Yığılca iki haftadır ayakta.

21 Ağustos Tarihinde Radikal Gazetesi’nde yayınlanan “ Düzce’nin ana kraliçeleri“ haberinde Yığılcalı kadınları küçük düşüren, Yığılcalıları sabah akşam kadına şiddet uygulayan, anayı, bacıyı, kızını cinsel olarak istismar eden, eve hapseden habere tepkililer.

 Gerçi konu yerel basına taşındıktan sonra Yığılcalıların olağanüstü tepkisi ile karşılaşan Radikal gazetesi, kısacık bir özür ve düzeltme metni yayınlasa da özür metninin kendisi de hukuken özürlü…

Açıklamanın özür bölümünde aynen şöyle diyor: “ Kovanda düzen kraliçe arıdan sorulur. İktidar ve güç kraliçe arıdadır. Kraliçe arının gücü DAGEM’de ilham olur. Hedef, evlerin kraliçeleri ile kovanların kraliçeleri arasında güçbirliği sağlamaktır. Çünkü yörede kadına şiddet ve ensest olayları çok yüksektir. Cümlesinde AİLE İÇİ EVLİLİK yerine yanlışlıkla ensest kelimesi kullanılmıştır. Düzeltir, özür dileriz.”

Ben hukukçu değilim. Bilgisine başvurduğum hiçbir hukukçu, gazetenin açıklamasında, aile içi evlilikten kastedilenin ne olduğunu mantıklı bir şekilde izah edemiyor. Radikal Gazetesi de zaten, akraba evliliği yerine “aile içi evlilik “ tanımını bilinçli olarak seçerek, güya özür dilemiş oluyor.

Meseleyi bir hukuk- ahlak tartışmasının içinde boğmak niyetinde değilim.

Mesele şu:

Bu toplumu kör, cahil ve dağ başındaki çoban olarak görenler bizleri hizaya sokmak için özel yetkiyle donatılmış olduklarını zannettiler.

Bu nedenle, giyim kuşamdan ne yiyip ne içeceğimize, ne dinleyeceğimize, inançlarımıza ve her türlü yaşam tarzımıza karıştılar. Müdehaleler ettiler.

Yığılca özelinde zuhur eden durumda aynen budur.

Proje sahipleri, Yığılcalı kadınları Nazım ustanın o unutulmaz “ KADINLAR “  şiirindeki “ … Soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen… “  gibi gördükleri için sabah akşam kocalarından dayak yiyen, aile içi ensest ilişkilerin kurbanı yaptılar.

Haberi yapanlar, haberi yapmaya vesile olanlar ellerinde kaç savcılık soruşturması, kaç mahkeme tutanağı var bunu bile yazma gereği duymadan,  genelleme yaparak Yığılcalıları zan altında bıraktılar.

DAGEM projesi ile Yığılcalı kadınların kurtarıcısı olmaya soyundular. Zaten projenin anlatıldığı amaç bölümünde, “ İktidarın ve gücün temsilcisi Ana kraliçe ( Projede, Düzce Üniversitesi Rektörü Sayın Şerifoğlu Ana Kraliçe oluyor herhalde) , beyaz atlı prens misali Yığılca’ya gelerek kadınları bütün kötülüklerden kurtaracak…

DAGEM projesinde anlatılan ana tema bu.

Projenin saha çalışması başarılı olursa kadınlar aile bütçelerine önemli katkılarda bulunacaklar. Kocaları tarafından evlere kapatılan kadınlar bu sayede sokağa çıkacaklar. Bir iş yapılırken ancak bu kadar fazla kaş göz çıkarılır. Bu bölgeye ancak bu kadar tepeden bakılır…

Ne Radikal Gazetsi’nin düzletme ve özür açıklaması, ne Sayın Şerifoğlu’nun vaziyeti kurtarmaya yönelik beyenatı Yığılcalıların öfkesinin dindirmeye yetmemiş anlaşılan.

Yığılca Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı, AK Parti İlçe Başkanı, Saadet Partisi ilçe Başkanı, Yığılca Arıcılar Birliği Başkanı, Yığılca Muhtarlar Derneği Başkanı ile Kocaeli ve Gebze’de yaşayan binler Yığılcalı, Radikal Gazetesi’ndeki habere, bu haber vesile olan Şerifoğlu’nu protesto ettiler.

Bir tek Yığılca Belediye Başkanı Sayın Bünyamin Şahin’den ses çıkmadı.

On gün önce Yazı İşleri Müdürümüz Tezcan Solmaz’ın telefonla görüştüğü Sayın Şahin, arkadaşımıza ‘ haberi okuduğunu ‘ söylemiş.

Yığılcalı sivil toplum örgütleri, Yığılca yerel basını haber çıktığından beri tepki verirken Yığılca Belediye Başkanı Sayın Bünyamin Şahin’in hiçbir şey olmamış gibi davranması, Yığılcalıları ve Yığılcalı kadınları aşağılayanlara tepki göstermemesini doğru bulmadığımı belirtmek isterim.

Telefon görüşmesinde Tezcan arkadaşımıza Sayın Başkan, ‘ ben Sayın Şerifoğlu’nun böyle bir şey söyleyebileceğine inanmıyorum ’  demiş…

Sayın Bünyamin Şahin! Siz, Şerifoğlu’nun avukatımsınız?

Unutmayın, oturduğunuz belediye başkanlığı koltuğunda onurları paspas edilen Yığılcalı kadınlarında alın teri var