Geçtiğimiz hafta Sayıştay raporları açıklandı. AK Partili belediyeler de CHP’li belediyeler de usulsüz harcamalarla gündeme geldi. Demek ki mesele parti değil; rant varsa, çürüme siyasetin üstünde birleşiyor. Vatandaş bunu görüyor. Bu yüzden kızgın, kırgın, umutsuz… Ve siyasetten uzaklaşıyor.

Ulusal medyada da görüyorsunuzdur; CHP’sinden AK Parti’sine, MHP’sinden diğerlerine kadar pek çok belediyede usulsüz harcamalar ayyuka çıkmış durumda.

“Tencere dibin kara, seninki benden kara” misali…

Muhalif medya AK Parti ve MHP’li belediyelerin usulsüz harcamalarını haberleştirirken, iktidar medyası da CHP’li belediyelerin usulsüz harcamalarını gündeme getiriyor.

Son yazımdan yola çıkarak belediye şirketleri, şeffaflık ve vatandaşın sürece katılması üzerine yazmaya devam etmeyi düşünürken, gündeme bu kez seçmen davranışlarını raporlayan yeni bir araştırma düştü.

ASAL Araştırma’nın Kasım 2025 anketi açıklandı. CHP %32,8, AK Parti %31,2, diğer partiler birbirine yakın. Ama asıl çarpıcı veri şu: Kararsız seçmen %26,8. Yani her dört kişiden biri hiçbir partiye güvenmiyor.

Bugün Türkiye’nin en büyük partisi, kararsızlar.

Neden?

Ülke ağır bir ekonomik krizden geçiyor. Emekli ayın ortasını göremiyor, asgari ücret açlık sınırının altında. Kiralar uçmuş, faturalar yakıyor, market rafları cep yakıyor. Normal şartlarda bu tablo iktidarı zorlar, muhalefeti öne taşır. Adaletsizlik almış başını gitmiş, kurumlara olan güven ciddi bir erozyona uğramış ve bunun doğal sonucu olarak seçmen ne iktidara güveniyor, ne muhalefete umut bağlıyor.

Son anket sonuçlarıyla birlikte bugün Türkiye’de tablo artık daha net hale geldi.

Seçmen ne iktidarı ödüllendiriyor, ne muhalefeti alternatif görüyor. Kim çözüm üretmiyorsa, kim hesap vermiyorsa, kim halktan kopmuşsa hepsi aynı sepete atılıyor. O sepetin adı: Kararsızlar.

Seçmen diyor ki:

“Bana slogan değil, çözüm getir.”

“Bana vaat değil, plan göster.”

“Bana umut değil, somut adım at.”

Artık kimse eski siyaset ezberlerini yemiyor. İnsanlar bağıranları değil, sofraya ne koyabileceğini göstereni görmek istiyor.

Atanamamış öğretmen çözüm bekliyor. KHK mağdurları adalet istiyor. Çiftçi, tarımsal girdilerin düşmesini ve ürününe gerçek piyasa koşullarına göre ücret verilmesini talep ediyor. Milyonlarca emekli insanca yaşayabileceği maaş istiyor. Gençler, mülakatın kaldırılmasını ve fırsat eşitliğini istiyor.

Ve bunlara eklenen onlarca sorun… Hepsi şeffaf, adil ve somut çözümler bekliyor.

Bugün seçmenin bütün partilere mesajı çok açık..

Slogan değil, çözüm. Vaat değil, plan. Umut değil, somut adım.

Türkiye’nin en büyük partisi artık kararsızlar değil; çözüm bekleyen milyonlar.