M.Şükrü HANİOĞLU
"Dersim'de ne oldu?" tartışması basit bir parti içi sorun olmanın ötesinde önemi haiz bir gelişme olup, demokratikleştikçe daha yoğun yaşayacağımız kolektif hafıza-resmî tarih çatışmasının ilginç bir örneğidir
1936 başında yürürlüğe konan "Tunceli Vilâyetinin İdaresi Hakkında Kanun"sonrasında gelişen olayların nasıl tanımlanacağı üzerine başlatılan tartışma, kolektif hafıza ile resmî tarih çatışması alanında verilebilecek ilginç misâllerden birisini oluşturmaktadır. Bu çatışmanın sığ "parti içi tartışma" boyutuna indirgenmesi, haiz olduğu ehemmiyetin anlaşılmasını önleyebilir.
Cumhuriyet tarih projesi
Bu çatışma resmî tarih projesinin ummadığı bir sorunla karşılaştığını da ortaya koymaktadır. Erken Cumhuriyet'in tarih projesinin iki temel amacı vardı. Bunlardan birincisi Türkler için, İslâmiyeti kabul etmelerinden önce yaşadıkları varsayılan bir"parlak geçmiş" inşa edilmesiydi. Türkleri, Neolitik çağda gerçekleştirilen global bir "medenîleştirme misyonu"nun kahramanları olarak sunan ve atalarının Müslümanlığı kabul etmeden önce "dünyayı eğiten bir ırk" olduğunu içselleştirmelerini hedefleyen tarih projesi, Osmanlı tarihini, bu "üstün ırkın" "çöküş dönemi" olarak kavramsallaştırıyordu.
Projenin bu bölümü kısa ömürlü oldu. Atatürk'ün vefatı sonrasında Tanzimat'ın 100. yıldönümü nedeniyle kaleme aldırılan derleme ve 1932 ve 1937'de toplanan ilk iki Tarih Kongresi'nin aksine 1943'teki toplantıda sunumların önemli bölümünün Osmanlı tarihine hasredilmesi değişimin ne denli hızlı gerçekleştiğini ortaya koyar.
Tüm dünya tarihini yorumlama iddiasıyla ortaya çıkan, fazlasıyla hayalî tarih projesinin temel sorunu bilimsel gerçeklerle bağdaşmamasından ziyade ortalama bireyin bu tarihle duygusal bir bağ kuramaması idi. M.Ö. 9000 yılında dünyaya medeniyet taşıyan atalar, Ubaid döneminde sulu tarımı başlatan Sümer, Hint- Avrupa dili konuşan Hitit büyükbabalarla bu tür bir ilişki kurulması zannedildiğinden çok daha zordu. Hitit Güneşi estetik olarak güzel olabilirdi; ama onunla, duygusal düzeyde, Süleymaniye ile kurulana benzer bir ilişki te'sisi mümkün olamıyordu. Süreç içinde bu tarih unutulurken Osmanlı tarihi yeniden "parlak geçmiş" olarak kavramsallaştırıldı. Proje ilk hedefine ulaşma alanında -marjinal bir etki göz ardı edilirse- başarısız olmuştu.
İnkılâb'ın eylemleri nasıl hatırlanmalı?
Projenin ikinci hedefi 1919 sonrasının, "Fransız İhtilâli"ne benzer biçimde kavramsallaştırılmasıydı. Bu alanda kurucu liderler, "cumhuriyet vatandaşları" olarak "siyasî" kimlik ve aidiyet geliştirecek bireylerin böylesi bir kavramsallaştırmayı kolaylıkla içselleştireceklerini varsayıyorlardı. Bu yaklaşıma göre nasıl Jaures Fransız İhtilâli'nin Sosyalist Tarihi'nde"Terör"ün "kaçınılmazlığını," "İhtilâlin birliğinin sağlanması" için gerekli olduğunu savunurken, olaya en sağdan bakan, temelde ihtilâli eleştiren Maurras bile "Terör'ün yabancı istilâsına karşı kullanılan vatansever bir araç"olduğunu vurgulamışsa, Cumhuriyet İnkılâbı'ndan bir asır sonra farklı siyasî fikirlere sahip "cumhuriyet çocukları" da 1919 sonrası uygulamalarına değişik sâiklerle sahip çıkacaklardı. Bu arada yaşananlar ise bir nesil sonrasından itibaren"devlet"in belgeleri çerçevesinde tarihselleştirilecekti.
