M.Şükrü HANİOĞLU
Ludwig Büchner'in Madde ve Kuvvet kitabının günümüz Türkçesine aktarılması, toplumumuzun on dokuzuncu asırdan beri yaşadığı dönüşümde fazlasıyla etkili olan on dokuzuncu asır bilimciliğini anlamamıza yardımcı olacaktır
Felsefe tarihimizin önemli eserlerini büyük emeklerle yeni nesillere sunan Ali Utku ve Nevzat Yanık, 1911'de Baha Tevfik ve Ahmed Nebil tarafından yapılan çeviriye dayanarak, Ludwig Büchner'in Madde ve Kuvvet (Kraft und Stoff) kitabının transliterasyonu ile günümüz Türkçesine aktarımını gerçekleştirdiler.
Dindar Hıristiyanların İncil için kullandıkları, son dönem Türk edebiyatının önemli ürünlerinden birisinin ise başlangıç cümlesi olan "Bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti" ifadesinin hakkını veren modern kitaplardan birisi de hiç şüphesiz Madde ve Kuvvet çalışmasıdır.
Bu eser onu ya da bölümlerini okuyan bir neslin gerçekten de "hayatını değiştiren" bir kitaptı. Bu dönüşüm neticesinde, modern Türkiye'de insanlık tarihini bir "dinbilim" çatışması olarak sunan ilk kapsamlı kitabı kaleme alacak olan Adnan Adıvar'ın ifadesiyle "fikren en rahat" oldukları bir evreye geçen (Adıvar daha sonra bu "fikir rahatlığı"ndan kurtulmuştur) entelijensiyamız ve ulus-devlet kurucularımız, Madde ve Kuvvet'de özetlenen "bilimcilik"in temellerinden birisi olduğu bir ideoloji geliştirmişlerdir. Bu açıdan bakıldığında Madde ve Kuvvet en kuvvetli etkisini toplumumuzda gösteren, hepimizin "hayatını değiştiren" bir kitap olmuştur.
Dinsiz, felsefesiz toplum
Ludwig Büchner, tüm felsefe akımlarına Schopenhauer ve Kierkegaard'ın Hegel'i eleştirirken vurguladıkları "Primum vivere deinde philosophari (önce yaşa sonra felsefe yap)" ilkesi çerçevesinde karşı çıkıyordu. Vülger materyalistlerin "ne kadar fosfor o kadar düşünce," "beyin karaciğerin safra ürettiği gibi düşünce üretir," "insan ne yiyorsa odur" benzeri vecizeleriyle ortaya konulan bu basitleştirici "bilimcilik," entelektüel olmayan ancak eğitimli toplum katmanlarını hedef alıyordu.
Madde ve Kuvvet'in bu katmanlardaki bireylere en yalın biçimiyle verdiği mesaj ise alabildiğine açıktı: İnsan ve diğer yaşam biçimleri arasındaki farklılık "niteliksel" değil "niceliksel" idi. Madde ile kuvveti ayırmak imkânsızdı. Her şey maddeden ibaretti. Dolayısıyla tek "ölümsüz" olan da dinlerin ileri sürdüğü gibi "Tanrı" değil maddeydi. Büchner'in söylediği gibi bunlar ilk defa dile getirilen tezler değillerdi. Benzer görüşler başta Antik Yunan ve Hint filozofları olmak üzere eski çağlardan beri pek çok düşünür tarafından ortaya konulmuştu. Ama "ilk kez bu açıklıkla" söylenebilmelerinin temel nedeni "deneysel bilim"e dayanmaları idi. Büchner ve arkadaşlarına göre bu materyalizm, son tahlilde, "modern bilimin zaferi"ni ortaya koyuyordu. Bu aynı zamanda insanlığın din ile olan binlerce yıllık ilişkisinin de sonunu getirecek, onu özgürleştirecekti.
Tüm sığlığı ve mekanikliğine karşılık bu materyalizmin on dokuzuncu asrın en etkili popüler düşünce hareketlerinden birisi olduğu şüphesizdir. Madde ve Kuvvet, çağı sarsan Türlerin Kökeni çalışmasından önce yayınlanmakla birlikte vülger materyalistler, Darwin'in tezlerini kendi "büyük kuramlarını" ispatlayan analizler olarak yorumlayarak onları bilimcilikleriyle eklemleştirmişlerdi.
