Nevzat CİNGİRT

Zemheri Uzadıkça Uzadı…
22.12.2025
118

Takvimler değişti, mevsimler geçti…

Zemheri Uzadıkça Uzadı…

Ama Akçakoca’da bir bekleyiş hiç bitmedi.

Zemheri Uzadıkça Uzadı…

Üçüncü kış…

Zemheri Uzadıkça Uzadı…

Bir ülkenin vicdanı, en çok yaşlılarına nasıl davrandığıyla ölçülür.

Zemheri Uzadıkça Uzadı…

Akçakoca’da ise bu vicdan, üçüncü kışına girerken hâlâ derin bir sessizlik içinde.Zemheri Uzadıkça Uzadı…

2019 yılında “depreme dayanıksız” olduğu gerekçesiyle yıkılan Akçakoca Kızılay Yaşlılar Konukevi’nin yerinde bugün hâlâ tek bir çivi yok. Ne temel var, ne vinç, ne de umut veren bir tabela… Sadece molozlar ve yıllara yayılan bir bekleyiş.

Zemheri Uzadıkça Uzadı…

Aradan geçen zaman, o binada yaşamış yaşlıların belirsizliğini daha da ağırlaştırdı. Ekim 2023’te “geçici çözüm” denilerek Kaynaşlı’daki bir KYK yurduna taşındılar. O gün; politikacılar, belediye başkanları, devlet görevlileri ve Kızılay yetkilileri tarafından sözler verildi:

Zemheri Uzadıkça Uzadı…

“ Yeni bina kısa sürede yapılacak. Akçakoca’ya geri döneceksiniz.”

 

Bugün gelinen noktada o söz, havada asılı kalmış boş bir umuttan öteye geçemedi.

Üstelik ortada cevabı hâlâ verilmeyen ciddi bir soru işaretleri var.

Kızılay Düzce Şube Başkanı Halil Aydın’ın, Akçakoca–Düzce yolu üzerindeki Ensar Gıda binasının satışından elde edilen gelirin tamamının bu konukevinin yeniden yapımı için kullanılacağı yönündeki taahhüdü…

Peki sonuç?

Somut bir ihale yok.

Kamuoyuna açıklanmış bir proje yok.

Bir takvim yok.

Oysa bu bina sıradan bir yapı değildi.

1988 yılında, hayırsever bir Akçakocalının bağışladığı yaklaşık 8 bin metrekarelik arazi üzerine inşa edilmişti. Burada kalan pek çok yaşlı, huzurevine kabul edilebilmek için ciddi bağışlar yapmıştı. Yani sadece bir binaya değil, ömürlerinin son deminde huzurlu bir yaşama yatırım yapmışlardı.

Bu yüzden defalarca aynı cümleyi kurdular:

“Akçakoca’dan ayrılmak istemiyoruz.”

Ama buyruk kesindi…

“Bir ayağı çukurda” denilen yaşlıları dinleyen olmadı.

Üstelik bu hikâye yalnızca bir binanın yıkımıyla sınırlı kalmadı.

Huzurevi sakinlerinin bir bölümü, kaldıkları odalardaki özel eşyalarını, yakınlarından kalan son anıları ve fotoğraflarını bile alamadan yeni adreslerine gönderildi. Bazı sakinler hayatını kaybedince, geriye kalan kişisel eşyaları da yıkım kararı alınan binanın içinde kaldı.

2024 yılında yıkım başladığında, iş makineleri yalnızca beton duvarları değil; yaşanmışlıkları da yerle bir etti.

Fotoğraflar, mektuplar, hatıralar…

Hepsi enkazın altında kaldı.

Kaynaşlı’ya taşınanlar arasında, Akçakoca’ya geri dönemeden hayatını kaybedenler de oldu. İlçenin yakından tanıdığı Nurdan Teyze de onlardan biriydi. Kendi şehrine, kendi bahçesine, kendi anılarına veda bile edemeden bu dünyadan göçüp gitti.

Bugün Akçakoca’da sorulan sorular aslında çok basit ama bir o kadar ağır:

Huzurevi inşaatı için ihale açıldı mı?

Açılmadıysa neden?

Proje rafa mı kaldırıldı?

Bağış yaparak yerleşen yaşlıların hakları nasıl korunuyor?

Bu insanların Akçakoca’ya dönüşü için bir takvim var mı?

Ve en önemlisi, Çuhallı plajına yürüme mesafesindeki 8 dönümlük araziye sulananlar mı varda proje geciktiriliyor.

Bu sorular cevapsız kaldıkça, yaşlıların en büyük korkusu büyüyor: kimsesizlik.

Uzmanlar, bu yaş grubunun hak arama konusunda çekingen olduğunu, sesini yükseltmekten kaçındığını söylüyor. Belki de bu yüzden bu sessizlik bu kadar uzun sürdü.

Yıkılan huzurevinin bahçesinde bir kaide vardı. Üzerinde şu söz yazılıydı:

“Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstaslarından biridir.”

Bugün o söz, Akçakoca için sadece bir vecize değil; yüzleşilmesi gereken bir ayna.

Artık bu aynaya bakıp şu soruyu sormanın zamanı:

Üçüncü kışa giren bu sessizlik, kimin sorumluluğunda?

Akçakoca kamuoyu net bir takvim, resmi bir açıklama ve somut bir adım bekliyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar