elini öpmek isterken toprağını öpüyorsun. O yüzden bu gün babası eve gelen evlatlara söyleyeceğim tek şey babanızın kıymetini bilin.
Babalara yüksek sesle bağıranlar, bağırmakla yetinmeyip kızanlar; Biliniz ki bazıları babayı öpmek için buz gibi mezar taşına ve toprağına yüz sürüyor. Babanızın teni hala sıcak iken sarılın, elini, yüzünü öpün. Unutmayın ki ölüm diye bir şey var. Babanızın değerini sağ iken bilin. O sağ iken dayandığınız güçtür, size en büyük kuvvettir, sırtınızı dayandığınız duvarınız; hatta dağınızdır.
Bu yazıyı okuyanın inancı, dini, mezhebi ne olursa olsun İslam inancı ve dininin emri ile yazımı bitireceğim. Kur’an dan İsra Süresi 17/23 ayette der ki: “Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara ‘öf’ bile deme; onları azarlama; onlara tatlı sözler söyle.” Babası ve annesini kaybedenlere Allah rahmet eylesin. Kabirlerini nur, mekânları cennet olsun, sağ olanlar iman, sağlık, mutluluk, barış içinde yaşasın. ÂMİN.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.06.2021
7.09.2020
14.07.2019
13.07.2019
9.02.2019
26.11.2018
9.02.2018
10.04.2017
4.02.2016
6.02.2016