M.Şükrü HANİOĞLU
Yunanistan seçimlerinin Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) tarafından kazanılması Türkiye'de hangi siyasal örgütlenmenin bu harekete karşı geldiği tartışmasını başlattı.
Muhafazakâr Science Sociale hareketi takipçisi Sabahaddin Bey'den "liberalizm kurucusu," dindar Anadolu tüccarından "Protestan ahlâklı kapitalist" çıkarabilen literatimiz sığ benzemetlerle, CHP, HDP ve AK Parti'nin SYRIZA'nın Türkiye'deki karşıtları olduğu yolunda tezler üretmekte gecikmedi.
Bu benzetmeleri ortaya koyanlar şüphesiz Avrupa solunun karşılaştığı ideolojik tıkanma kadar toplumumuz gerçeklerini de yeteri kadar kavrayamamaktadırlar.
Krizin kapsamı
Yirminci yüzyılın son çeyreğinde başlayan global ekonomik buhran, yapısal nedenli yeni krizleri tetikleyen, içinden çıkılamayan bir sarmala dönüşmüştür. Avrupa sosyal demokrat partileri bu dönemde karşılaşılan devâsâ sorunlara cevap verebilecek kapsamlı siyasetler, Keynesyen parametreleri aşan yaklaşımlar üretememişlerdir.
Genel eğilim olarak ortaya çıkan, neoliberalist siyasetleri taklit ederek, bunlar aracılığıyla yaratılacak artı değerle sosyal programları sürdürme çabaları sınırlı başarılar yaratabilmiştir. Bu yaklaşımı benimseyen sosyal demokrat hareketler neoliberalist siyasetleri hayata geçiren merkez sağ partilerden sadece harcama kalemlerinin kapsam ve alanları konusunda ayrılmışlardır.
Azınlıkta kalarak neoliberal yaklaşımları şiddetle eleştiren ve bu temellere dayanan düzenin çökeceği varsayımıyla hareket eden sosyal demokrat hareketler ise daha büyük bir hayâl kırıklığı ile karşılaşmışlardır.
Colin Crouch'un çarpıcı ifadesiyle ekonomik "neo-liberalizmin tuhaf bir şekilde ölmemesi," tersine beklentiyle siyaset geliştirmeyen, geçici bir parantezin kapanması sonrasında eski tezleriyle toplumu ileriye götüreceğini varsayan sosyal demokat kesimlerin şaşkınlık dışında bir tepki verememesine neden olmuştur.
Sosyal demokrasinin siyaset üretememesi bilhassa krizin etkili olduğu bölgelerde radikal yaklaşımların alternatif olarak sivrilmesine yol açmıştır. Ciddî "sol gelenek"e sahip toplumlarda, sosyal demokrat partiler karşısında sonu gelmeyecek izlemini veren bir gerileme yaşayan hareket ve ittifaklar bu süreçte ön plana çıkmışlardır.
Bu açıdan bakıldığında, söz konusu krizin Avrupa'da en belirgin biçimde hissedildiği ülke ve güçlü bir "sol gelenek"in mirasçısı olan Yunanistan'ın bu alanda başı çekmesi, onu benzer özelliklere sahip İspanya'nın izleyecek olması tesadüfî değildir.
Büyük değişim
Dolayısıyla 2004 sonrasında ivme kazanan ve geçtiğimiz günlerde ülke yönetimine gelen SYRIZA hareketine uzun süredir "Avrupa'yı değiştirecek büyük bir eylemin habercisi" olarak bakan Slavoj Zizek benzeri entelektüeller, Yunanistan seçimleri ile gerçekleşenin global bir devrimin işaret fişeği olduğunu ileri sürmektedir.
Bu yaklaşımlara göre SYRIZA, Nelson Mandela'nın Güney Afrika ya da Luiz Inacio Lula da Silva'nın Brezilya'da yaptığından farklı olarak radikal değişim sloganıyla iktidara geldikten sonra global kriz sarmalını yaratan çevrelerle uzlaşmayacak, onun doğurduğu sorunlara cevap verecek siyasetler üretecektir.
