Mümtazer TÜRKÖNE
Hikâye, Karadenizli Tursun’un ABD’ye başkan tayin etmesine benziyor.
Vatan Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Mansur Yavaş’ın adaylığını ilan etmesi siyasî ahlâka uygun olmasa da zekâ yüklü bir çıkış olarak görülebilir. Bizans saraylarına özgü bu kurnazlık, üzerinde çok düşünülmüş, ölçüp tartılmış entrikalarla yüklü. Güya bir taşla birden fazla kuş vuruyor. Önce, hararetli bir şekilde kendisini gündeme yerleştiriyor. İkincisi, Mansur Yavaş’ın politik kariyerine ağır bir hasar veriyor. Üçüncüsü, “adayınız kim?” baskılarına maruz kalan Millet İttifakı’nın ortasına zaman ayarlı bir fesat bombası bırakıyor. Dördüncüsü, iktidar nezdinde kendine bir varlık sebebi icat ediyor ve kocaman bir aferin alıyor. Bu fesat bombasını etkili kılacak sermaye ise Mansur Yavaş’ın popülaritesi ve Ümit Özdağ’ın farklı partilere dağılmış Ülkücüleri mesajın alıcısı sıfatıyla hedef kitlesi olarak belirlemesi. Ne var ki attığı taş hiçbir kuşa değmiyor; çünkü muhalefetin gerçek gündeminde “Cumhurbaşkanı adayı sorunu” yer almıyor. Tek sonuç belki Mansur Yavaş’ın bir miktar yıpranması olabilir.
Erken başlayan “Millet İttifakı’nın adayı kim olacak?” sorusu, arada tuzağa düşenler çıksa da muhalefetin değil iktidarın öncelikli sorunu. Dev propaganda makinesi ve medya ordusu, saldırmak için sabırsızlıkla bir hedef isim bekliyor. Görüyorsunuz, iktidar tarafından gündeme getirilen isimler bile önce ağır balyozlarla parçalanıyor, sonra medya dişlileri arasında öğütülüyor, geriye un-ufak edilip hamur kıvamında bir kalıba dökülmesi kalıyor. Ümit Özdağ gibi fırsatçıların hemen açığa düşmelerinin sebebi ise şu: Millet İttifakı’nın insicamı ve geleceği kimin aday olacağına değil, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”in hangi plan ve program dahilinde inşa edileceğine bağlı. Sistemi değiştirecek geniş bir siyasi cephenin bir isim telaffuz etmesi ve adaya odaklanması abesle iştigal olur.
İkisi açıkça birbiriyle çelişiyor. Sistem değişikliğini olgunlaştırmak yerine çıkartacağı adaya odaklanan bir muhalefet cephesi toplandıkları yuvarlak masayı darmadağın etmiş olurdu. Muhalefet, 20 yıldır iktidarda olan popüler/karizmatik Erdoğan figürüne bir alternatif isim arayıp bulmayacak. Kimse çıkacak adayı Erdoğan ile mukayese etmeyecek. Nihayetinde bir emanetçi bulunacak, toplumun da güveneceği bu isim üzerinden anayasal düzeni tekrar parlamenter sisteme dönüştürecekler.
Doğrudan doğruya seçildiğinde çok büyük bir güce hükmedecek müstakbel cumhurbaşkanının, kendi dokunulmaz yetkilerinden vazgeçip kendi konumunu etkisiz hale getireceği bir siyasi planlama üzerinde mutabakat sağlanacak. Şubat ayındaki toplantıda mufassal bir metin halinde niyet açıklandı, şimdi bu niyet bir takvime bağlanacak. Parlamenter sistem için anayasada hangi maddeler değişecek, öncelik neye verilecek, kanun değişiklikleri nasıl yapılacak, parlamenter sisteme hangi takvimle geçilecek, geçildikten sonra yeni sisteme uygun bir erken seçim ne zaman olacak?… Tabii kolayı da var; Meclis’te anayasal çoğunlukla veya referandumla tek cümlelik bir tasarı ile 2017 referandumunun ve ona dayanarak çıkartılan kanunların iptal edilmesi de mümkün olabilir. Parlamenter sistemin “güçlendirilmiş” kısmı ise zamana yayılabilir. Bunların hepsi adayın kimliğinden çok daha önemli.
Siyasî inceliğe pek uymayan bir endişeye de cevap verelim: Şayet seçilen isim, ele geçirdiği yetkilerden vazgeçmez ve mevcut sistemde ısrar ederse? Mevcut sistemde bile Meclis çoğunluğunu karşısına alan birinin o makamda kalması imkânsız.
Akşener’in “ben başbakan adayıyım” sözünü hafife alanlar, “cumhurbaşkanı adayı olmayacağım”dan ibaret zannedenler yanlış düşünüyor. Bu söz, CHP’ye karşı söyleniyor ve bir iktidar iddiası taşıyor. Parlamenter sistemde hem yürütme hem de yasama kimin elinde olacak?
Ümit Özdağ gibi suret-i haktan görünüp, isimleri gündeme getirerek yıpratma tekniği Özal döneminde yaygınlık kazandı. Mizah ve entrika yüklü bu kampanyaları hatırlayanlar, iddialı-popüler politikacıların bu yöntemle nasıl tüketildiğini bilirler.
Önümüzde duran politik denklem, ekonomik krizin yükselttiği dip dalganın taleplerini, bir kurtarıcı isimle değil sistem değişikliği ile selamete taşımayı gerektiriyor. Objektif bir analiz size şunu söyler: Enflasyon ve yoksullaşma iktidarı ve kişileri aşan bir sistem sorunu ve sistem değişmeden çözüm mümkün değil. Kişilerle değil kurumlarla, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, ekonomik iktidarın hukukla denetimi gibi kurallarla çözülebilecek bir krizin içinde debeleniyoruz. Öyleyse çok cazip görünse de isimler üzerinde tartışmanın, isimler etrafında mucizevî çözümler aramanın hiçbir anlamı yok, bizler oturup sakin sakin sistem değişikliğini tartışanları ve çıkış yolu arayanları izleyeceğiz. Bırakın zenginin malı züğürdün çenesini yormaya devam etsin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025