M.Şükrü HANİOĞLU
DAİŞ'in hayalî "Batı-İslâmiyet medeniyetler çatışmasının" temel aktörü haline getirilmesi karşılaşılan sorunu çözme yerine onu daha çetrefilleştirmeye hizmet eder
Dinî hareketler ve eylemciliğin 1970'li yıllarda başlayan yükselişi, insanlığın gelişimini lineer "ilerleme" şablonlarıyla açıklayan kuramları içselleştirenler ile modernleşme teorisi savunucuları kadar sosyal bilimcileri de şaşkınlığa uğratmıştı.
Dinin kendisine biçilen "laikleşen ve bireyselleşmenin güçlendiği modern dünyada ayrıntı haline gelme" rolünü üstlenerek ve bilim karşısındaki mukadder yenilgisini kabûllenerek tarihin süresi dolan araçlar deposuna kaldırılma yerine güç kazanması ve işlevselleştirilmesi, bu kuramların öngördüğünden oldukça farklı bir dünyanın şekillenmekte olduğunu ortaya koyuyordu.
Din sosyolojisi ve Durkheim üzerine yazdığı eserlerle tanınan William Pickering, 1968'de "Din"i, benzer seçeneklerle rekabet halindeki bir "Boş Vakit Meşguliyeti" olarak tanımlamanın uygun olduğunu ileri sürmüştü. Fakat değişen dünyada dinler modernleşme kuramcılarını fazlasıyla şaşırtan bir rol üstlendiler.
Modernleşme kuramcıları açısından bu beklenmeyen gelişmeyi daha da "vahim" hale getiren gelişme söz konusu dinî hareketlerin Latin Amerika'da ortaya çıkarak Marksizm ile Hıristiyan öğretisini bağdaştıran Teología de la liberación benzeri "ilerici" kuramlar olmak yerine geleneğin saf halini yeniden üretmeye çalışan "gerici" yaklaşımlar biçimini taşımasıydı.
Küresellik
Bu açıdan değerlendirildiğinde geleneğin "saf" halini aslî kaynaklara dayanarak yeniden inşa etme ve egemen kılmaya çalışan, bu amaçla şiddet kullanımını meşrulaştıran ve bunu da siyasallaştıran köktenci hareketlerin yaygınlığının küresel karakterde olduğu belirtilebilir.
Değişik Budist, Hindu ve Hıristiyan inanışlarına dayanan ve Tokyo metrosunda Sarin gazı saldırısı gerçekleştiren Aum Shinrikyo, Jarnail Singh Bhindranwale'nin, "gerçek Sih anlayışını" yeniden egemen kılabilmek amacıyla şiddete başvuran takipçileri, ABD'de kürtaj kliniklerine saldırarak doktorları öldüren köktendinciler, Jim Jones'un Jonestown'daki Temple ve David Koresh'in Waco'daki Branch Davidians hareketleri gibi içe ya da dışa dönüş şiddet uygulayan Hıristiyan kültler, Gush Emunim benzeri, güvenlik güçleri ile çatışarak Yahudileri "vaad edilen topraklar"a yerleştirmeye çalışan yapılanmalar ve nihayet en çarpıcı örnekleri El-Ka'ide ve DAİŞ olan cihadî-selefî teşkilâtlar şiddet kullanan köktenci hareketlerin global karakterini ortaya koymaktadır.
Dolayısıyla özcü bir yaklaşımla "İslâmiyetin diğer inanç sistemlerine göre şiddete daha fazla cevâz veren bir din" olduğunu ileri sürmek, büyük bir iddia ile ortaya çıkarak bunun içini dolduramamak anlamına gelmektedir. Geleneği "saf" hali üzerinden inşa etmeye çalışan ve buna karşı çıkanları cezalandırarak dünyayı değiştirmeyi hedefleyen diğer dinî hareketler gibi cihadî-selefîlik de kutsal metinleri şiddet kullanımına cevâz verici biçimde yorumlamaktadır.
DAİŞ ve "Medeniyetler Çatışması"
Ancak buradan yola çıkarak cihadî- selefî aktivizmin fazlasıyla marjinal "İslâm" yorumunun bir buçuk milyarı aşkın üyesi olan bir toplumdaki egemen görüşü dile getirdiği, bir "medeniyet"in dünya görüşünü yansıttığı, Ebu Muhammed el-Makdisî, Ebu Basir el-Tartusî ve Ebu Mus'ab el-Zarkavî'nin tezlerinin Müslümanlar arasında yaygın kabûle mazhar olduğunu düşünmek ciddî bir hata olur.
