M.Şükrü HANİOĞLU
Erken Cumhuriyet'in ırk kuramları aracılığıyla ulaşmaya çalıştığı hedef "siyasî Türkleştirme" siyasetlerinin amaçlarından farklı değildi. Bu nedenle gerçekleştirilen antropometrik çalışmalar da türdeş bir millet inşa etmeye çalışıyordu
Erken Cumhuriyet ideolojisinin ırk kuramlarından yoğun biçimde yararlanmasının nasıl yorumlanacağı üzerinde başlatılan tartışma oldukça karmaşık bir konunun aydınlatılabilmesi açısından önemlidir.
Dönemle ilgilenenlerin açıklamakta güçlük çektikleri bir husus 64.000 denek üzerinde yapılan ölçümlerle ülkenin antropometrik haritasını hazırlamaktan, mezardan çıkarılan kafatası incelenerek, "devşirme" olduğunu bizzat kendisi vurgulayan Mimar Sinan'ın "ırken de Türk" olduğunu "ispata" varan ölçüde fizikî antropoloji temeline dayanan bir ulus yaratma projesinin nasıl aynı zamanda kapsayıcı, kapısı herkese açık Türk üst kimliğini savunmuş olduğudur.
İlk bakışta birbiriyle çeliştiği izlenimini veren bu yaklaşımlar incelendiğinde onların pragmatik devlet kurucuları tarafından aynı amaca ulaşmak için kullanılan araçlar oldukları anlaşılır. Bu alanda vurgulanması gereken husus ırk kuramları yardımıyla inşa edilen "antropolojik ulus" ile Durkheim ve Ziya Gökalp'in tezlerine dayanılarak yaratılmaya çalışılan "sosyolojik ulus"un birbirinden fazla farklılık göstermediğidir. Her ikisi de türdeş bireylerden oluşan bir "Türk milleti" tasavvuru ortaya koymuşlardır.
Birleştirici ırkçılık
Osmanlı entelektüelleri yirminci asır başlarında ırk temelli milliyetçilik fikriyle ilgilenmeye başladıklarında, Herbert Spencer'in, 1892'de, Japon devlet adamı Kentaro Kaneko'ya verdiği öğütün Türklere de ders olmasının gerektiğini savunmuşlardı. Spencer, Japonlara "ırklarının kalitesini düşürmemeleri için" Avrupa ve Amerikalılarla "karışmamalarını" tavsiye etmiş, yeni bir milliyetçilik yaratmayı hedefleyen söz konusu entelektüeller ise Türklerin de "ırklarının saflığını" korumalarının yararlı olacağını savunmuşlardı.
Ancak 1904 sonrasında Türk entelektüelleri arasında kendisine çok sayıda taraftar bulan "ırk saflığı" tezi, Erken Cumhuriyet'in antropolojik ulus inşa projesinde bir kenara bırakıldı. Yeni rejim ırk kuramları aracılığıyla farklı grupları dışlamayı değil onlara medeniyet kurucusu büyük bir ırkın üyeleri olduklarını kabul ettirmeyi amaçlıyordu. Âfet İnan, Pittard denetiminde on binlerce denek üzerine yaptığı ölçümler sonucunda "Türkiye'de ırk birliği mevcuttur" neticesine ulaşıyordu.
Türk Tarih Tezi ile de vurgulanan "ırk" yaklaşımı o denli geniş bir zaman dilimini kapsıyordu ki, 1930'larda Anadolu'da mevcut olan etnik ve dinî farklılıklar onun içinde bütünüyle anlamsız kalıyordu. Kumtepe'de bulunan neolitik, Alacahöyük'teki iki proto- Hitit iskeleti ile incelenen diğer Hitit, Selçuk ve Osmanlı kadavralarının kafa karineleri 81.32 ilâ 86.51 arasında değiştiği ve kemik yapıları da benzeştiği için "Türkiye topraklarının bakır devrinden beri aynı ırkî vasıfları taşıyan ve Orta-Asya'dan türlü nedenlerle gelen bir halk ile meskûn" olduğu ortadaydı. Dolayısıyla Oğuz Türkleri Anadolu'ya geldiklerinde orada "ırk kardeşlerini" bulmuşlardı.
Hitit, Frigya, Selçuklu, Osmanlı benzeri "siyasî isimler [ve dinler] değişmiş, fakat etnik karakter hep aynı kalmıştı." Aynı antropometrik ölçümlere sahip modern Türkler de bu binlerce yıllık ırk geçmişini "pek haklı olarak tevârüs" etmişlerdi. Alacahöyük'de bulunan motiflerin daha sonra Türk halılarında kullanılması, Hititlilerin güneş ve geyik gibi sembollerinin Türklerce de kutsal kabul edilmesi bunu kanıtlıyordu.
