Nevzat CİNGİRT
Üniversite hastane yönetimine, il sağlık müdürüne ve sağlık sendikalarına sorular
22.02.2012 tarihinde yayımladığımız “VRE Mikrobu Hastanede Kol geziyor ” isimli son dakika haberimizin ardından kamuoyunda üniversite yönetimine gelen tepkiler çığ gibi büyüdü. Uzun bir zamandır bu bakterinin hastanenin bir çok servisinde kolgezdiğini ve bu yüzden geçen hafta dâhiliye servisinin kapatıldığı gazetemize gelen bilgiler arasındaydı.
Ayrıca, 20.02.2012 de cerrahi yoğun bakımda yatan 6 yatan hastadan alınan kültür sonucunda bu kişilerde bakterinin bulaştığını tespit eden hastane yönetimi, cerrahi yoğun bakım servisini de tedbir amaçlı olarak kapattığını, hastaların tahliye edilip servisi kapatma kararı aldıkları gazetemize gelen bilgiler arasındaydı. Diğer yoğun bakım ünitelerinde durumun dâhiliye servisinden farklı olmadığını, bu servislerde de bakterinin saptandığı gelen bilgiler arasındaydı.
Olayın gazetemiz aracılığı ile kamuoyu ile paylaşılması sonucunda üniversite yönetimi olayı ört pas etmek için cerrahi yoğun bakımı derhal açma kararı aldı.
Gazete haberimizden sonra aynı gün içinde Düzce Sağlık İl Müdürlüğü’den görevliler üniversite hastanesindeki durumu yerinde görmek için inceleme başlattılar.
23.02.2012 tarihinde üniversite yönetimi “ basın açıklaması” yaptı. Basın açıklamasında hastane yönetimi bu iddiaları oldukca basite alıp önemsizleştirmeye çalıştı. Basın toplantısında yoğun bakım ünitelerinde VRE enfeksiyonuna dair kimi bulgulara rastladıklarını dile getiren Üniversite hastanesi başhekimi Yard.Doç.Dr. Talat Bahçebaşı, hastanede yoğun bakım ünitelerinde bazı hastalarda ve hastane ortamında vankomisine dirençli enterekok kolonizasyonu saptandığını söyleyerek bir nalamıyla gazetemizin iddialaranı kabuletmiş oldu.
Bahçebaşı açıklamasının devamında, “ bütün bu gelişmelere rağmen Üniversite hastanesinde bir salgın bulnmamaktadır. Yoğun bakım servislerimiz gelen hastalarımıza hizmet vermektedir ama biz önlem amaçlı olarak infeksiyon kontrol komitesi tarafından bazı tedbirleri de aldık “ diyerek açıklamalarına devam etti.
Şunu açıkca belirtelimki sayın başhekim ve toplantıda söz alan hocaların açıklamalarından biz hala tatmin olmuş değiliz. Biz hala bize gelmekte olan gelen bilgilerin doğruluğuna inanıyoruz. Bu nedenle, Düzce Yerel Haber Gazetesi olarak üniversite hastanesi yönetiminden, İl Sağlık Müdüründen ve sendikalardan aşağıda soracağımız soruların yanıtlamasını istiyoruz?
SORU 1:
Sayın başhekimin basın toplantısında yaptığı açıklamasında “ …bir infeksiyona salgın denilebilmesi ve yoğun bakım servislerinin kapatılması için birçok hastada aynı infeksiyonun saptanması gereklidir. Yoğun bakım hastalarımızda infeksiyona ve salgına rastlanmamıştır.” İfadesini kullandı.
Ancak gazetemize gelen bilgiler arasında geçen hafta dâhiliye servisinin kapatıldığı ve bu hafta da cerrahi yoğun bakımdaki 6 hasta da yapılan tetkikler sonucu, sonucun pozitif çıktığı ve servisin acilen boşaltıldığı, bu servisdeki sağlık personelinin diğer servislere dağıtıldığı öğrenildi. Hastane yönetimi bu konu hakkında kamuoyunu bilgilendirdi mi?
SORU 2:
“ Enterokoklar bakteriler içerisinde yer alan bir mikroorganizmalardır. Bu bakteriler toprak, su, bitkiler, besinler, çeşitli cins hayvanlar, kuşlar ve böcekler gibi hemen her yerde bulunurlar ” ifadesi kullanılmış olup, bakterinin hastane içinde bulunmasını gayet doğal olabileceği anlamındaki bu ifadeler hastane yönetiminin ihmalkârlığını ve sorunun ciddiyetini hala anlamamış gözüküyor.
Zira bu bakteri hastane de yoğun bakımda yatan hastalara bulaşması sonucu hastaların daha geç iyileştikleri ve hastane de daha uzun süre yatmak zorunda oldukları herkesçe biliniyor. Bu da hem vatandaşın hem de devletin maddi ve manevi ağır kayıplar ödemesine neden olmaktadır. Hastane yönetimi bunu neden hala basit bir vakaymış gibi göstermeye çalışıyor?
SORU 3:
Hastaneyönetimi “ VRE izolasyonunun uygun şekilde yapılabilmesi için yoğun bakımda çalışan hemşire sayısının artırılmasının kararlaştırıldığını “ öne sürüyor. Ancak bize gelen bilgiler arasında bunun gerçek olmadığının altı çiziliyor. Başhekimin her şey kontrolümüz altında demesinin tam aksine; hastanede yeterli personelin bulunmadığı, yoğun bakım servislerinin bir kaçında aynı hasta bakıcının çalıştığı ve mikrobun en büyük bulaşma nedeninin hasta bakıcıların birden fazla yoğun bakım servisi ile ilgilenmesinin neden olduğu bize gelen bilgiler arasındadır.