Buna karşılık bu görüş Batı popüler kültür ve siyasetinde hakim olma eğilimi kazanmıştır. Bunun düşünsel arka planını da "Batı" ile "İslâm" arasında bir "medeniyetler çatışması" yaşandığı ve DAİŞ'in bu mücadelede Müslümanları temsil ettiği varsayımı oluşturmaktadır. Bu ise Samuel Huntington benzeri "medeniyetler çatışması" kâhinlerinin öngördüğü role uygun bir kostümün "İslâm"a giydirilmesidir.
Huntington, Soğuk Savaş sonrasının "yeni düşman" arayışlarına Oswald Spengler, Arnold Toynbee ve Carroll Quigley'in yapmış olduklarına benzer bir "medeniyet" kavramsallaştırması ile cevap verilmesinin anlamlı olduğunu savunmuştu. Bu yaklaşıma göre "İslâmiyet" "farklı bir uygarlık" idi. Bu medeniyet, mensuplarının "kültürlerinin üstünlüğüne duyduğu inanç" ve "güçsüzlükleri"nden kaynaklanan aşağılık duygusu nedeniyle "Batı" ile büyük bir çatışma yaşayacaktı.
Amartya Sen başta olmak üzere pek çok düşünür ve akademisyen, Huntington'ın aşırı genelleyici sınıflamasındaki sorunların altını çizerek buna dayanan öngörülerinin anlamsızlığını ortaya koymuşlardır. Buna karşılık, Batı popüler tartışmasında Huntington ve Bernard Lewis benzeri akademisyenlerin varsaydığı türde "değerlerimize düşman İslâm ile çatışma" tezi yaygın kabûl görmektedir.
Monolitik "medeniyet" kavramsallaşmaları üzerinden üretilen "Batıİslâmiyet" çatışması gerçekte hayalî olmanın ötesine geçememektedir. DAİŞ'in bu kurgunun temel aktörü haline getirilmesi ise anlamsızlık sınırlarını zorlamaktadır.
Karşılaşılan sorunun çözümü için herşeyden önde onun "doğru tanımlanması" gerekmektedir. Mesele, özcü değerlendirmeler yardımıyla iddia edildiği gibi, "İslâmiyet"in karakteri ve temel ilkelerinden kaynaklanmamaktadır. Bu nedenle onunla muhayyel "Batı" arasında bir "medeniyetler çatışması" da yaşanmamaktadır.
İlginin nedeni
Sorun "şirk"in önlenmesi, "müşriklerin bulundukları yere bakılmadan cezalandırılması" ve "tevhîd"in sağlanması amacıyla meşrulaştırılan ve on dördüncü asırda vefat eden Hanbelî âlim İbn Teymiyye'nin görüşleri ile desteklenen tezlerin "ortaya atılması" değil "bunların Müslümanlar arasında göreceli olarak daha fazla takipçi bulması"dır.
Benzer amaçlar ve geleneği yeniden saf biçimiyle inşa etme iddiasıyla ortaya çıkan diğer hareketlere katılım sınırlı olurken, önemli bir kısmı Batı Müslüman toplumlarından gelen gençlerin DAİŞ'in ilân ettiği Darü'l-İslâm'a "hicret"i, bu yapının şiddet çağrılarının karşılık bulması şüphesiz üzerinde durulması gereken bir olgudur.
Bunun nedenlerini araştırmak için bakılacak kaynaklar ise Kur'an, ehâdis ve fetavâ mecmuaları değildir. Benzer şekilde Huntington ve Lewis'in kumdan kuleler kolaylığıyla inşa edilen "medeniyetler"i bilgisayar oyunu rahatlığında çatıştıran kitapları da bu alanda fazla yardım sağlamayacaktır.
Buna karşılık on dokuzuncu yüzyıldan itibaren geliştirilen Batı emperyalist siyasetleri, I. Dünya Savaşı sonrasında hayata geçirilen düzeni, baskıcı kukla rejimlere günümüze uzanan süreçte sağlanan desteği ve yakın geçmişteki askerî işgalleri ele alan çalışmalar ile çok kültürlülüğü reddederek "Öteki"leştirdiği Müslümanları ikinci sınıf vatandaşlar olarak toplumun sınırlarına iten değişik Avrupa toplumlarının sosyolojik tahlilini yapan eserler
şüphesiz bu konuda yol gösterici olabileceklerdir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018