Erken Cumhuriyet'in ırk kuramları ve antropometrik ölçümlerle "ulaştığı" sonuç, kendilerini farklı zannedenlerin de brakisefal ve leptorrhinien Homo-Alpinus ırkının üyeleri, siyasî terminoloji kullanılırsa "Türk" oldukları idi.
"Millî ırk toprağı Türkiye"
Dolayısıyla Erken Cumhuriyet ırk kuramları aracılığıyla Türk olmayanları dışlamayı değil, herkesin "ırken" de Türk olduğunu ispata gayret ediyordu. Nitekim Âfet İnan, hocası Pittard'ın evvelce yapmış olduğu çalışmalarda Kürt ve Lazlara ait burun ölçümlerini Türklerinkinden ayrı olarak sınıflandırmasını eleştirerek tasnifin "Laz, Kürt gibi kabile isimlerine göre" değil, "ırk birliğine sahip" bir ülkenin coğrafî bölümleri temel alınarak yapılmasının gerekliliğini vurgulamıştı.
Anadolu'nun merkezinde yoğunlaşan brakisefal kafataslı kitleler nedeniyle "Türkiye'yi millî ırk toprağı diye kabul edersek," uç bölgelerdeki ufak tefek "karışmaların" ehemmiyeti kalmıyordu. Doğu Anadolu ve Trakya'da çok sayıda dolikosefal kafataslı insan vardı. Ama bu bölgelerde dahi brakisefaller çoğunluğu oluşturuyordu. Âfet İnan, bu açıdan bakıldığında "Atatürk'ün hükûmet merkezini Ankara'da kurmakla sanki bu ırk birliğinin varlığını da önceden hissettiğini" ileri sürüyordu.
Dolayısıyla ders kitaplarında "tarihin en büyük cereyanlarını yaratmış" olduğu vurgulanan Türk ırkı, "yurtlarının hudutlarındaki" komşu ırklarla "karışmış;" ama "Türk ırkının bariz ve uzvî vasıfları hâkim kalmıştı." Bu nedenle pek çok ülkede gerçekleşmeyen bir durum ortaya çıkarak "böyle büyük bir ırk, bir millet halinde görülmüştü."
Son tahlilde Erken Cumhuriyet'in ırk kuramları aracılığıyla ulaşmaya çalıştığı hedef "siyasî Türkleştirme" siyasetlerinin temel amacından farklı değildi. O siyasetler gibi kendilerine "bilimsellik" atfedilen ırk kuramları ve antropometri de nüfûsun ezici çoğunluğunu "türdeşleştirmeye" çalışıyordu.
Irk kuramlarının bu şekilde kullanımı, "1071'de Anadolu'da ırk kardeşlerini bulan Türklere," Anadolu'ya otonkton etnik gruplardan sonra geldikleri yolunda bir itirazın yöneltilmesini de önlüyordu. Balkan Harpleri'nden sonra büyük şehir ve bölgelerin benzer gerekçelerle Yunanistan ve Sırbistan'a bırakıldığını gören, Akdeniz kıyılarına Asyalı Türklerin yerine "Yunan ve Romalıların torunlarını yerleştirme" iddiasıyla ortaya çıkan Lloyd George'a karşı savaşan Cumhuriyet kurucuları için ise bu yabana atılamayacak bir getiriydi.
Apolojetik mi yaklaşalım?
Erken Cumhuriyet'in ırk kuramları ve antropometri kullanımının temelde dönemin siyasî Türkçülüğününkine benzer bir "asimilasyon"u hedeflemesi onun ciddî sorunları da beraberinde getirdiği gerçeğini unutturmamalıdır.
Bu kuram Belleten dergisindeki akademik makalelerden, Cumhuriyet ve Ulus gazetelerindeki siyasî yazılara süzüldüğünde, Boule, Montandon ve Pittard'ın tezleri Mahmut Esat Bozkurt, Recep Peker ya da Şükrü Saraçoğlu tarafından yorumlandığında hiç de birleştirici olmayan, fazlasıyla "dışlayıcı" bir ırkçılığa dönüşebiliyordu. Bunun günümüze yansıyan etkileri ise pragmatik amaçlarla da olsa "ırk temelli ulus inşa" çabalarının ne denli sakıncalı olabileceğini ortaya koymaktadır.
Dönemin siyasî Türkçülüğünün benzer neticelere nasıl ulaşabildiği ise ayrı bir yazı konusudur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018