Cumhuriyet kurucularının yanıldıkları iki husus vardı. Bunlardan birincisi kimliği ve aidiyeti sadece "siyasî" düzeyde tanımlayan Fransız vatandaşlığının 1922 sonrasında, etnik ve dinî kimlik ve aidiyetlerin kökleşmiş olduğu bir toplumda yeniden yaratılmasının neredeyse imkânsız olmasıydı. Buna karşın Cumhuriyet kurucuları birkaç nesil sonra Dersim olaylarına "analar ağladı; ama ülkenin birliği açısından gerekliydi, icraatlara sahip çıkıyoruz" şeklinde yaklaşılacağını, toplumun bunları "devlet"in belgelerinde dile getirildiği gibi bir "çıban temizlenmesi" ameliyesi olarak tarihselleştireceğini varsayıyorlardı.
Toplumun "cumhuriyet vatandaşı" kimliğini içselleştiren ve "aidiyet"i yalnızca siyasî düzeyde tanımlayan bireylerden oluşan bölümünün gelişmeleri böyle kavramsallaştırdığı doğrudur. Ama cumhuriyet kurucularının ileride ancak folklorik düzeyde yaşayabileceklerini düşündükleri dinî ve alt kimlikler (bu özgün olayda Alevî ve Kürt kimlikleri) bu tür bir kavramsallaştırmanın tüm toplumca yapılmasını engellemiştir.
Kolektif hafıza ve resmî tarih
Kurucu liderlerin ikinci yanılgısı, olayların bir nesil sonra sadece "devletin hafızası," yâni onun bıraktığı belgeler, çerçevesinde tarihselleştirileceğini varsaymalarıydı. Bu pozitivist yaklaşım, bireysel hafıza dışında bir "kolektif hafıza"olabileceğini ve bunun aktarılabileceğini kabul etmiyordu. Halbuki, Maurice Halbwachs'ın başta La Memoire collective (1950) olmak üzere, hafızanın sadece biyolojik değil kültürel düzeyde de varlığını sürdürdüğünü gösteren çalışmaları, bu kanaatin doğru olmadığını ortaya koymuştur. Halbwachs'ın savunduğu gibi bireyler, "hatırlama" faaliyetini kültürel bir araç olan dil aracılığıyla ve değişik toplum üyeleriyle diyalog kurarak gerçekleştirmektedir.
Dolayısıyla bireylerin olayları nasıl "hatırladıkları" topluluklarca şekillendirilmekte, toplumsal grupların üyeleri yaşanılan gelişmeleri grubun kolektif hafızasıyla "kaynaştırarak" hatırlamaktadırlar. Nitekim günümüzde Dersim olayları, Cumhuriyet kurucularının varsaydıklarının tersine, genellikle devlet hafızasına dayanılarak değil, "kolektif hafıza"çerçevesinde hatırlanmaktadır.
Sözlü tarih çalışmalarının gösterdiği gibi değişik grupların "kolektif hafıza"ları birbirleriyle ve o konuda geliştirilen "resmî söylem" ile taban tabana zıt olabilmektedir. Alessandro Portelli The Order Has Been Carried Out: History, Memory, and Meaning of a Nazi Massacre in Rome (2003) çalışmasında "Via Rasella Katliamı" olarak anılan olayın "hatırlanışının"buna verilebilecek güzel bir örnek olduğunu göstermiştir.
1944'te bir Alman inzibat birliği Roma'daki Rasella Caddesi'nden geçerken patlayan bir bomba otuzdan fazla askerin ölümüne neden olmuş, bunun üzerine çevreye rastgele ateş açan Almanlar çok sayıda kişiyi öldürdükleri gibi, tutukladıkları yüzlerce sivili de daha sonra intikam amacıyla kurşuna dizmişlerdi. Portelli'nin çalışması olayda yakınlarını kaybedenlerin büyük çoğunluğunun olayın sorumlusu olarak bombayı yerleştiren partizanları gördüğünü ve onu resmî söylemdeki gibi "işgale direnenlerin kahramanca eylemi" olarak değil "çok sayıda sivilin gereksiz yere ölmesine yol açan anlamsız terörizm" olarak kavramsallaştırdıklarını ortaya koymuştur.
Kendi örneğimize dönecek olursak Dersim'de ne olduğu konusunda oluşturulan "kolektif grup hafızaları" olayları resmî tarihin "medenîleştirme" ve "çıban tedavisi" kavramsallaştırmalarından oldukça farklı biçimde hatırlamaktadır. Dolayısıyla karşı karşıya bulunduğumuz gelişme basit bir parti içi çatışmasının oldukça ötesindedir. Demokratik toplumlarda geçmiş, farklı "kolektif hafıza"ların uzlaşmasıyla tarihselleştirilmektedir. Toplumumuzun henüz o noktaya ulaşmadığı doğrudur. Ancak "Dersim'de ne oldu?" tartışmasının da gösterdiği gibi bunu sağlayabilecek bir sürecin başladığını görmek zor değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018