Ayrıca yine bize gelen bilgiler arsında iki hastane personelinde VRE bakterisinin saptandığının altı çiziliyor.Hastane yönetimi bu konu hakkında kamuoyunu neden bilgilendirmiyor?
SORU 4: Sendikalara
Ortalık toz duman, her kafadan bir ses çıkraken, hastane ve sağlık ocaklarında örgütlü sağlık sendikalarımızndan tısssssssssssss yok.
Ne Memursen’e bağlı Sağlık Sen’den, ne Kamusen’e bağlı Türk Sağlıksen’den, ne de Kesk’e bağlı SES’den…
Anlaşılan sendikacı arkadaşlarımız başka bir gezegende yaşıyorlar.
Bir sendika, kendi üyelerinin de bire bir karşı karşıya kaldığı Düzce Üniversite Hastanesi’ndeki endişe verici son gelişmelerle ilgili seslerini çıkarmayacaklarsa daha ne zaman çıkaracaklar. Halk sağlığı, kendi üyelerinin sağlığı bu sendikacı arkadaşlarımızı hiç ilgilendirmez mi?
Soru:5 Sağlık İl Müdürüne
Bir haftadır hem yaygın medyada ve hem de yerel basın organlarında Düzce Üniversite Hastanesindeki son durum tartışılrken, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Düzce ve ilçelerinde yaşayan bütün yurttaşlarımızın sağlığını emanet ettiği Düzce Sağlık İl Müdürümüz Sayın Ersin Şimşek neden kamuoyunu karşısına geçip olan bietenle ilgili yurttaşlarımızı neden bilgilendirmiyor?
Üniversite Hastanesinin kadın doğum ameliyathanesi 17 Şubat tarihinden beri tadilat nedeniyle hasta kabul etmediğini söylüyor.
Üniversite hastane yönetimi bu durumu bir yazı ile il sağlık müdürlüğüne bildirdiğini söylemesine rağmen, il müdürlüğünüzün sorumluluğundaki hastanelerden üniversite hastanesinin kadın doğum bölümüne neden hala hasta sevki yapılıyor?
Yaşama tekrar bağlanmabilmeleri için saniyelerin bile önemli olduğu hastalar, niye saatlerce Düzce Üniversitesi’nin acil servisinde yaşam mücadelesi vermek zorunda bırakılıyor. Neden?
24 Şubat tarihinde gazetemizi arayan bir hasta yakını, eşinin, Atatürk Devlet Hastanesi’nden Düzce Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildiğini, servisteki görevlilerin hastanendeki VRE mikrobundan ötürü hasta kebul etmediklerini ve Zonguldak’a sevk edileceklerini söylemesi üzerine Üniversite Hastanesi Başhekimi Sayın Bahçebaşı ile bir telefon görüşmesi yaptım. Bahçebaşı,“ Tadilat nedeni ile 17 Şubat’tan beri hasta kabul etmediklerini, bu durumdan da il müdürlüğünü bir yazı ile haberdar ettiklerini “ söyledi. Evet, Sayın Şimşek! Durm gerçekten de Sayın Bahçebaşı’nın dediği gibi mi?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- “Emeklinin de Saç Telinden Numune Alın”
26.12.2025 - Sosyal Devlet Nerede?
24.12.2025 - 2026 Bütçesi: Emekliye Açlık, Maaşa Yüzde 25 Kesinti
23.12.2025 - Zemheri Uzadıkça Uzadı…
22.12.2025 - Bazı Şeylerin Zaman Aşımı Yoktur…
20.12.2025 - Uyuşturucu Sahnesiyle Şaka Olmaz: Bu Kaçıncı Akıl Tutulması?
15.12.2025 - Elveda Lenin ve Düzce Belediyesi…
10.12.2025 - Beton Fikret’in 13 Yıldır Değişmeyen Hikâyesi
7.12.2025 - Bir kongrenin düşündürdükleri…
5.12.2025 - Düzce’nin Sorunlarını Örtmek İçin Bolu’ya Sarılmak
4.12.2025
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Ademoğlu
Ben hep şuan şaşmışımdır. Neden İbrahim Korkmaz ve onun gibi düşünenleri bizim gibi çağdaş düşünceye sahip insanlar savunmak zorunda kalıyor. biz aynı durumda olsak onlar kıllarını kıpırdadırlar mı acaba? Buyrun bir de buradan yakın...
serhat
hümeyra hanım gerçekten bravo... ibrahim korkmazın konuşmasını çok güzel tahlil etmişsiniz. bazılarının işine gelmiyor olabilir ama ibrahim beyin konuşması güzelden öte fevkalade idi...
Ademoğlu
Hümeyra Hanım,sizde yavaş yavaş rotanızı AKPnin dümen suyuna doğru kırmaya başlamışsınız. Sizemi kaldı Mavi Marmara gemisinde cenk etmeye çıkan ve bu cumhuriyeti değiştirmek için elinden gelen her şeyi yapmaya kararlı bir milletvekilinin söylediklerini savunmak. Yazık,çok yazık.