SYRIZA'nın böylesi beklentileri karşılayacak bir program üretip, bunu yerleşik sistemin baskılarına karşılık uygulayabilme alanında ne denli başarılı olacağı süreç içinde görülecektir. Sosyal demokrasinin cevaplayamadığı tepkileri etkileyici bir söyleme dönüştürmeye muvaffak olan bir hareketin geliştireceği siyasetler sadece Yunanistan değil, Avrupa ölçeğinde, hattâ global düzeyde bir değişimin kapısını açabilir. Bunların üretilememesi, söylem ötesine geçilememesi ise hareketin ileride kısa süreli bir parantez olarak hatırlanmasına neden olabilir.
Türkiye temsilcisi
SYRIZA'nın Türkiye temsilcisinin hangi siyasal örgütlenme olduğu konusunda fikir yürütenler, toplumumuzun bu hareketi doğuran süreçlerin büyük çapta dışında kaldığı gerçeğini unutmaktadırlar.
Herşeyden önce Türkiye'de uluslararası ekonomik düzenden kaynaklanan sorunlara "cevap veremeyen" bir sosyal demokrasi bile varolmamış, global düzen eleştirisi marjinal siyasete ait bir konu olarak görülmüştür.
Söz konusu sorunların farkında dahi olmayan "Kemalist sol" kendisine "sosyal demokrat" pâyesi vermiş, ama 1930'lar devletçiliği ötesinde bir ufka sahip olmamıştır. "Ortanın solu," "demokratik sol" ya da "Anadolu solu" benzeri sıfatlar kullanarak kendisini "sol"da konuşlandıran bu hareket gerçekte milliyetçi-devletçi bir dünya görüşü ile "yaşam tarzı" ve "kimlik" siyasetleri yapmıştır.
Buna karşılık HDP'nin temsil ettiği hareketin zikredilen sorunları söylem düzeyinde sorguladığı doğrudur. Ancak bu hareketin de, son tahlilde, bir "kimlik siyaseti" eylemciliği olması nedeniyle SYRIZA benzeri bir kapsayıcılığa ulaşması mümkün değildir. "Türkiye partisi" olabilme konusunda sınırlı başarı elde edebilmiş bir hareketin, SYRIZA benzeri bir toplumsal çıkışa liderlik edebileceğini varsaymak gerçekçi değildir.
Benzer şekilde AK Parti'nin uluslararası düzene ve global dengelere yönelik eleştirileri temelde "siyasal"dır.
Bu parti siyaset sahnesinde bir ekonomik kriz sonrasında yükselmiş, ama, SYRIZA'yı iktidara taşıyan türde bir "global düzen" tepkisini değil, toplumun kaynaklarını kötü kullananlara yönelik "ulusal" düzeydeki hoşnutsuzluğu seslendirmiştir.
Bütün bunların ötesinde Türkiye'de Yunanistan'dakine benzer bir sol geleneğin bulunmaması da benzer girişimlerin geniş bir toplumsal tabana hitap etmesini önlemektedir. Yunanistan'ın global düzene karşı dile getirilen radikal tepkide öncü rolü oynamasının temel nedenlerinden birisi ülkenin yaşadığı ekonomik krizin çapı ise diğeri de toplumun kökü derinlere giden güçlü bir "sol gelenek"e sahip bulunmasıdır.
Değişim ve Türkiye
Değişik "kimlik siyaseti" biçimleri ve gelenek karşıtlığının "sol" olarak kavramsallaştırıldığı, tarihinde gerçek anlamda iktidar alternatifi bir "sosyal demokrat" yapılanma varolmamış Türkiye'de devletçi modernleşmecilik iki temel siyaset kutbundan birisini oluşturmuştur.
Bu kutbun Türkiye ve dünyadaki değişimlere cevap verme alanında fazlasıyla yetersiz kaldığı ortadadır. Buna karşılık, sosyal demokrat bir örgütlenme ve kitlesel tabana sahip "sol" yaratamamış bir toplumun, global düzene isyan bayrağı çekecek radikal bir hareketi iktidar alternatifi haline getirmesi olağanüstü koşulların oluşmaması halinde mümkün gözükmemektedir.
SYRIZA'nın global yansımaları olacağı şüphesizdir. Bunun, Ege'nin karşı yakasında yapay benzetmeler ve kitlesel boyuta ulaşamayacak taklitçilik biçiminde şekilleneceğini varsaymak ise kehânet değildir.
Sosyal demokrat bir hareket yaratamayan toplumumuzun neoliberalist ekonomi ve ona dayalı global düzeni sorgulayacak radikal bir hareketi iktidar alternatifi yapabilmesi kolay değildir
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018