Madde ve Kuvvet'in uyandırdığı ilginin kapsamını ve neden çağın kutsal kitabı haline geldiğini ancak onu dönem bağlamında ele alarak anlayabiliriz. Günümüz okuyucusuna fazlasıyla sığ gelebilecek bu metin, bilimin dinleştiği ve felsefeleştiği bir çağın ilmihali olma iddiasındaydı. Diğer bir ifadeyle bilim, dinsiz yeni toplumun "dini," felsefesiz bir yaşamın da "felsefesi" olurken, Madde ve Kuvvet bunun nasıl gerçekleşeceğini anlatan el kitabı vazifesini görecekti.
Bilimcilik, ideoloji ve siyaset
Büchner ölmeden önce Madde ve Kuvvet'in yirmi baskı yaptığını ve on yedi dile çevrildiğini görmüştü. Sansür tarafından yasaklanması nedeniyle Rusya'da elle çoğaltılmış binlerce nüshası gizli olarak okunuyordu. Turgenev'in Babalar ve Oğullar'daki Bazarov karakteriyle vurguladığı gibi Madde ve Kuvvet'in özetlediği bilimcilik ilk olarak Nihilizm'i doğurmuştu. Dimitri Pisarev'in eserlerinde görülen "bilimin eski toplumu yerle bir edeceği," yeni bir yaşam biçiminin temellerini atacağı tezi, Alman bilimciliğinin Rus Nihilistleri tarafından yorumlanışını özetliyordu. Nihilizmi doğuran vülger materyalizm daha sonra bu tür etkiler yaratamamıştı. Gabriele d'Annunzio benzeri faşist entelektüellerin bilimciliği kullanmaları bir sebeb sonuç ilişkisini ortaya koymuyordu. Zaten önde gelen bilimciler farklı siyasî görüşleri benimsemişlerdi. Örneğin Cenevre'de siyaset yapan Karl Vogt anarşizme ilgi duyarken, İtalya'da senatörlüğe getirilen Jacob Moleschott muhafazakâr bir çizgiye kaymıştı. Bunun nedeni "dinsiz ve felsefesiz" bir toplumu doğuracak büyük değişim sonucunda siyasetin önemsiz bir detay haline geleceğinin varsayılmasıydı. Ancak yarım asrı aşan bir süre popüler düşünceye egemen olan bilimciliğin hayal ettiği değişim gerçekleşmedi. Asır sonu entelektüel inancının tersine dinler yok olmadılar. Bilimciliği kendi "diyalektik materyalizm"lerine kıyaslayarak "vülger" olarak nitelendiren Marx ve takipçileri, onu sığ bir "idealizm" olarak mahkûm ettiler (bilimciliği 1970'lerde Doğu Almanya'da rehabilite etme çabaları netice vermedi). Yeni Kantçılık hareketinden itibaren tüm felsefî akımlar ise bilimciliği "her şeyin madde olduğu ötesinde bir tezi olmayan," toplumu felsefesizliğe sürükleyecek bir akım olarak eleştirdiler.
Bilimciliğin şaşırtıcı zaferi
Büchner 1899'da öldüğünde gelecekte "gerçek"in peygamberi olarak anılacağını düşünüyordu. Bu gerçekleşmemekle birlikte, Madde ve Kuvvet'in özetlediği bilimcilik, yaratıcılarının akıllarından hiç geçmeyen bir toplumda kurulan yeni bir yapının temelini oluşturacaktı. 1880'lerden itibaren bu kitabın bölümlerini daha sonra ise tamamını okuyarak "hayatı değişen" bir neslin mensupları, bilimciliği Felsefe Mecmuası'nın yazılarından Ömer Seyfeddin'in hikâyelerine ulaşan bir alanın egemen düşünce sistemi haline getirmişlerdi. Bu toplumun geneli göz önüne alındığında oldukça ufak bir alandı, ama içine aldığı eğitimli kitle daha sonra bir ulus-devletin kuruluşunda liderliği üstlenecek, Avrupa'da "vülger" sıfatı yakıştırılan bu akım onlar aracılığıyla yeni yapılanmanın "yüksek fikriyâtı" ve kurucu ideolojisinin dayanaklarından birisi haline gelecekti. Bunun doğal sonucu "felsefesiz" bir topluma dönüşmek ve "bilim"in kendi ahlâkını yaratmasını beklemekti. Gerçekten de bir kitap bir toplumu ancak bu kadar değiştirebilirdi.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları







































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018